Sümeyye Koşar

Kalbin En Son Ne Zaman Lunaparka Gitti?

Sümeyye Koşar

Bir zamanlar kalbimiz lunaparka gitmiş gibi çarpardı.

Sebepsizce güler, bulutlara hayaller çizer, bir çiçeğin kokusunda kaybolurduk. Cıvıl cıvıldık. Hayatın küçük sürprizleriyle mutlu olmayı bilen, anı yaşayan bir halimiz vardı. İçimizde kendiliğinden doğan o neşe, bize yetiyordu.

Ama artık öyle değiliz.

Yorulduk biraz… Sessiziz, düşünceliyiz ve galiba biraz da dargınız.
Kime dargınız, bilmiyoruz. Belki zamana, belki kendimize.

Bazen aynaya baktığımızda tanıyamıyoruz o yüzü. Neşemizi değil sadece, kendimizi de kaybetmiş gibiyiz.

Ne zaman değiştik biz?
Ne zaman gülerken bile içimiz sızlamaya başladı?
Ne oldu da o saf sevinçler, yerini yorgun bir kabullenişe bıraktı?
Büyümek mi bunun adı, olgunlaşmak mı?
Yoksa sessizce ruhsuzlaşmak mı?

Gülüşlerimizi eskisi kadar kolay bulamıyoruz artık.
Daha temkinliyiz, daha yorgun.  Oysa bir zamanlar, en küçük mutluluğun peşinden koşan çocuklardık biz.

Şimdi sor kendine:

Kalbin en son ne zaman lunaparka gitmiş gibi çarptı?

En son ne zaman bir şeyi içten içe heyecanla bekledin, sorgulamadan sevindin?
İçindeki neşeyi susturmak mı doğruydu, yoksa yeniden ona kulak vermek mi gerek?

Unutma…

Neşemiz kaybolmadı. Sadece sessizce bir köşeye çekildi.
Ve biz yeniden gülmeye cesaret edene kadar, orada bekleyecek.

Çünkü kalbinin tekrar lunaparka gitmesi için geç değil.
Yeter ki sen, yeniden binmek iste o dönme dolaba.

Yazarın Diğer Yazıları