Khaled Hosseini'yi okudunuzu mu?
Afgan asıllı Amerikalı Yazar...
1980 yılında Amerika'ya göç etmiş ailesiyle birlikte, babasının işinden dolayı siyasi sığınmacı olarak...
Uçurtma Avcısı, Bin Muhteşem Güneş, Ve Dağlar Yankılandı romanlarının yazarı.
Afganistan'daki olaylar çıktığından beri Hosseini'nin kitaplarında okuduğum cümleler yankılanıyo dimağımda.
"Afganistan'da her kilometreye binlerce acı düşer."
"Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok."
"Sohbet Taliban'a geldi. 'Duyduğum kadar kötü mü?' 'hHyır daha da kötü. İnsan olmana izin vermiyorlar' dedi. "
"Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler."
Bunlar gibi daha neler...
Bin Muhteşem Güneşte 'Meryem'in hikayesi yüreğe öyle bir işlerki. Afganistan'ı, Talibanı, Amerika'yı daha iyi anlarsınız okudukça.
Kitap bitince neyseki romandı, kurguydu diye teskin etmeye çalışırsınız kendinizi. Ama bugün, Meryem'in hikayesinden daha fazlasını yaşıyor bugün Afgan kadınları.
Bırakıp kaçan Afgan erkeklerine inat ölümü ya da kurtuluşu bir tülün (burka) ardından izliyorlar.
Amerika yine adaleti, demokrasiyi, medeniyeti götürmeye gittiği bir ülkeden binlerce acı bırakarak ayrılıyor. En kötüsü ise ne halk naedevlet Taliban'a karşı durmadan teslim ediyor şehirlerini tek tek...
İşte bunları irdeleyince iyiki Türkiye Cumhuriyeti, iyiki Atatürk, iyiki laiklik diye haykırası geliyor insanın!
