Eylül ayına herkes farklı anlam yükler…
Kimine göre yaprakların sararıp düşmesi hüznü,
Romantizmi çağrıştırır…
Ancak eylül masraf ayıdır…
Milyonlarca öğrenci için yeni eğitim öğretim döneminin açılmasıdır…
Bilmiyorum sizler çocuklarınızın kırtasiye ihtiyaçlarını giderdiniz mi?
Bir anaokulu öğrencisi için sadece kırtasiye masrafı 800 TL’nin üzerinde tutuyor.
Sadece gerekli olan kırtasiye de değil…
Kıyafeti, ayakkabısı…
Her şey ateş pahası.
Düşünün asgari ücretle çalışıyorsunuz; ev kira, 2 çocuğunuz da okula gidiyor…
Hele bir de üniversite öğrencisi varsa evde…
O baba ne yapsın?
O anne ne pişirsin mutfakta?
Çocuklar nasıl ‘Anne, baba şu eksiğimiz var’ desin?
Enflasyon almış başını gitmiş…
Bizler oğluna okul pantolonu alamadığı için intihar eden babaları gördük!
İnsanlığımızdan utandık!
Öyle ki komşusu açken tok yatan bizden değildi hani?
Zengin çok zengin, fakir çok fakir oldu…
Aslında Süleyman Demirel’in dediği gibi:
'Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir'