Kazandık, ama...

Çok iyi oynadığımız söylenemez, ama kazanmak önemliydi ve onu da başardık…
Ligin belki de en zorlu deplasmanlarından birisine çıktık…
Kasımpaşa karşısında özellikle de deplasmanda kazanmak öyle her babayiğidin işi değil.
Maçın hakkı oyun olarak beraberlikti, ama biz bir tık daha iyi oynadık.
***
Özellikle büyük takımlara karşı alınan galibiyetlerin ardından böylesi maçlar çok daha zorlu geçer…
Galip gelmek çok daha zorlaşır, fakat Çağdaş Atan hocanın maç içerisinde yaptığı taktiksel değişiklikler bizi galibiyete taşıdı.
Pozisyon olarak her iki takımın da net pozisyonları var.
Golün dışında özellikle Mensah ile 2 tane çok net pozisyona girdik, ama başarılı olamadık.
***
Galatasaray maçı sonrasında da yazmıştım, Galatasaray mı kötü oynadı, biz mi iyi oynadık diye.
Evet, o maçın anlam kazanabilmesi için bu karşılaşmadan da galip gelmemiz gerekiyordu.
Kayserispor, her ne kadar da rehavet içinde olmuş gibi görünse de dersine iyi çalışmış.
Rakibin oyununu bozan, ne yapmak istediğini iyi bilen bir Kayserispor izledik.
Galatasaray maçında biz iyi oynadık, onların kötü oynamasını sağladık.
***
Rakibin önemli isimlerine baskı uyguladık ve yine geriden paslarla oyun kurduk.
Mensah ve Thiam için eski takımlarına karşı hırslı bir oyun bekliyordum, bir nebze de öyle oldu, ama biraz daha agresif olabilseydik, bu maçı daha farklı bir skor ile almamız mümkündü.
Thiam, gol dışında yok, aklı halen başka yerlerde.
Umarım, bu halinden vazgeçer, 11 haftada 2 gol çok yetersiz.
***
Deplasmanda kazanamayan bir yapımız vardı.
Bunu 4-0’lık Hatayspor galibiyetiyle yıktık.
İçerde ve dışarıda kazanan bir hüviyete büründük.
Artık öne geçtiğimiz maçları da kazanabiliyoruz.
Bu iki problemi fobiyi üzerimizden attık şükür olsun.
***
Her an ne yapacağı belli olmayan, çok iyi ayaklara sahip kaliteli bir takım karşısında oynadık.
Herkes Galatasaray maçındaki gibi iyi bir oyun istiyordu, fakat bazen de kötü oynayarak kazanmak da önemli.
İstanbulspor maçında da kötü oynayarak kazanmıştık.
Her maçı iyi oynayarak kazanacaksın diye bir şey yok.
İyi oynamadık, fakat çok da kötü oynamadık.
***
Bilal ve Campanharo’nun mükemmel bir oyununu izledik.
Takım haddini bilerek oynadı.
Sahada futbolcular, inanılmaz savaştı.
Kemen, yine farkını hissettirdi.
Oyun geçişlerindeki becerisini asistle süsledi.
***
Mario Gavranovic gibi bir isimden yoksun oynamamıza rağmen kazanmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Yinelemek de fayda var, Thiam’ın gol dışında pek etkili olmadığını gördük.
Cardoso’nun hücumda iyi, fakat defans anlamında pek etkili olmadığı da göze çarptı.
***
18 ve 25’inci dakikalar arasında rakibin inanılmaz baskısını gördük, Çağdaş Atan hoca hemen müdahale etti ve bu baskıyı kırdık.
Bundan sonra da maça ortak olduk, ilerleyen dakikalarda da üstünlüğü ele geçirdik.
***
Campanharo, çok gösterişli bir isim değil, fakat tam bir görev adamı.
Ramazan ile ikisi tekmeye kafa atacak adamlar.
Campanharo, bu maçta da Galatasaray maçında olduğu gibi görevini kusursuz yaptı.
Hajradinovic’e topu göstermedi desem abartmış olmam.
Hajradinovic oynamayınca Kasımpaşa da oyun kuramadı, istediği pozisyonlara giremedi.
***
Oyuna sonradan giren futbolcuların maça katkısının yok denilecek kadar az olduğunu da bir kez gördük.
Mane girdi, fakat etkili olamadı.
Israr etmek gerekiyor.
Mustafa Pektemek hakeza aynı şekilde, etkisizdi.
Israr etmek gerekiyor.
Ali Karimi, sakatlık sonrasında toparlanamadı.
Bunda da ısrar etmek gerekiyor.
Gökhan Sazdağı etkisizdi neden halen ısrar ediyoruz?
***
Sevinelim, 19 puana ulaştık, son 3 maçımızda 7 puan topladık.
11 haftada bu performansı hiç kimse beklemiyordu.
Kadro bozulmayınca ve futbolcuların parası zamanında ödenince işler böyle tıkır tıkır işliyor.
Burada yönetimin çabasının hakkını vermek gerekiyor. 
Ali Çamlı ve Mustafa Tokgöz’ün Kayserispor’a gelmesiyle birlikte bambaşka bir görüntüye büründük, Maşallah diyelim, tebrikler…