Fikret Çetin

TANRI PARÇACIĞI

Fikret Çetin

                                          -   RUH   -

 

                                                  1

 

Oku yaratan Rabbin adı ile oku , seni bir damla sıvıdan nasıl yarattım …

 

Rab olan yaratıcının insanlara kendini anlatması ile başlayan insanlığa son sözleri olan kitabinin ilk sözü olan ‘’ Oku ‘’ emri …

İçindeki sen hareket ettiren ve bedenine canlılık veren enerjiyi oku …

İnsanın ile oluşumu bir damla gözle görülmeyen bu günün teknolojileri ile sperm dediğimiz eskilerin farklı adlarla deneyimlediği ve bundan oluşan insanı gözlemlediği kadının rahminde şekil alan spermi oku …

Bak ona ki nasıl canlılık kazanıyor ve içerisine o oluşurken ruh dediğimiz o tanrı dan gelen enerji içten içe nasıl giriyor bak bir oku , düşün , tefekkür et !

                                                                                       ***

 

Ruhun da karma karışık bir hayat arayışı olan o yüce insanı anlamak için oku !

Düşünüyordu ilk çağlarından beri hayatı .Ruhunda bir arayış vardı onun aklı almıyordu ama iç alemi bir şeylerden besleniyordu . İyilik ile dolu idi ve kendi kendince nasıl var oldu  bu alem bir merak ediyor düşünüyor sürekli bir tefekkür içerisine giriyordu  zaman zaman ilerliyordu alıp başını yüce dağlara çıkıyordu ve seyrediyordu bütün göre bildiğince insanları ve dünya denen bu alemi mekanı …

Nasıl oldum , nasıl var oldum diye ruhunda yanan ilahi kudret ateşi ile İbrahim’in tanrısını , atası olan dedesinin ona gelen düşüncelerini ve arayışını arıyordu tıpkı bizler gibi ve Allah diyordu …

Böyle günler ve aylar boyu ilerlerken aklına akıl almaz kimsenin düşünmediği sorular geliyor ve dünyadaki o gün yaşayan bütün insanlardan daha farklı düşünmeye başlamıştı . Tek merak ettiği iki şeyden biri olan içimdeki bu bana dünyayı anlatan ve görmemi sağlayan ruh nereden geldi nasıl oluştu soru ile karşı karşıya kalıp , beni bu dünyaya kim getirdi nasıl var edildim sorularını kendine sormadan edemiyordu …

Böyle günler ve aylar geçti durdu , evlendi insanlara ve kadınlara baktı ama hepsinin içerisindeki o ruhu can veren enerjinin nasıl olduğunu anlamamıştı …

Sebebi ne idi diye düşündü durdu …

 

Bir gün yine o uçsuz bucaksız sesiz dağa çıktı …

Ve olanlar oldu …

Kafası önünde düşünürken ruhunda büyük bir açılma meydana geldi ve …

 

Karşısında atasına gelen nice kendi gibi kullara gelen , o ilk büyük enerjilerden ruhlardan olan enerjiyi gördü …

Ona söyle dedi :   ‘’ İKRA ‘’

Ve o da her Müslümanın bildiği sözü söyledi korku ve endişe içerisinde aklında deliyor muyum yoksa ölüyor muyum diye kafasında zihninde karma karışık bir soru yumağı ile …

‘’ Ben okuma bilmem ‘’

Okuması gereken şey aslında biz insanların okuyacağı lisanda kitap vb. insan düşüncelerinin ürettiği harfler değil okuması istenilen ruhu ve bedeniydi…

‘’ İKRA ‘’ dedi tekrar …

Vücudun da onun enerjisini hissediyor ve sakinliğin ve ruhundaki yakınlığın verdiği his ile korku kalmamıştı ve rahat bir duruş içerisinde

‘’ Ben okuma bilmem ‘’ dedi..

Tekrar biraz gür ve baskın ses ile Yaratıcı elçine yaratığı o ilk enerjilerden ruhlardan olan bizlerin melek diye adlandırdığı o görevliye tecellisi ile bir an da o son elçisinin vücudunu onun biraz zorlanacağı bir halde

‘’ İKRA BİSMİ RABBİKELLEZİY  HALAK ! ‘’ dedi

Yani ‘’ Oku , yaratan rabbin Allah’ın adı ile oku seni bir damla sıvıdan nasıl yarattım ‘’

Ve bütün ihtiyacını ona olan alemleri bir an da zihnine ruhuna ve aklına , kalbine işledi….

İşte böyle doğdu insanların ilk ruhu ve son bedeni elçisi MUHAMMED !

