Doç. Dr. Öner: 'Anne inanarak normal doğum yapacağım derse yüzde 90 yapar'

Son dönemde toplum tarafından sıklıkla gündeme gelen normal doğum ve onun artılarıyla eksileri ile ilgili Kayseri Memorial Hastanesi Kadın Doğum Servisi Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner'den bilgiler aldık.

Doç. Dr. Öner: 'Anne inanarak normal doğum yapacağım derse yüzde 90 yapar'

Kadın Doğum Uzmanı Doç. Dr. Öner,  toplumda insanların vajinal doğum olan normal doğumu tercih etmeyi düşündüklerini ve Sağlık Bakanlığı’nın da bu yönde teşvikler getirdiğini ifade ederek: “Vajinal doğumda en önemli faktör anne adayıdır. Eğer bir kadın ‘ben normal doğum yapacağımı’ inanarak derse yüzde 90 vajinal yoldan doğumunu gerçekleştirir” dedi.

GÜNÜMÜZDE İNSANLARIN VE BAKANLIĞIN NORMAL DOĞUMU TERCİH, TEŞVİK ETTİKLERİNİ GÖRÜYORUZ. NORMAL DOĞUM SEZARYEN DOĞUMLARA KIYASLA NEDEN TERCİH EDİLMELİDİR SİZCE? 

Normal doğum yani vajinal yoldan doğum, doğum sürecinin doğal sürecinde gittiğinde oluşan doğumdur. Son yıllarda artan sezaryen oranları ve bu cerrahinin doğal sürecine bağlı artan kanama, enfeksiyon, yapışıklıklara bağlı ağrı, bir sonraki gebelikte tekrar sezaryen olma gibi komplikasyonlardan dolayı insanlar ve sağlık bakanlığı vajinal doğuma tercih ve teşvik etmekteler. Biz de doğum sonrası hızla iyileşme süreci, vajinal yoldan doğum yapan bebeğin bağışıklık sisteminin daha kuvvetli olması, anne ve bebeğin ten temasının erken olması ve sütün erken gelmesi, doğum sırasında bebeğin akciğerlerdeki suyu atıp doğum sonrası yoğun bakım ihtiyacının daha az olması, anesteziye bağlı bebeğin ve annenin yorgun düşmemesi, kanama ve enfeksiyon riskinin daha az olması ve bir sonraki gebeliğinin daha rahat geçmesi nedeniyle normal doğumu tercih ediyoruz. Hatta ilk gebelik muayenesine gelen hastanın bir önceki gebeliğinde normal vajinal yoldan doğum öyküsü varsa biz doktorlarda da doğum süreci konusunda bir rahatlama olmakta çünkü ilk doğumu vajinal yoldan olan gebelerin ikinci ve diğer doğumları daha rahat olmaktadır. Aslında doğum şekli ile ilgili tartışmalarda zaten ilk gebelikle ilgili olmaktadır. 

NORMAL DOĞUMDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Normal doğumda öncelikle anne ve baba adayı doğum öncesi doğru ve iyi bir şekilde bilgilendirilmeli hatta gebelik boyunca vajinal doğum için anne ve baba adayı hazırlanmalıdır. Doğum ve nefes egzersizleri öğretilmelidir. Tabi ki her aile sağlıklı bir bebeği kucağına almak ister fakat bunun için bir hazırlık yapılması gerekmektedir ve bu süreci doktor ile aile birlikte yönetmelidir. 

NORMAL DOĞUM KONUSUNDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR VEYA YANLIŞ BİLİNEN DOĞRULAR NELERDİR?

