Depremler bitti mi?

Asrın felaketi diye adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından aylar geçti. Depremin olduğu şehirlerde büyük yıkımlar olurken aynı zamanda insan psikolojisinde de büyük hasarlar oluştu. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen birçok kişi deprem psikolojisinden hala çıkamadı. Kayseri'de hissedilen büyük sarsıntılar bitti fakat insanların 'deprem olacak' korkusu bitmedi. Peki, deprem korkusunun bitmemiş olması normal mi? Tüm merak edilenleri Piskolog Arzu Ersoy Anadolu Habere anlattı.

Depremler bitti mi?

Asrın felaketi diye adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından aylar geçti. Depremin olduğu şehirlerde büyük yıkımlar olurken aynı zamanda insan psikolojisinde de büyük hasarlar oluştu. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen birçok kişi deprem psikolojisinden hala çıkamadı. Kayseri’de hissedilen büyük sarsıntılar bitti fakat insanların ‘deprem olacak’ korkusu bitmedi. 

Depremin üzerinden haftalar geçmesine rağmen hala deprem oluyor gibi hisseden insanların olması normal mi?

Piskolog Arzu Ersoy deprem sonrasında her insanın verdiği tepkinin farklılık gösterebileceğini belirterek şöyle dedi: "Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde binlerce kişi hayatını kaybetti. 11 ilde on binlerce konut yıkıldı ya da hasar aldı. Dolayısıyla ülke olarak büyük bir felaket yaşadık. Yaşanan depremlerden sonra en çok karşılaştığımız durumlardan bir tanesi deprem olmasa da sürekli deprem oluyormuş ya da sallanıyormuş gibi hissedilmesi oldu. Deprem sırasında ve sonrasında tepkiler her insanda farklılık gösterebilir fakat ortak duygu korkudur. İlk 48 saat içerisinde stres belirtilerinin olması oldukça normaldir. Bu belirtilerin en az 2 gün ile en fazla 1 ay aralığında sürmesi akut stres reaksiyonudur ve anormal duruma verilen normal bir tepkidir. Belirtiler 1 ayın üzerinde devam ettiğinde post travmatik stres reaksiyonuna dönüştüğü söylenebilir. Özellikle tedavi edilmemiş post travmatik stres reaksiyonuna depresif semptomlar eşlik edebilir. Buna ek olarak panik düzeyde kaygı belirtileri ya da tam tersi dissosiyatif belirtiler yani olay sürecini hatırlayamama ya da ciddi hissizlik görülebilir. Bunun yanı sıra olayı hatırlatan durumlardan, görsellerden, yerlerden kaçınmalar ve her an uyarılmaya hazır olma, tetikte olma gibi ruh hali de görülebilir. Devam eden bu semptomlar ve buna benzer deprem oluyormuş hissi ya da sallanma hissi gibi semptomların travmatik stres reaksiyonuna dönüştüğünü söylenebiliriz."

Depremin etkisinden ne zaman çıkmış olmalıyız?

Ersoy: "Travmatik olaylardan sonra verilen tepkiler kişisel özelliklere göre değişkenlik gösteriyor. Bu süreçte bireylerin yaşadığı psikolojik süreçleri etkileyen travma öncesinde (cinsiyet, genetik yapı, geçmiş travmatik yaşantılar, geçmiş ruhsal sorunlar), travma sırası (travmatik yaşantının şiddeti, süresi, yaralanma)ve travma sonrası (sosyal desteğin düşük olması, ekonomik problemler) gibi birçok faktörün etkisi bulunmaktadır. Fakat bu semptomlar 1 ay ya da 40 günden fazla süredir devam ediyorsa ruh sağlığı uzmanlarından yardım alınması önerilir" dedi.

Depremin etkisinden çıkamayan bireyler destek almalı mı, depremden ne kadar süre sonra destek almalı?

