Selda Avcı

BİLİN İSTEDİM!

Selda Avcı

Kibir hastalıktır. Hiç sevmediğim insan tipidir, kibirli kişi…
Son zamanlarda etrafımızda, bol miktarda bu hastalığa yakalananları görmek mümkündür!
Ne güzel söyler Farabi; ‘Allah seni yükselttikçe, sen gönlünü alçalt’ diye!
İnsanoğlu; Yükseldikçe mi alçalıyor, Alçaldıkça mı yükseliyor? Anlayamadım…
Biliyor musunuz? Kibirle, yeryüzünde böbürlenerek gezeni Allah hiç sevmez.
Bu dünya indirici, bindiricidir. 
Bugün zirvede olan, yarın bir hiç olabilir. Bugün bir hiç olan, yarın zirvede olabilir.
Yani bugün varsın, yarın yok! Peki, sen neyin telaşındasın?
Yoksa sen, efendimizin, ‘ağızların tadını kaçıran ölümü, çokça hatırlayınız sözünü’ unuttun mu?
Kuran’ı Kerim Ali İmran suresinin 185. Ayetinde ‘Her canlı ölümü tadacaktır’! İle hatırlatıyor ölümü…
Peki, ölüm sana kaş ile göz arasında iken, kibirden kuleler inşa etmenin âlemi var mı?
Yoksa sen, sana ölümün gelmeyeceğini mi düşünüyorsun?
Yoksa sen param, makamım, torpilim beni ondan da mı korur diyorsun?
Ondan mı bu korkusuzca can yakışların, ah alışların? 
Ondan mı böyle burnu Kaf dağında oluşların?
Ölümün torpili yok bunu bilesin. Ve biliyor musun ölüm her şeyi, herkesi eşit yapıyor. 
Geçtiğimiz günlerde Talas merkez istikameti güzergâhında yaşanan trafik kazasında dikiz aynasından, arkamdaki aracın çarptığı masum bir kedinin çırpınışlarını gördüm. 
Aracımı hemen kenara çekip, koşarak trafiği durdurup yanına gittim.
Hayvanları aşırı derecede seviyorum, hele kedilere deli oluyorum. 
Kedinin üzerinden başka araç geçmesin diye, kendimi trafiğin içine attım. 
Sonuçta kedi Allah’ın yarattığı en güzel canlı varlıklardan biridir. 
Yanına gelene kadar ölmemiş olsun diye dua ettim, gözyaşlarım sel oldu...
O masum minik günahsız bir kedi! Ağzı yok, dili yok! Günahı yok, vebali yok! 
Dedikodusu yok, gıybeti yok! Kul hakkı yok! 
Kimsenin gözyaşlarına sebep olmamış! Kimsenin ahını almamış! Sonuçta masum bir kedi…
İşte ben o kedinin can verme anına bire bir şahit oldum. Gözlerimin önünde verdi son nefesini.
O kadar ibret vericiydi ki! Günlerce kendime gelemedim. 
Gözümü her kapadığımda, o kedinin çırpınışları gözümün önündeydi! Aşırı derecede üzüldüm!
Bir canın yaşama hakkı elinden istemeden de olsa alınmıştı. O kedinin vadesi o gün yetmişti.
Ölüm ona kaza ile gelmişti. Melek olup geçip gitmişti…
Böyle masum bir kedicik bu kadar zor can verdiyse, can yakan, ah alan, zina yapan, diğer türlü günahları korkusuzca işleyenlerin hali nice olur acaba diye düşünmeden edemedim.
Korkusuzca can yakanlar, yaptığı kötülüğün yanına kar kalacağını sananlar, el âlemin namusuna göz koyanlar işte bu sözüm size ölüm var, bilin istedim!
Saygıyla!
Günün Sözleri;
Ölüm nedir biliyor musun? Önünde sonunda çalacağımız tek hakikat kapısı, bizi bir yaradan var, yaradanın emriyle gene kendisine dönüşümüzdür ölüm, 'bir daha ölmemek üzere dönüşümüzdür' ona." Rasim Özdenören / Gül Yetiştiren Adam
"İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah” Ziya Paşa
Kâğıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır.  S. Fobes

Yazarın Diğer Yazıları