Öncelikle normal doğum denince akla vajinal doğum gelmektedir doğal olarak ama sezaryenle doğum da anormal bir doğum değildir. Özellikle doğum sonrası hassas bir lohusalık dönemi geçiren annelerin psikolojisi de ben vajinal doğum yapamadım çocuğum sağlıksız mı olacak şeklinde bir inanışla etkilenmekte ve doğum sonu depresyon oranları artmaktadır. İlk önce vajinal doğumu tercih etsek de gerekli hallerde sezaryenle doğumunda gerçekliği aileye anlatılmalıdır. Vajinal doğumda en önemli faktör anne adayıdır eğer bir kadın ben normal doğum yapacağımı inanarak derse yüzde 90 vajinal yoldan doğumunu gerçekleştirir. Bu konularda doğuma hazırlık kursları, ‘doula’ denilen doğum koçları yurt dışında sıklıkla tercih edilmektedir. Hatta Amerika'da bazı eyaletlerde Türkiye’deki gibi artmış sezaryen oranlarından dolayı hastaneler doğum paketlerine doula (doğum koçu) hizmetlerini eklemektedirler. Doğum öncesi çatı ve çıkım muayenesi önemlidir. Eğer çatısı ve çıkımı vajinal doğuma elverişli ise ultrasonla bakılan doğum pozisyonu ve bebeğin kilosu normalse her anne adayına vajinal doğum denenir. Doğum sürecinde bebeğin kalp atımlarında bozukluk olmadığı sürece ve etkin ağrılarla doğum ilerliyorsa vajinal doğum gerçekleşir. Hem anne hem de baba adayının en çok endişelendiği durum doğum sırasında olabilecek komplikasyonlardır. Doktor bu konuda aileyi doğum öncesi mutlaka bilgilendirmelidir ve bebeğin sıkıntıya girdiği bir durumda sezaryenle doğumun olabileceği anlatılmalıdır. Doğum için en sık rastladığımız yanlış bilinen doğru bebeğin tahmini doğum tarihidir son adet tarihine göre hesaplanan bugünde 20 gebenin sadece bir tanesi doğum yapmaktadır. 39. Gebelik haftasından itibaren anne adayı doğumu gerçekleştirebilir ve bu tarih ağrıların düzenli başladığı, kanamanın olduğu veya suyun geldiği gündür. Aileler son adet tarihine göre doğum tarihine kendilerini çok fazla şartlamamalılardır. Bir de boyna kordon dolanması mutlak sezaryen nedeni değildir aslında böyle bir tanım kadın doğum kitaplarında da yoktur. İlerlemeyen doğumlarda boyuna kordon dolanması kordonu kısalttığı için bir neden olsa da pratiğimizde boynuna üç kez kordon dolanan hastalarımızda sağlıklı bir şekilde normal doğumunu gerçekleştirmiştir. 

GEBELİK SÜRECİNDEKİ KİMSELERE NE GİBİ TAVSİYELERDE BULUNUYORSUNUZ? 

Gebelik süresi aslında gebelik öncesi dönemle başlamaktadır. Bilimsel gerçekler göstermiş ki sağlıklı bir gebelik planlı olmalı ve gebelik öncesi dönemde hem anne adayının hem de baba adayının bu konuda hazırlık yapması gerekmektedir. İlk gebelik muayenesinde varsa önceki gebelik süreci, beslenme önerileri, mutlak alınması gereken ve alınmaması gereken besinler, gebelikteki tarama testleri, ultrason kontrol tarihleri ve önemi, kullanılması gereken ilaçlar ve doğum şekli konusunda önerilerimiz bulunmaktadır. Aslında bu süreçte gebelerimiz ve eşleri ile akrabalık ilişkisine kadar varan bir bağ kurmaktayız ve şahsım adına benim için en önemli mutluluklardan bir tanesi sağlıklı bir bebeği anne ve baba adayı ile buluşturmak ve bir kadın ile erkeğin anne ve baba olmasına vesile olmak. İnsanların nasıl hobileri ve hayatlarına anlam katan anlar varsa biz kadın doğum hekimlerinin de gebelik ve doğum yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir. Hiçbir doktor yaşamını zehir edecek evine gittiğinde huzursuz olacağı bir durumla karşılaşmak istemez ve bunun için emek verir. Bu sürecin en iyi şekilde geçmesi için gebelerimize doğumunuzu gerçekleştirecek doktorunuza güvenmenizi öneririm. 

SON OLARAK NORMAL DOĞUM KONUSUNDA BAKANLIKTAN, TOPLUMDAN VE MESLEKTAŞLARINIZDAN NE TÜR BEKLENTİLERİNİZ VAR ÖĞRENEBİLİR MİYİZ? 

