Murat Yerlikhan

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER

Murat Yerlikhan

“Azgelişmiş Ülke” yaftası ülkeleri utandırdığı için yerine “Gelişmekte Olan Ülke” terimi bulundu.

 

Gelişmiş ülke tanımındaki özelliklere sahip olmayan ülkelere gelişmekte olan ülkeler denilmektedir.

 

Gelişmiş ülkeler sanayileşmiş, teknoloji üreten, nüfusu kentlerde yaşayan, eğitimli insanların bulunduğu, teknik ve sosyal alt yapısını tamamlamış, yüksek gelirli ve güçlü firmaları olan ülkelerdir. Gelişmekte olan ülkeler ise, gelişmiş ülkelerin özelliklerinin tamamından veya büyük kısmından yoksun olan ülkeler olmaktadır.

 

Önemli soru şu olmaktadır; gelişmiş ülkeler geçmişte gelişmekte olan ülkeler miydiler? Alınan cevap pek de tatminkâr değil: Gelişmiş ülkelerin hiç birisi tarihte gelişmemiş olan ülke grubuna girmemiştir.

 

Gelişmekte olan ülke çalışmaları 1950’lerde başlamıştır. Bu çalışmalar daha çok siyasi açıdan yapılmıştır.

 

Bazı ekonomistler gelişmekte olan ülkelerde gelişmenin önündeki engeller olarak nüfus, iklim ve toprak yapısı gibi doğal koşulları göstermişlerdir. Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun hızlı artışı kişi başı geliri düşürmüş, toprak parçalanmış ve iklim ürün aleyhine olmuştur.

 

Gelişmekte olan ülkelerde düşük verimlilik de önemli geri kalma faktörü olarak gösterilmektedir. Düşük verimlilik sermaye kullanımı yetersizliğinden, tabi ki bu yetersizlik de tasarrufların az olmasından kaynaklanmaktadır. Bu kısır döngü sonunda ülke yoksul kalmaktadır. Bu durum bizi, gelişmekte olan ülkelerin kendi kendilerine kalkınamayacağı, mutlaka dış destek olması gerektiği gibi bir yanlış anlayışa düşürmektedir.

 

Gördüğümüz tezler Batılılar tarafından uydurulmuş ifadelerdir.

 

Bazı ekonomistler gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler ilişkiye girmeden önce; gelişmekte olan ülkelerde nüfus, ihtiyaç, teknoloji ve kaynaklar arasında doğal bir dengenin bulunduğunu, ancak gelişmiş ülkeler devreye girdikten sonra eski dengenin bozulduğunu söylemektedirler. Haklılar da.

 

Ayrıca; gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde kendi ihtiyaçlarına uygun sanayileşmeyi yapmakta ve böylelikle yerli sanayinin de gerçekleşmesine mâni olmaktadırlar.

 

Necip Fazıl KISAKÜREK, aslında Batı’nın her zaman bir Doğu sorunu olduğunu söylerdi. Batılı kadim Yunan’dan beri kendisi dışındakileri “barbar” olarak görmüştür. Aradan yüzyıllar geçmiştir ama bu anlayış değişmemiştir. Azgelişmiş Ülke, Gelişmekte Olan Ülke, Asya Tipi Üretim Tarzı teorileri hep aynı yönden, Batı’dan gelmiştir. Farklı ideolojilere sahip olsalar bile, Batı Doğu’yu gelişmekte olanlar grubunda değerlendirmektedir. Çünkü, ancak dışarıdan bir yardımla büyüyebilecekleri inancındadırlar.    

 

Yazarın Diğer Yazıları