Dilek Bolat Bayram

Bir Atatürk yazısı!

Dilek Bolat Bayram

DÜN 10 Kasım’dı…

Ulu önderimiz, Atamız, kurtarıcımız, Atatürk’ümüzün gerçek hayata gidişinin yıl dönümüydü…

Yıllardır saat 09.05’te hep boğazım düğüm düğüm olur…

Gözlerim dolar…

Bizler onu hiç görmeden seven, hiç görmeden yokluğuna alışamayan, hiç görmeden vefatına ağlayan insanlarız…

Ne mutlu bizlere ki liderimiz Mustafa Kemal Atatürk…

****

Bu 10 Kasım bambaşkaydı…

Cumhuriyetimizin 100. yaşında Atamızın gidişine daha çok üzüldük…

Televizyonlarda dönen 10 Kasım reklamları sanki daha anlamlı, sanki daha duygusaldı…

Evet, ülkenin birçok yerinden sirenlerin çalmadığı ile ilgili sosyal medyaya bildirimler düştü. Lakin ben onları bu birlik beraberliğimiz zarar görmesin diye (!) sistemsel sıkıntılar, sehven yapılan yanlışlar (!) olarak görmek istiyorum. Çünkü başka türlüsünü düşünmek bile ziyadesiyle rahatsız edecektir…

****

İsterdim ki 10 Kasım’da daha çok Atatürk’ümüzü anlayalım…

Daha çok onun fikirlerine sahip çıkıp yaşatalım…

Daha çok devrimlerini özümseyelim…

İsterdim ki ülkenin her yerinde cumhuriyetin 100. Yılı ve Atatürk’ün yaptıkları ve yapamadıklarını seminerlerle, panellerle, medya aracılığı ile daha çok konuşalım…

Zira tartışalım demiyorum… Çünkü bir insan düşünün ki 100 yıl öncesini ve 100 yıl sonrasını görebilip, ona göre devrimler yapsın! Her yaptığı devrimin haklılığı her gün daha çok anlaşılsın!

Bakınız, İran’a…

Bakınız, Irak’a…

Bakınız, Mısır’a, Suriye’ye…

Bugün hala, onca yaşananlara rağmen,  Atatürk devrimleri ile Cumhuriyetin ayakları sapa sağlam…

Ancak tüm bunlara rağmen hala tartışılan konular ayıp değil mi?

Atatürk dindar mıydı?

Atatürk içer miydi?

Atatürk Vahdettin’i sever miydi?

Sanane!!!

Derdimiz gerçekten bunlar mı, demeden edemiyor insan!

 

***

Son kez şuna da değinmek işitiyorum. Zaman zaman sosyal medyada ‘Atatürk’ü sevmiyorum’ konuları gündem oluyor.

Ya da bir kadın çıkıp ben ‘Atatürk’ü haklı görmüyorum, onu sevmiyorum’ diyebiliyor…

Hala mı diyorum?

Nasıl diyorum?

Şu an özgür bir ülkede, al yıldızlı bayrağın altında, “yok saçını açtın kapattın, yok araba sürebilirsin süremezsin, yok sen istediğin yerde çalışabilir, okuyabilirsin” izinlerini almak ya da almak zorunda kalmaksızın yaşayabiliyorsan senin ‘Atatürk’ü sevmiyorum’ deme hakkın yok!

Hiç mi ders almıyorsunuz, İran’da şu an yaşananlardan, Suudi kadınların hiçbir haklarının olmamasından…

Aklım almıyor!!!

***

Cumhuriyetimiz nice nice 100 yaşlar kutlasın…

Atatürk’ümüzün devrimleri, inkılapları, fikirleri daha da özümsensin!

Atatürk’ümüzün, en sevdiğim ve ince ince birçok mesajı veren sözüyle yazımızı tamamlayalım:

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

Yazarın Diğer Yazıları