Ali Taştan

GÖÇLERİ DURDURABİLİRMİYİZ ?

Ali Taştan

Türkiye’nin en büyük meselelerinden biri olan kırsaldan şehirlerlere hızla akan göç dalgası dikkat çekmeye devam ediyor.

İşsizlik ve yatırım dengesizliğine neden olan köyden kente göçü tersine çevirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Teşvikler ve AB hibeleriyle üretime milyonlarca euro destek verildi. Buna karşın kırsal nüfus yıllık yüzde 1,99 azalırken, şehirlerde arttı

Türkiye'de 1950'li yıllarda başlayan köyden şehirlere göçü, devlet teşvikleri ve AB hibe programlarıyla tersine çevirme çalışmaları hızla devam ediyor. Kentlerde işsizliğin artmasına, nüfus ve yatırım dağılımında dengesizliğe neden olan göçün durdurulması çalışmaları yeni yeni meyvelerini verse de, bu çabaların rakamlara yansımadığı görüldü. Kalkınma Bakanlığı'ndan derlenen verilere göre, 1970'lerde 10,2 milyon olan şehirli nüfusu kırsal kesimde 25,3 milyonla yüksek seviyede seyrederken, 2014 yılına gelindiğinde kentlerde 67,7 milyona ulaştı.

Kırsalda 9,9 milyona geriledi. Böylelikle, 44 yıl önce şehirlerde nüfus yoğunluğu yüzde 28,7'le düşük, köylerde yüzde 71,3'le yüksek oranla seyrederken, 2014'te tam tersine dönerek sırasıyla yüzde 87,2 ve yüzde 12,8 şeklinde değişti. Yine verilere göre, 1980-1985 yılları arasında çok hızlı kentleşme yaşanırken, köylerde nüfusun hızla azaldığı görüldü. Söz konusu 1975-1980 yıllarında yüzde 21,04 olan kentli nüfus artışı, kırsalda yüzde 5,90'da kaldı. Sonraki 1980-1985 arası beş yıllık dönemde şehirlerde nüfus artışı yüzde 44,65'lük oranla en yüksek seviyesine çıkarken, kırsalda yüzde 4,35 düştüğü hesaplandı.

 Yine 2008 yılına gelindiğinde şehirlerde nüfus artış hızı yıllık yüzde 4 düzeyinde gerçekleşmesine karşın, bu oran kırsalda yüzde 4,24 azalış olarak kendini gösterdi. Köylerde nüfus kaybı, takip eden 2009 yılında yüzde 1,43, 2010'da yüzde 1,41, 2011'de yüzde 1,35, 2012'de yüzde 0,81 azaldı. 

Yine 2014 yılına gelindiğinde kentli nüfusu yüzde 1,85 artmasına karşın, köylerdeki azalış yüzde 1,99'lük kayıpla kendini gösterdi. Büyükşehir yasası ile de kır ve kentlerde nüfus yapısının değiştiği, böylelikle şehirlerde artışın sürdüğü, köylerde düşüşün devam ettiği belirlendi. 

Türkiye'de 2015-2019 döneminde 30 büyükşehir dışında kalan 15 ilde köy nüfusu artarken 36'sında ise azaldı. Bu dönemde köyde yaşayanların sayısı 214 bin 202 kişi azalışla 6 milyon 3 bin 717'ye düştü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgiyi göre, 2015'te 78 milyon 741 bin 53 olan Türkiye'nin nüfusu, 2019 itibarıyla yüzde 5,6 artışla 83 milyon 154 bin 997'ye yükseldi. Bu dönemde 76 ilin nüfusunda artış, 5 ilde ise düşüş yaşandı.

İstanbul, 861 bin 833 kişilik artışla ilk sırada yer alırken, bu ili 368 bin 501 kişiyle Ankara, 223 bin 244 kişiyle Antalya, 213 bin 573 kişiyle Bursa ve 198 bin 836 kişiyle İzmir takip etti.

 

Kayseri nüfusu ise, bir önceki yıla göre 17.729 artmıştır.

Kayseri nüfusu 2019 yılına göre 1.407.409'dir.

2014 Mahalli Seçimleri ile Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Van ve Ordu büyükşehir statüsüne kavuşurken, büyükşehir belediyelerinin sınırları da il sınırlarını kapsar hale getirildi. Böylece 16'dan 30'a çıkan büyükşehirlerdeki köyler de mahalleye dönüştürüldü.

2015-2019 döneminde 30 büyükşehir dışında kalan 51 ildeki köy nüfusu incelendiğinde, 15 ildeki köy nüfusunun arttığı, 36'sında ise azaldığı gözlendi. Köylerin nüfusu 2015'te 6 milyon 217 bin 919 kişi iken, 2019'da köyde yaşayanların sayısı 6 milyon 3 bin 717'ye geriledi. Böylece 5 yılda köy nüfusu 214 bin 202 kişi azaldı.

Uzmanlar, 2015-2019 döneminde köy nüfusundaki azalmanın nedeninin, iktisadi faaliyet kollarının yapısındaki değişimle birlikte sorgulanması gerektiğini belirtiyor.

Kırsaldan ya da köylerden şehirlere yaşanan göçün, ücret, sosyo-ekonomik olgularla birlikte ele alındığında şehrin cazibesinin daha yüksek olduğu şeklinde değerlendirmek mümkün.

Ancak bu dönemde Türkiye genelinde istihdam oranı verilerindeki azalma, işsizlik ve bunun bir alt bileşeni olarak genç işsizlik oranındaki artış gibi olgularla birlikte düşünüldüğünde şehirlerin cazibesinin (çekim gücünün) yüksek olduğunu ileri sürmemiz mümkün değil. 

Köylerdeki iktisadi faaliyetlerin daralması, kaçınılmaz olarak göç ile sonuçlanmaktadır.

Türkiye genelinde tarımsal istihdam oranındaki azalışlar, köylerde iktisadi faaliyetlerde daralmaya neden olmaktadır.

Kalkınma için köylere dönüşün sağlanıp, tarımsal faaliyetler ile diğer tamamlayıcı sektörlerin de dikkate alınması gerekiyor.

Nedir bu tamamlayıcı faaliyetler ?

 Köylerinde kendi içinde iktisadi faaliyetlerinin  birbirini tetiklemesi ve tamamlayıcılık unsurlarının öne çıkması gerekmektedir. 

Bu noktada tarım politikaları ve bu alandaki iktisadi faaliyetlerin istihdam koşulları değerlendirilmek durumundadır. Köy ya da genel olarak kırsal alanda sadece tarıma dayalı bir teşvik politikasının ötesinde diğer sektörler arasındaki bağlantılar temel alınmak durumundayız.

Sonuç olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda; Köy - Kent politikalarımızı hızla gözden geçirip yeniden düzenlemeliyiz. 

En son çıkarılan Büyükşehir- Büyükşehir yasası kırsaldan şehirlere olan göçü engellemedi. Bilakis daha da arttırdı. Şimdi yeni çareler üretme zamanı. Bugünlük bu kadar, hayırla kalın...

 

Yazarın Diğer Yazıları