Dilek Bolat Bayram

Böyle bayram mı olur?

Dilek Bolat Bayram

Sabah saat 10.00, yıl bilmem kaç

Annem kahvaltıyı televizyonun karşısına hazırlamış.

Olağanüstü bir durum var, çünkü kahvaltı, televizyonun karşısında yapılmaz…

Çünkü bugün 29 Ekim,

Çünkü bugün 23 Nisan,

Çünkü bugün 19 Mayıs,

Çünkü bugün 30 Ağustos…

Televizyondan canlı canlı bayram kutlamalarını izleyeceğiz…

Kutlamanın yapıldığı stadyumda olmak, elimizde bayraklarla tezahürat yapmak için can atacağız…

23 Nisan’da küçük çocukların ponponlu gösterisine imreneceğiz,

29 Ekim’de öğrencilerden yapılan Atatürk siluetine hayran hayran bakacağız,

19 Mayıs’ta birbirinin omuzlarına çıkarak kule yapan lise öğrencilerine, büyüdüğümüzde bizde aynısını yapmak için dikkatlice bakacağız,

30 Ağustosta ise askerlerin geçişi esnasında söylediği marşlara hayran olacağız.

Ev de tam bir bayram havası

Annem, babam; Atatürk’ten, kazanılan zaferlerden, o gün neden bayram ilan edilmiş, kurtuluş savaşı nasıl kazanılmış, kendi çocukluk ya da gençlik yıllarında milli bayramlarda aldıkları görevlerden bahsediyor…

Hele bir de o bayram stadyuma gidilip, görev almışsak ya da izleyiciler arasındaysak o daha büyük eğlence ve gurur…

Nefesin göğsünden taşarcasına o çocuk aklınla, onurla, gururla ‘İyi ki Türküm’, ‘İyi ki bizim kahramanımız Atatürk’ diye düşünüyorsun…

Bizim çocukluğumuzdaki milli bayramlar böyle geçerdi…

Şevkle, aşkla, gururla, milli benliğini benimseyerek, özümseyerek beklerdik bayramları

Bugün ise ‘milli bayram mı, iyi tatil olur o gün’ modundayız…

Sabah otobüste gelirken, 30 Ağustos zafer kutlamaları Cumhuriyet Bayramı’nda yapılacağı için yol kapatılmış

Otobüste kimsenin mi bugünün bayram olduğundan haberi olmaz?…

Birisi kaza olmuş, birisi yol çalışması varmış diyor…

Bir Allah’ın kulu da çıkıp bugün binlerce şehit verdiğimiz, binlerce ananın evlatsız, kadının kocasız, 7 düvele verdiğimiz büyük mücadelenin kazanıldığı gündür demiyor!

Utandım!

Cumhuriyet Meydanı’nda tören alanında ise protokol, polis ve basın dışında neredeyse kimse yok…

Yalandan, askerlerin geçiş töreni yapıldı

Bir iki konuşma…

Bir saat içerisinde tamamlanması gereken görev tamamlandı

Ezcümle lütfen, çocuklarımıza milli bilinci, milli şuuru aşılayarak büyütelim.

Atatürk’ü, Kazım Karabekir’i, Fevzi Çakmak’ı, İsmet İnönü’yü ve tüm silah arkadaşlarını çocuklarımıza dilimizin yettiğince anlatalım…

Bir toplum şuursuzlaştıkça benliğinden ve değerlerinden kopar…

Mankurt olmayalım…

Yazarın Diğer Yazıları