Şeyda Asfiya Deniz

Sen maddeden ibaret değilsin

Şeyda Asfiya Deniz

İnsan kendini madde (beden) olarak gördüğü sürece maddesel bedeninin içinde sıkışıp kalacak bildiği geçmişten ve tahmin edebileceği bir gelecekten farklı bir hayat yaratamayacaktır.

İnsan aslında maddeden çok enerjidir. İnsan saf bir bilinçtir. Düşünce ve yükseltilmiş duygularla maddeye yön verebilir. Yaşadığımız şeyler, deneyimlediğimiz olaylar kendimizle ilgili bir çıkarımda bulunmamıza sebep olur. Olumsuz bir durum yaşadıktan sonra inancımız o yönde değişebilir. Başaramayacağımıza dair, yetersiz olduğumuza dair, şansız olduğumuza dair, insanların kötü, hayatın boş olduğuna dair inançlar geliştirebiliriz. Böyle bir durumda da insan beyni tehlike modunda çalışmaya başlar.

Tehlike modu ise şöyle çalışır: Savaş ya da kaç!

Savaşabilecek kadar gücün varsa savaş, kaçabilecek kadar zamanın varsa kaç bunun ikisi de yoksa don kal.

İnsan beyni tehlike modunda çalıştığı sürece enerjisini buna harcar. Amacı: Hayatta kalmaktır!

İşte böyle bir durumda kişinin yeni bir şey yaratacak, hayatını düzene koyacak, kendini ve yaşantısını değiştirecek enerjisi de kalmayacaktır ve bir takım psikolojik sıkıntılar da kaçınılmaz olacaktır: Depresyon, panik atak ve kaygı bozukluğu

İnsan stres modunda olduğu zaman enerjiden çok maddeye dönüşür ve işte o yüzden; dışardan nasıl göründüğüne, insanların onunla ilgili ne düşündüğüne, yeterince ilgi toplayıp toplamadığına takıntılı hale gelir. Dışardan gelebilecek tehlikelere karşı kendini korumalıdır. Ama aslında tehlikeyi oluşturan ve karşısına çıkaran da kendi düşünceleridir. İnsanların ne düşündüğünü önemli gören de zaten kendidir. İnsanların bunu manipüle etmesine sebep olanda kendi hassasiyetidir. Düşünce sinyaldir duygularda olayı size çeker. Biri gelir seni üzer..

Her gün aynı duygularla uyanarak aynı düşüncelerle güne devam ederek ve aynı hislerle uyuyarak farklı bir gelecek yaratamazsın. Düşünce sinyali gönderiyorsa duygular da olayı sana çekiyorsa aynı şeyleri düşünerek hayatını değiştiremezsin.

İnsan maddeden çok enerjidir. Düşünceler enerji alanı oluşturur. Düşündüğün şeyler hissettiğin duygular o alana doğru büyük bir enerji gönderir.

Geçmişin tozlu sayfalarından çıkamayanlar gelecekte benzer hikâyeleri okumaya devam edeceklerdir.

Oysa insan ilahi bir varlıktır ve insan sadece madde değildir. Maddesel bedeninin içinde onu çok seven ona çok inanan bir bilinç(zihin) vardır.

şünceyi üreten, maddeye yön veren bir zihin…

Bu zihin sürekli olarak enerji üretiyor ve çevresiyle enerji alışverişi yapıyor.

Bugün düşündüğün bir olumsuz düşünceyi aklına getirmeni istiyorum.

Bunu aslında dünde düşünmüştün değil mi?

Fark et; geçen hafta da aklından geçmişti.

Kabul et; geçen yılda düşünüyordun!

Aynı şeyleri düşünerek farklı bir gelecek yaratamazsın.

O zaman maddeye yön vermenin zamanı geldi.

Bilinçsizce aklından geçen olumsuz düşüncelerin farkına var ve onlar her aklına geldiği an DEĞİŞ de.

Gözlerini kapat ve sevildiğini, yeterli olduğunu, başardığını, mutlu olduğunu, hayat sevinci ile yaşadığını hayal et.

Ve yeni hayatın için ŞÜKRET!

Şükür(teşekkür) bir alışverişin nihai noktasıdır. O iş olmuş demektir.

Enerji alanını değiştir ki hayatın değişsin.

Yazarın Diğer Yazıları