Dilek Bolat Bayram

Biraz ondan, biraz bundan!

Dilek Bolat Bayram

AHMET Çakar diye bir beyefendi var. Hukukçu, eski milletvekili gibi sıfatlara haiz kendisi… Ama insanlık ve ahlak kavramlarından bir haber.

Çıkmış bir televizyon kanalında bir oyuncunun kıyafetini, sutyen takıp takmadığını tartışıyor…

Hangi sıfatla…

Hangi ahlakla…

Caka satıyor beyefendi… Haddi mi?

Bir başkasının giyimini tasvip edersin ya da etmezsin. Bu senin dile getirebileceğin hem de milyonların önünde bir insanı hedef göstererek yapabileceğin bir olay değil.

Bir yakınımın çok güzel bir sözü vardır, kulağıma da her daim küpedir.

“Ben hiçbir şeyi bilmesem de haddimi bilirim”

Herkesin empati yapması gerektiğini geçiyorum;  bu benim üstüme vazife mi diye sorsa kendine, sanırım dünya daha yaşanabilir olur!

***

Ülke de ekonominin durumu herkesin malumu…

Ancak tarım konusunda belediyelerin teşvikleri beni oldukça mutlu ediyor.

Kocasinan Belediyesi’nin birkaç yıldır aspir ekimini teşvik etmesi üzerine birkaç belediye ve Tarım İl Müdürlüğü de aspir ekimi konusunda oldukça hassas davranıyor. Ancak burada beni mutlu eden bir diğer nokta Kocasinan Belediyesi’nin hafta içi vatandaşa dağıttığı domates fideleri…

Fidelerin dağıtıldığı gün telefonum hiç susmadı desem yeridir. 3 ayrı noktada dağıtılan fidelerin uzayıp giden kuyruklarını her biriniz görmüşsünüzdür. Kayseri’de ‘Karahıdır’ olarak bilinen bir cins domates fidesi dağıttı belediye.

Çocukluğumuzda mis gibi kokan, avuçlarımızı dolduran şimdilerde bahçe domatesi dediğimiz cins…

Güzel olan yanı ise hibrit tohum değil, yani eskiden olduğu gibi domates tohumundan seneye yine ekip, ürün alabiliyorsun…

“Aslında tarımda bunca teknolojiye rağmen, eskinin gerisinde miyiz?” diye sormadan da alamıyorum kendimi.

***

Önceki akşam Süleyman Çetinsaya İletişim Fakültesi ve Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nin medya yarışmaları töreni vardı. Her iki yarışmaya katıldığım iki ayrı haberle, iki ödülle ayrıldım.

Büyük onur ve gururdu…

Mesleğimi hakkıyla yapabildiğimin nişanesi gibiydi ödüllerim.

İletişim fakültesini kazandığım da lisans ve yüksek lisans boyunca 6 yıl sabah işe, akşam okula gittiğim günler geldi aklıma…

Evet, yorucuydu ama bir şeyler öğrenmenin, para kazanabiliyor olmanın her şeyden önemlisi mesleğimi yapabilmenin huzuru vardı içimde.

Sonra mesleğimden ayrı kaldığım, asli görevimin annelik olduğu bir 6 yıl daha geçirdim. Gazetecilik aşkı bir kez içine düşmüşse ne yaparsan yap vazgeçmek kolay olmuyor…

Şükürler olsun ki, yine işimin başındayım…

Bir kadın olarak çalışıyorum,  üretiyorum… Daha değerli ne olabilir ki?

Ben hep şuna inanıyorum bir şeyi gönülden istersen ve buna ulaşmak için gerçekten çaba gösterirsen başarıyı elde edebiliyorsun.

Bu manada önceki gece iki farklı yarışmadan aldığım iki farklı ödül benim mesleğime olan inancımı, daha iyi ne yapabilirim, daha yeni ne öğrenebilirim güvenimi tazeledi…

Buradan İletişim Fakültesi’ndeki hocalarıma ve medya sektöründe ki ustalarıma ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim. 6 yıl ara verdikten sonra Cemiyet Başkanımız ve Kayseri Anadolu Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Kösedağ’a bana inanıp güvendiği için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Ezcümle yürekten istersen başaramayacağın şey yok!

Yazarın Diğer Yazıları