Selda Avcı

KİME GÜVENECEĞİZ?

Selda Avcı

Bugün sizlerle Ramazan ayı içerisinde başlayıp, bir hafta öncesine kadar mücadelesini verdiğim bir olayı paylaşmak istiyorum.

Doğruyu ve yaşanan güzellikleri örnek olması için, yanlışı ve hataları da ders alınması için yazıyorum.

Efendim, Ramazan ayı içerisinde şahsi aracım ‘Vites kutusu arızası’ verdi! Sürekli yolda kalmaya başladım. Baya sıkıntılı birkaç gün geçirdim. Bu zaman zarfında şöyle işinin ehli bir usta bulabilmek için çok yoğun bir araştırma içine girdim. Dört bir yana haberler salındı, usta araştırıldı.

Nihayetinde aracımın markası ile alakalı Kayseri’de en kaliteli, en başarılı işinin ehli diye tabir edilen bir ustaya birilerinin selamı ile yönlendirildim. Bu ustanın internet yorumlarını okudum birkaç kişi hariç olumsuz yorum yoktu… Herkes övgü ile bahsetmişti… Yorumlara inandım…

Neyse daha fazla zaman kaybetmeden usta ile görüşüp, sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bana diğer birkaç usta ile konuştuğumda söylenen şeyleri bu ustada söyledi.

Aracın önce beyni değişecekti, beyin değiştikten sonra düzelme olmadığı takdirde aracın kavraması değişecekti. Bu zaman zarfında o kadar çok sanayi ile uğraştım ki neredeyse bir iş yeri açmış olsam aracın hasarını tespit edecek kadar bilgi sahibi olmuşumdur.

Aracımı tamir için bıraktım ilk gün beyin değişti. Aracı teslim alıp merkeze geldiğim anda, yine aynı arızayı verdi ve ben yolda kaldım. Ustayı arayıp bilgi verdim.Çekici yardımı ile aracı tekrar ustaya bıraktım. Aracın beyinde sorun olmadığını kavramanın değişeceğini söyledi ve kendisine bir hafta süre vermemi istedi. Neyse bir hafta boyunca aracım sözde tamir edildi…

Bayram öncesi ödemesini yaptım ve aracımı teslim aldım. Bu aradaaraçtan çıkan parçalar bana verilmedi bu yüzden de nedir, ne değildir ben çıkan parçaları hiç görmedim… Ustadan üç ay kadar bir garanti talep ettim, bu garantiyi zar zor alabildim. İkinci el parça değişiminde garanti olmazmış!

Herkes kendi aracının huyunu, suyunu sesinden bilir, anlar. Aracı teslim aldığım andan itibaren sanki verem olmuş gibi zar zor ilerlediğini ve sesinin kötü olduğunu hemen anladım.

Ustaya defalarca kez gittim, bu araç yapılmadı, eskiden hiç olmayan sesler var şimdi ki halinde dedim. Ustanın tavrı ‘ya abla, işimizi bize siz mi öğreteceksiniz. Çok pimpirikli davranıyorsunuz. Bu kadar kafanıza takmayın’ şeklinde idi… Onu da sineye çektim. İnandım, güvendim, o şekilde binmeye devam ettim. Frenlerde sıkıntı olmaya başladı, tutmuyordu. Yine gittim ustaya frenlerde sıkıntı olduğunu söyledim, telefonun ışığını lastiklere tutup rastgele baktı ‘abla bu araç 10 bin km daha gider. Sıkıntı yok’ dedi. Yine inandım aracı alıp gittim ama aşırı derecede huzursuzum. Araç hiç içime sinmiyordu! Bir şeyler eksikti, işimde çok titiz biriyimdir, herkesin aynı şekilde olmasını isterim.

Velhasılı kelam pata küte araç 15 gün önceye kadar idare etti. 15 gün önce yine aynı arızayı verdi. Bu esnada başımızda olan bir takım sıkıntılardan dolayı İstanbul’a gitmemiz gerekiyordu. Aracı ustaya bıraktık, araçta yine bir şey olmadığını ve test sürüşünde normal olduğunu söyleyip, aracımı eşime teslim ettiler. Eşim aracımı alıp dönerken yine yolda kaldı ve çekici yardımı ile yine saniyeye doğru yola koyuldu. Artık sinir krizleri geçiriyordum… Kendi kendimi yiyordum.

İstanbul’da yaşayan bir iş insanını aradım ve bu durumu anlattım. Kendisi bana‘araca dokunmadan toplu kargoya versinler, araç buraya gelsin. Ben gereken tamir işlemi ile ilgileneceğim’ dedi.