 

                                                                                      ***

Ruhunu nasıl yarattım tefekkür et , yani derinlemesine düşün dedi.  Ve sonrasında ona en çok sorulan sorulardan…

‘’RUH nedir ? ‘’

‘’ Akıl nedir? ‘’

‘’ Kalp nedir ‘’

‘’ Beden ya da nefis nedir ? ‘’

Soruları yöneltildi . Peki bunlar neydi ? Bunlar insanı var eden dört denklemdi. Biri bozulsa diğerleri de bozuluyordu .

OKU …

Ruhu sordular , onun tamamı rabbim katında gizli dedi. Çünkü ruhu yaratıcı kendi enerjisinden var etti diğerlerinin ruhları öyle değil . O yüzdendir ki Allah ruhu yahut kendi varlığından yarattığı o enerjiyi benim alemlerdeki en yüksek yarattığım insandır dedi.

 

                                                                                              ***

 

Gelelim sana !

Kadın veya erkeksin bu bedenen böyle ama ruhunun kadınlığı ve erkekliği yok bu da böyle biline . İlk insan kadın ve erkek yada  erkek veya kadın …

Bedenlerimiz hemen hemen aynı .  Sadece ikisi birleştiği zaman bir insan meydana geliyor . Kadın bedeni erkeğe , erkek bedeni kadına ait . Farlılıkları şu ki ikisinden doğan çocukların ruhlarının annelikleri , babalıkları yok !

Çünkü yaratıcı o enerjisi yaratırken kendi varlığında dişilik erkeklik ya da analık babalık koymadı . İlk insanın ruhu ayrı , son insanın ruhu ayrı ..

Ama elçilerinin ruhları benzer nitelikte çünkü ruhta benzeşme var . İlk elçinin ve son elçinin arasında geçen tüm elçilerin ruhlarında aynılıklara benzer aynılık var .

Şu an belki evlisin , belki bekar , belki sevgilin var ya da hiç ilişkin olmadı yahut oldu da bitti…

Evlendin boşandın…

Makam sahibisin belki de doktor , mühendis yada patron belki de belediye başkanı hatta ve hatta cumhurbaşkanı ve millet vekilisin …

Gelelim dünya da yaşayan bütün insanlara bedenen kadın olsun erkek zümresi olsun bedenen bir farklılık var mı …

Yok dediğini duyar gibiyim …

O vakit neden biri ülke yönetirken , sen neden işçisin…

‘’ OKU ‘’ o vakit …

Kitap demedim ki aklına senin hemen kitap geldi benim dildaşım …

Okumaktan kasıt ileriye dönük okumak ey makam sahibi …

Yaratıcı bu fikri veriyor inceden önce içindeki o tanrıdan gelen enerjisi anla sonra dünyada oluşturan seni o spermi anla . Yemek , içmek zaten bunlar bu dünyanın ihtiyacı .. Ama senin ihtiyacın içindeki o enerjisi kadın ila erkek olsun bunu kuvvetlendirip kalben ilham almak . Kalp derken ruhun kabinden bahsediyorum  tam göğsünün altında tanrının koyduğu ilham mekanizması var buraya sürekli ilham gelir ; bunu bilesin !

 

                                                                                 ***

Zihin şu an burayı okuyor ve bilgilenip ilhamını almaya uğraş veriyor .  Düşün oturmuşsun makamında ilham alıyorsun sana yakın olan yaratıcıdan, ne dedi son kitabın da yaratıcı sana şah damarından yakınım bu çok tefekküre dalınacak bir söz …

 

Aslında yaratıcı bize  yarattıklarına ‘’ beni hissedin diyor , bedenleriniz beni göremez ama ruhunuz benden olduğu için benim nurumu , enerjimi , ilhamımı bilir anlar ve hissedip yaşadığı çağdan ileriye gidip fikir alır ve makamında o ilhamı aldıktan sonra yeni ufuklar açar .

Bunu yapan içerindeki ruhtur .

Dön bir bak etrafına ve kendine ve içerinde sana hayat veren o yüce enerjiye ….

Baktın mı ?

Dinle ruhunu ve evreni oku şimdi yaratıcının son elçisine dedi gibi …

Neyi oku ruhunu ilk olarak bunu sonra aklını sonra kalbini ve sonra bedenini …

Beden okumayı hekimler en iyi bir şekil yada biçimde okuyor ama ruh , akıl , kalp bunları genel olarak biliyor .

Neden böyle sence ?

Çünkü yaratıcı hiç kimsenin ruhunu ve kalbini, aklını eşit yaratmadı benzer yaratı…

Şimdi içerinde ki bu tanrı parçacığını affettirme zamanı …

Derin bir nefes çekip annenin ve babanın vücudunda bir sıvı olarak  dururken şu an  canlanmış ve düşünen bir varlığa dönüştün ve kelam söyleyen lisanı yaratılmışlardan daha üstün olan yaza bilen bir ölümlü başka boyuta geçişli bir can oldun ey insan !

