Günümüzde gerek nüfus artışı ve gerekse para kazanmak duygusuyla hareket etmeleri sebebiyle tarım ve gıda sektörü endüstrisi oldukça büyümüştür.
Gıda sektörü büyüdükçe hazır, paketlenmiş ve işlenmiş gıdalar hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. Hazır, paketlenmiş ve işlenmiş gıdalar daha fazla dayanıklı olması ve yerken zevk vermesi için sağlıksız kimyasallar katılarak imal edilmektedir.
Günümüz hayat biçimi insanları tembelliğe itiyor ve nasıl üretildikleri düşünülmeden hazır gıda almaya teşvik ediyor.
Bu konuda farklı düşünen EPİKÜR, Sinoplu DİYOJEN, Cabir Bin HAYYAN, Karl MARX ve NAESS yazdıkları ve söyledikleriyle bizlere sanki şunları aktarıyorlar.
EPİKÜR’e göre, en çok keyif veren ve en az zahmete sokan yemek seçilmelidir.
Sinoplu DİYOJEN; atalarımız yakın döneme kadar avcı-toplayıcıydılar, bu yüzden doğayla uyumlu yaşamalıyız, derdi.
Cabir Bin HAYYAN; doğal olan her şey yararlı değildir, kimyasalların yararlı ve zararlı olanları vardır, bir gıdada zararlı ve yararlı kimyasallar denge içinde bulunmalıdır, görüşündedir.
Karl MARX görüşünü; işlenmiş gıdaların tamamı toplum için zararlıdır. Hazır gıda üreticileri sadece parayı düşünürler, hazır gıda üreticileri toplumun iyiliği için gıda üretmek gibi kaygıları yoktur, diye ifade ederdi.
NAESS’in görüşü ise; gıda endüstrisi çevreyi bozuyor, hayvanlar-böcekler ve arılar bunlar yüzünden ölüyor, doğayı aç gözlülüğümüzle sömürüyoruz, küresel tarım işletmeleri ve gıda endüstrisi doğaya zarar veriyor, doğaya ve insanlara zarar verdiğinden ne kadar zorumuza gitse de hazır gıdaları kullanmamalıyız olurdu.
Doğanın iyi yönlerinden yararlanmalı, kötü yönlerinden uzak durmalıyız.
Gıdaların sağlıklı olmasının tek yolu da denetimlerin sıklaştırılmasıdır.