Hemen toplu nakliyecilerden güvenilir bir firma bulduk. Aracım yüklendi ve oda İstanbul’a geldi. Bahse konu İstanbul’daki iş insanı Allah ondan razı olsun, aracımı aldırdı ve sanayide kendi araçlarının bakımını, tamirini yaptırdıkları ustaya bıraktırdı. Ve tamir işlemi anında başladı. İstanbul’daki usta aracı söktüğünde hepimiz hayatımızın ilk şokunu orada yaşadık.

Benim aracımda bulunan orijinal kavrama alınmış ve yerine hurdacıdan alınmış bir parça takılmış. Şöyle ki, İstanbul’da bulunan bu usta oradaki sanayi esnafının ayrıca başka şehirlerden gönderilen kavrama parçalarının revizesini yapıp, talep edilen şehirlere gönderiyormuş. Düşünün bu usta dahi çözemedi araca takılan parçanın hangi araca ait olduğunu… Yani anlayacağınız benim aracıma ne yediği belirsiz bir kavrama takılmıştı…

Kavrama değişti, frenleri de söylemiştim onlara da bakıldı ve biz işte ikinci şoku da orada yaşadık. Meğer benim araçta hiç balata kalmamış, şansa yaşamışız. Diske dayanmış. Balatalarda değişti. Bu arada bu deyimleri ustalar daha iyi anlarlar. Bende bana söylenen şekli ile kabaca bahsediyorum.

Aracın son işlemleri ve kontrolleri yapıldıktan sonra tarafımıza teslim edildi. Sultanahmet tarafına gezmek için gelip aracımızı park ettik. Park yeri biraz yokuştu araç oradan inerken çalışma şeklinden ve aracın sesinden oğlumla ben yine bir arıza olduğunu hemen anlayıp birbirimize baktık ve aynı anda‘araç yine bozulmuş’ dedik. Hemen zaman kaybetmeden ustayı aradık. Durumu bildirdik. Bu arada saat;17.00’dı akşam olmak üzereydi, sanayinin kapanmasına iki saat vardı. Biz Sultanahmet’teydik, sanayi Esenyurt ta! İstanbul trafiğinden bahsetmeme gerek yok elbette! İvedi şekilde sanayiye ulaştık, usta tüm ekibi ile tam kadro bizi bekledi…

Aracın arızasının büyük ihtimalle beyinden kaynaklı olduğunu, kavramadan düzelmediğini söyledi. Beynin değişmesi için onay alındıktan sonra hemen tamir işlemine geçildi. İşte tam o esnada hayatımızın üçüncü şokunu da yaşadık. Benim 2015 model aracın orijinal beyni alınmış, yerine 2013 model yine hurdacıdan alınmış bir beyin takılmış. Şok üstüne şok yaşayarak tamir işlemine geçildi.

Araç beyinlerinin muhafaza edildiği alan kilitliydi ve anahtarı diğer ustadaydı! Bizim o gün oradan hareket etmemiz gerekiyordu. Ustanın aracı, benim aracım ile aynı markadaydı 2016 modeldi! Usta kendi aracının beynini çıkarıp, benim aracıma taktı ve benim aracımın bozuk olan beyninin kendi aracına taktı. Benim aracımı denedi test sürüşü yaptı ve bizi Kayseri’ye doğru uğurladı. Gelene kadar bir müddet yine bozulacak mı diye endişe ettik. Çok şükür tekrar bozulmadan evimizin yolunu tuttuk. Sorunun iki kaynağı olabilirdi, her ikisi de değişmişti. Artık sorun yaşanmaz demişti ustada…

Gelene kadar usta iki üç kez aradı bir sıkıntı olursa arasanız hemen gelirim dedi. Sıkıntı yaşamadan sağ salim evimize geldik. Bakın iki usta örneğinden bahsettim. Biri benim orijinal parçalarımı alıp, yerine hurdaları takarak, sözde aracımı tamir ettim diyerek para aldı. Diğer usta ise kendi orijinal aracının parçasını takarak, kaç kez bizi arayıp, sorarak evimize uğurladı, takdiri size bırakıyorum.

Şunu da söyleyeyim gelir gelmez, ‘Oto Sanatkârlar Odası Başkanı’ ile irtibata geçtim ve bu durumu kendisine anlattım, Başkanım sağ olsun hemen müdahale etti ve Kayseri’deki ustaya gerekli uyarılar ve cezalar verildi. Şimdi soruyorum size; Peki, bu şartlarda biz kime güveneceğiz? Bu şekilde insanlar yüzünden kişilere olan güvenimizi kaybetmeye başladık. Allah sonumuzu hayır getirsin! Saygıyla…

Günün Sözü;

"Yalan dörtnala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir." Alıntı

Yazarın Diğer Yazıları