Selda Avcı

Liderlik sanatı

Selda Avcı

Sonra şehre bir Vali gelir ve şehrin tüm çehresi değişir...

Nasıl mı?

Afyon'dan sevgi seli ile uğurlandıve Kayseri'ye adeta bir armağan olarak verildi.

Bu armağan iyilerin duaları hürmetine gönderilmişti sanki...

Halka hizmet, hakka hizmetti düsturu...

Reklam değil tamamen gerçekti yaptıkları.

Yani halka ayrı, etrafındakilere ayrı değildi.

Neyse oydu. Özü sözü birdi...

Şehrimize gelişi ile birlikte doğru bilinen tüm yanlışlara reset atıldı.

Peki, neydi bu yanlışlar? Valilik artık zırh gibi korunmuyordu!Halka açılmıştı.

Vatandaş rahatlıkla gidip en üst makama derdini arz edebiliyordu.

Çalışanlar gergin değil, mutlu çalışıyordu.

İşlerini severek yaptıkları ve canla başla vatandaş odaklı çalıştıkları her hallerinden belliydi.

Vali Bey personeline verdiği değerin karşılığını,  personelinin gönlündeki sevgi ve saygı tahtına oturarak fazlasıyla hak etmişti.

Peki ya halk? İşte onlar da Vali Bey'in yakınında olup, canla başla çalışan personeli gibiydi. Vali derken ağızlarından bir Vali daha çıkıyordu.

Kısa sürede 7'den 70'e herkesin gönlüne taht kurmuştu...

Geldiği günden itibaren kibir, makam sevdası olmadan hemen halkının yanında olmaya başlamıştı.Kimin ne derdi var, kimin ne işi var, hepsinin çözümü için vatandaşı ile tek tek ilgileniyordu. Tutmadığı el, girmediği gönül kalmamıştı.

İnsanların kalbine girmek için onlara hanlar, saraylar vermenize gerek yok ki, bir gönül inceliği yapıp, onlara kendini değerli hissettirmeniz yeterlidir.

 İşte Vali bey bu gönül inceliğini kişi ayırt etmeksizin geldiği günden itibaren fazlası ile hissettirmisti vatandaşına...

Şehrin insanını dinleyen onların derdine çare bulan, çözüm üreten, şehrin en üst makamı hemen yanıbaşlarında, karşılarındaydı!

Allah'ım ne güzel bir insandı o... Ne mütevazıydı.

Ben, artık etrafımda dost bildiklerim tarafından yediğim darbelerden dolayı, iyi insanların tükendiğini düşünürken; Vali Bey sanki bana umudunu kaybetme, halen iyi insanlar var, der gibi çıktı karşıma. Allah işini rast getirsin...

Hz. Ömer'in adaleti ile vatandaşına hizmeti şiar edinmişti.

Yaptıkları, hizmetleri, hayatlara dokunuşu tamamen gerçekti.

Reklam yapmıyor, yaptığı güzellikleri gizlice yapıyordu. Hayatlara usulca dokunuyordu.

Esprili, mütevazı, doğaldı. Neyse oydu, özü sözü birdi... Yapmacık değildi.

Sanki kırk yıllık akrabam gibiydi, çok yakın, samimi ve içtendi…

İnsanların fotoğraflarından, nasıl yapıya sahip olduklarını hemen analiz edebilirim.

Vali Bey'in Kayseri'ye gelecek haberini duyduğum andan itibaren hemen bir araştırma içine girdim. Kimdir nasıl biridir, merak ettim açıkçası. Sosyal medya hesaplarını inceledim.

Fotoğrafını görür görmez de, halkın adamı ve çok iyi bir insan olduğunu hemen anlamıştım. Hatta biri ile de bunu paylaşmıştım. Bahsettiğim kişi hemen nasıl anladın diye gülmüştü.

Ve sonra ilk geldiği gün "Şehrin Valisi değil, evladı olmaya geldim" şeklindekiaçıklamasıile tüm gazetelerin manşetlerinde yerini almıştı.

Hislerimde bu güne kadar hiç yanılmamıştım, yine yanılmadım...

Kalitenin sözde değil, özde olanı güzeldir. Mütevazı kişiliği, hızlı, güven veren ve çözüm üreten bakış açısı ile vatandaşının daima yanında olan Sayın Valimiz Gökmen Çiçek Kayseri sizinle değerine değer kattı...

Sayın Valim, bana öyle değerli bir armağanverdiniz ki! Ömrüm vefa ettiği sürece her zaman duacınız olmaya gönüllü talibim. Bana paha biçilemez bir iyilik yaptınız. Hayatım boyunca bana yapılan en değerli iyilikti bu yaptığınız. Asla unutmayacağım.

Ne yaparım, hakkınızı nasıl öderim inanın kelimelerim şuan kifayetsiz kalıyor ama tek söylemek istediğim içimden geçen canı gönülden geçen dua  "Ayağınıza taş, gözünüze yaş değmesin."  Allah sizin gibi makamın değiştirmediği insanların sayısını artırsın. İyi ki varsınız. Allah yolunuzu açık etsin inşallah…

Herşey gönlünüzce olsun, Sayın Valim; Saygılarımla...

Günün Sözü;

 Liderlik güç kullanmak değildir başkalarını güçlü kılmaktır.

Warren Bcnnis & Burt Nanus

Yazarın Diğer Yazıları