 

                                                                                       ***

Şimdi o sıvı senden meydana geliyor sonra bir kadın buluyorsun onun rahminde yani anne denilecek bedende var olacak insanı yapacak ve doğuracaksın ..

Ama ne babanın ruhu onda olacak ne de annenin ruhu onda olacak … Ama bedenen onlara benzeyecek fakat doğan insanın ruhaniyeti ya yazar, ya hekim , ya ressam ya da mucit olacak …

Peki bir meslek ve yetenek sahibi olmayanlar mı ?

Öyle bir şey yok … O insanlar ya yaratıcı lanetledi ya da kendini keşif edemedi…

Her yaratığını iyi yarattı ama kötülüğü kovduğu insan için kovduğu Azazil isimli hissedilir ama görünmez kuluna lanet ederek , tek ilk kötü olarak başlattı ve kim buna uyarsa o da onun gibi olur nidasını emrini alemlere ve alemlerde yaşayana emir etti…

Sonra dünyaya geldik , işte böyle idi hikayemiz..

O lain ben insandan üstünüm derken bedeni kastetti…

Ama ruhu hesaba katmadı . Her yaratılana ruh verdi yaratıcı ama ruhu kendi varlığında meydana getirdi bunun içindir ki ;’’ Ben insan sizden üstün’’ dedim dedi . Sebep o ki insan ruhu bütün ruhlardan daha yetenekli ve kapasiteli yalnız bedeni kısıtlı …

Onun içindir ki bulamıyor tanrısını…

Lanetlenen ruh ve kalp ve akıl  bedene etki altına alıyor ve kötülüğe dönüşüyor…

Kadınlarda bu çok az .. Çünkü yaratıcı kadını doğuştan erkeğe bakarak daha temiz yaratıyor …

Bu yaratılış ruhaniyetin ve nefsaniyetin inceliğinden geliyor . Erkek kuvvetlendiği zaman iyilik yapıyorsa , ruhu zayıfladığında iyilik yapıyorsa işte o zaman enerjinin geldiği yere içinde ki tanrı parçacığı olan ve bütün vücuduna fikir veren bir var olan boyutları gezen , gören ve fikir ve tefekkür eden  muhteşem bir canlıya dönüyor …

                                                                              ***

Ey insan içindeki ruhu aydınlatmak elinde …

Yaratıcının elçisini aydınlattığı gibi sende kendini aydınlar ve akıl ,kalp, ruh    dört denklemin üçünü bedenine evren ve kainatı düşünerek nasıl oldu bunlar sorunu sürekli sorarak ve aklında yavaş yavaş fikir ederek nefsine işle yani denklemin sonuncusu olan bedenine   uygula sonra yeteneklerin meydana çıkacaktır …

 

En başta nefsinde ve kötü dediğimiz hasletler varsa onlar su yüzüne çıkar . Korkma sakın onları kainatla ilgilendirerek ruhunu şah damarından yakın olan yaratıcı sana temiz bir ahlakı işlediğini gördüğünde ruhunu yani o bir süre dünya da kalıp sonra çıkacak boyut değiştirecek ruhunu kendinden daha yakın hissedeceksin …

 

                                                                                   ***

 

‘’ OKU ‘’ da ki anlam yaratılışını nasıl yaratıldığını yaşadığın gezeni nasıl yarattığını ruhunla ara ve anla demektir belki de…

 

Makamında oturdun belki bu yazıyı okuyorsun , belki ev desin , belki dışarıda …

‘’ OKU ‘’ demek benim ahlakımı kazan demektir .

Ne zaman şeytani ahlak insana hakim oldu . işte o zaman ‘’OKU ‘’ emrini hatırlayacak ve nura bürüneceksin …

Devamını isterseniz efendiler , hanımefendiler yazı dizimize devam ederiz, ilk giriş böyle olsun ,diğer yazıda görüşmek  ümidi ile…

                                                                                            ***

Tekrar evreni, kendini ,ruhunu ve ilham alan ruh kalbini temiz ahlaka çevirip ruhunu yaratıcına çevirme zamanı …

Bak şimdi gök yüzüne …

Bir derin nefes al …

Ne bileceksin ki yüzüne çarpan rüzgarın içindeki enerji, yani hava seni var edenin sonra ruhunu çekip alacak bedenini bir müddet öldürecek sonra tekrara yaratacak , yaratıcının ta kendisini hissedip soluyorsundur belki de..

 

Şah damarından bize yakın olan sadece hava var . Bu kesildiği zaman ruh dışarı çıkıyor .

Başka zaman da belki de bu yazı dizinde görüşmek ümidi ile sevgi, saygı ve en içten kalbi muhabbetim le sizleri selamlıyorum efendiler , hanım efendiler …

 

Bir sonraki yazımızda daha derine ineceğiz…

 

Hoşça kalın…

Yazarın Diğer Yazıları