Öncelikle sezaryen oranlarının niçin arttığına bakmak gerekir. Bir doktor 1000'den fazla doğum yaptırır bir doğumda başına beklemediği veya öngöremediği bir durum tıpta biz bu duruma “komplikasyon” deriz ve “komplikasyon doğal sürecin içinde olan bir gerçektir" gelir ve bakanlık, meslektaşları ve toplum nezdinde kimse yanında olmazsa bırakın yanında olmayı herkes karşısında olup bunlarla mücadele etme durumuna geliyorsa hatta ceza alıyorsa ve bu medyada yanlış anlatılıyorsa siz zaten tüm hekimlerinizi korkutmasanız da tedirgin edersiniz. Vajinal doğumun getirdiği ve doktorların öngöremediği bazı durumlar olmaktadır. Çok sık olmasa da bir kez karşılaşınca ve bu süreci de tek başınıza geçirince, başına gelmese meslektaşı böyle bir süreç geçirirse normal doğum dediğimiz vajinal doğumdan doktor ister istemez uzaklaşmaktadır. Örneğin omuz takılması 200 doğumda bir görülür ve bebeğin koluna zarar verebilir. En önemlisi bu durum hiçbir şekilde öngörülemez ve öncesinde bilinemez veya bebeğin anne karnında kakasını yaptığı dediğimiz durum mekonyumlu bebek doğumu da benzerdir. Doğum sonrası bir kişi keşke sezaryenle doğursaydı bebek sağlıklı olurdu diye aileye bilgi verirse ve bu durumdan dolayı doktor ceza alırsa istediğiniz kadar normal doğumu teşvik edin hekimlerin bu tedirginliğini gideremezsiniz çünkü süreci yaşayan ve öngörülemeyen bir durum için suçlanan hekimdir. Amerika'da omuz takılmasına bağlı gelişen sinir yaralanmaları doğumun normal sürecinde bulunmaktadır ve hekimin bu durumda kesinlikle suçu yoktur şeklinde değerlendirilmektedir. Ama ülkemizde gebelik ve doğum sürecinde gerçekleşen her kötü şey hekimdendir mantığı toplumumuzda yaygın bir inanış haline gelmiştir. Normal doğumu nasıl arttırabiliriz sorusunun cevabı hekiminize güvenerek ve arkasında durarak gerçekleşebilir. Son torba yasa ile normal doğumu teşvik paketi biz doktorları biraz daha cesaretlendirmiştir. Başka neler yapılabilir sorusuna ise takipli gebelikler arttırılmalı, yurtdışında ‘midwife’ nasıl disiplinli bir süreç olarak işliyorsa ebelere sorumluluk almaları için desteklenmeli, ebe ve doğum koçu poliklinikleri açılmalı, hekimleri hastalara ayırmaları gereken süre uzatılması için iş yükü hafifletilmeli, toplum bilincini arttırmak için doğuma hazırlık kursları yapılmalıdır. Hatta 112 bünyesinde doğum anını takip birimi oluşturularak hekimin sorumluluğuna ortak oluna bilinir. Doğum sürecinin işleyişi NST, rahim ağzının açıklığı ilerleyişi hatta ultrason görüntüleri akıllı telefonlar aracılığı ile an ve an bilgilendirilebilir. Böylece bu süreç ile ilgili bir komplikasyon geliştiğinde hekimle değil bakanlıkla muhatap olunur ve doktorlarında denetimi yapılmış olur. Biz hekimler hem toplumdan, hem bakanlığımızdan hem de meslektaşlarımızdan anlayış ve destek beklemekteyiz. Başımıza bir hastalık geldiğinde şu dört sürecin gerçekleşeceğinin hastalığın doğasında olduğunu unutuyoruz; inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Kabullenme sürecine ne kadar hızlı geçilirse süreç o kadar sağlıklı olmaktadır. İnkar ve öfke ilk ve en hızlı gelişen tepkilerdir ve doğaldır. Bu süreçte hem ailenin hem de hekimin en az zarar görmesi için kuralların olaylar üzerinden değil de baştan net olması gerekir. Bunun içinde bakanlığımızın gerekli destek ve önlemleri alması gerekmektedir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