Arzu Ersoy deprem travması günlük faaliyetleri etkiliyorsa mutlaka ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel bir yardım alınması gerektiğini vurguladı:" En başında da söylediğimiz gibi büyük bir felaket yaşandı ve bu gibi travmatik olaylara farklı tepkiler verildiğini tek bir doğru yolu olmadığını unutmamak önemlidir. Psikolojik sorunlar kişinin günlük hayatını ve iyileşmesini etkileyebileceği için kişinin işlevselliğinin bozulduğu durumlarda yani işini yapmasına engel oluyorsa, eve giremiyorsa, günlük faaliyetlerini etkiliyorsa psikolog ya da psikiyatrist gibi ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel bir yardım alınmalıdır. Psikolojik destek, deneyimleri işleme koyma, stres ve duygusal sıkıntılarla baş edebilmelerine ve uzun vadeli ruh sağlığı sorunlarının önlenmesine yardımcı olur" ifadelerini kullandı.

Size bu konuda başvuranlar var mı? Ne yoğunlukta?

Ersoy travma sonrası stres bozukluğunun daha fazla olduğunu söyledi: "Forte Psikoloji ve Danışmanlık merkezi depremden sonra gönüllü psikolojik destek sağlayan kurumlar arasındaydı. Deprem bölgelerine yakın olmamız nedeniyle depremden hemen sonraki süreçte bütün birim ve uzmanlarımızla faaliyetlerimize başladık. Şu an başvurular devam ediyor fakat ilk zamanlara göre daha azalmış durumda diyebiliriz. Şu an yapılan başvurular da en çok Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Depresyon görüyoruz."

Deprem sonrası en sık karşılaştığınız problem nedir? (Anksiyete, uyku problemleri, depresyon…)

Psikolojik faktörlerin fiziksel olarakta insanları etkilediğini söylen Ersoy: "Deprem sonrasında gördüğümüz ve sıklıkla karşılaştığımız psikolojik problemler; Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB); bireylerin travmatik olayla ilgili sürekli korku, endişe ve flash back dediğimiz görüntülerin sıklıkla akla gelmesi buna ek olarak Akut Stres Bozukluğu (ASD); Travma Sonrası Stres Bozukluğuna benzer fakat travmatik olaydan sonraki ilk günlerde semptomlar açığa çıkar. Depresyon yani üzüntü, umutsuzluk ve etkinliklere ilgi kaybı yaşaması, Anksiyete Bozuklukları; aşırı endişe, panik ataklar ve fobiler görülmesi bu psikolojik süreçlerin yanı sıra yaşanan psikolojik faktörler kaynaklı fiziksel belirtiler yani stres ve travmayla ilgili geçmeyen baş ağrıları, mide sorunları ve yorgunluklarda karşılaştığımız konular arasındadır" dedi.

Travma sonrası stres bozukluğuyla nasıl baş edebiliriz öneriniz nedir?

Arzu Ersoy güvenli ortamı sağlamanın önemine değindi: "Deprem gibi doğal afetler sonrasında akut stres bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin öncelikleri mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek almak olmalıdır. Buna ek olarak kendilerini rahatlatmak amacıyla ; bu kişiler öncelikle kendilerini güven altına almaları gerekir. Güvenli ortamın sağlanmasının ardından kişinin sosyal yaşamını devam ettirmesi, yeniden rutinler oluşturması ve çevresinden destek alması önem taşımaktadır. Özellikle yaşanan kayıplarla ile ilgi başkalarıyla konuşmak ve paylaşmakta fayda sağlayacaktır. Travma sonrasında ortaya çıkan şiddetli olmayan belirtiler zamanla kendiliğinden düzelir fakat düzelmeyen ve başa çıkmakta zorlanılan konularda profesyonel destek almak önemlidir. Bu süreçten etkilenen çocukları da güvende hissettirmek, yeteri kadar güvence vermek, eğer anlatma ya da oyun ihtiyacı duyuyorsa bunu karşılamak gerekir" diyerek sözlerini noktaladı.
 

>>Gülşen Büyükçekiç