Ali Taştan

HERKES ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK ZORUNDA

Ali Taştan

Devletini, vatanını, milletini seven herkes İdlip sorununun kısa zamanda çözülmesini istiyor. 

Çünkü o kaygıyı herkes, askerlerimiz olduğu sürece rahat uyku uyuyamıyor. Bu konuda TBMM’de yapılan gizli oturumda ne konuşuldu, ne karar alındı bilmiyoruz. 

Ancak bu konuda iktidar ve Ana muhalefetin birbirlerini suçlayıcı açıklamalarından dolayı herkes rahatsız.

 Devletin ve milletin asıl beka meselesi budur. Bunu birlikte oturup çözmeye çalışmazsanız, Ülke’yi kendi kaderine terk etmiş olursunuz. Bu bir milli meseledir. Bir araya gelip en sağlıklı kararları almanız boynunuzun borcudur.

Bu konuda önyargılı olmadan herkesi dinlemek gerekiyor. Mesela Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İdlib konusuyla ilgili çarpıcı uyarılarda bulunmuş.

Karamollaoğlu, Suriye probleminin sahada kazanılacak bir problem olmadığını belirterek, "Kendi bekledikleri istikamette gelişmediği takdirde emin olun ki Amerika da Rusya da bu savaşa süratla bizzat müdahil olabilirler, birbirleri ile çatışmadan. Biz sadece kullanılmış oluruz, şehit veririz, şehit üzerinden kendi kendimizle çekişiriz, o kadar" diyor.

Karamollaoğlu devamında, "Fakat onların ötesinde adım atmamızı şu anda bu politikayla sağlamazlar. Onun için bizim bu bölgede yaşayan ülkeler olarak bir araya gelme mecburiyetimiz var. Zayıf da olsak bir arada bulunmamız bir güç ifade eder” diye konuştu.

Karamollaoğlu, İdlib’te güvenli bölge oluşturulması fikrine ise destek veriyor.Karamollaoğlu sözlerine şu şekilde devam ediyor ;

"Bizim teklifimiz şu gelinen noktada eğer Suriye içinde özellikle İdlib'i kastederek söylüyorum bir güvenli bölge oluşturulabilirse ancak bu güvenli bölge Türkiye'nin de, İran'ın da Suriye rejiminin de hatta Rusya'nın da dahliyle oluşturulacak bir güvenli bölge… Zaten oluşturulmuştu. Türkiye'nin de 18 tane gözlem noktası vardı.

Bu bölgenin huzur içinde kalabilmesi için biz bunu somut temellere oturtmaya, buradaki insanların hayat güvencesini teminat altına almaya belli bir süreçte de burada bulunan silahlı güçlerin silahsızlandırılmasına imkan verecek bir ortam oluşturmak mecburiyetindeyiz. Ben başka bir çıkış yolu görmüyorum. Suriye, ben buraya girerim burası benim topraklarım tamamına hakim olurum derse yapamaz.

Türkiye de burayı ben kontrol edeceğim derse buna da imkan vermezler. O halde bu birlikte yürütülecek hatta gerektiğinde Birleşmiş Milletler'in dahli sağlanabilir ama Birleşmiş Milletler şu anda ne yazık ki bu gibi kararları almada 5 kişiye dayanıyor. Birisi itiraz etti mi hiçbir şey yapamıyorsunuz."

Bu hadiseler bugünün meseleleri değil, rahmetli Necmettin Erbakan bununla alakalı uyarılarını yıllar evvel yapmıştı.

“Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir” Irak ile başlayan işgallerin Suriye'ye ardından Türkiye ve İran’a kadar geleceği uyarısıdır. Sonuçta Irak ve Suriye tarumar edildi.  

BOP’u anlamak bugün yaşanan hadiseleri anlamak olacaktır. Bu projeyi anlamadan kimse Türkiye’nin nasıl hedef haline geldiğini anlayamaz!

Biz yarım asırdır coğrafyamızda kirli emelleri bulunan şer güçlerin planlarına dikkat etmemiz gerekiyor.

Bizim bu coğrafyada akl-ı selim ve konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yoktur.  Yeter ki bir araya gelelim, sorunlarımızı aynı masa etrafında konuşabilelim. Bugünlük bu kadar, hayırla kalın...

 

Yazarın Diğer Yazıları