Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz gün kamuda tasarruf paketini açıkladı. İçinden ne çıktı, yine vatandaş…
Yirmi yıldır muhalefet bağırıyor, kamuda israf var diye ve hükmet hep yalanlıyordu, şimdi ne oldu. Kamudaki israfı engellemek için sözde tasarruf paketi açıklandı.
Uzunnnn uzun anlatılan paketin içerisinden ise yine vatandaş çıktı. 125 bin makam aracı dururken nerden tasarruf edildi, personel servisinden. Personeller cepte… Servisçiler? Onlarda işsizliğe sürükleniyor. Peki, neden araç konvoylarından kısılmıyor da sadece personel servisleri masraf olarak görünüyor.
Mayıs ayında ekonomik tedbir alınacağını bilen bütün yetkililer ihtiyaç dâhilinde diyerek lüks araçlarını kendilerine tahsis ettiler.
2015 yılında, Mehmet Şimşek, ‘araç saltanatı diyorlar, bunların hepsini toplasanız çerez parası etmez’ diyordu. Bugün gelinen nokta, kamudaki personel servislerinin iptal edilmesi oluyor.
Buralara nasıl geldik hatırlıyor musunuz?
Hasta garantili hastanelere ödenen dövizlerle…
Yolcu garantili havalimanlarına ödenen dövizlerle…
Garanti verilerek yaptırılan ama garantisi tutmayan köprüler gibi daha bir sürü verilen garantilerle…
Satılan tarım alanları ile zayıflayan tarımcılıkla…
Kar edemeyen ve yeterince desteklenmeyen çiftçilikle…
Bir zamanlar okullarda gururla söyletilen ve öğretilen ‘ kendi kendine yetebilen bir ülkeyiz’ sözünden yanlış politikalarla sözde kamuda tasarrufa geldik.
O da yine vatandaşa tabii ki…
Aklımda kalan en son örnek, söylenenlere göre, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin belediye de kullanılmak üzere 63 lüks aracı kiralamış bile… Üstelik ihalesini de eski AK Parti’li Memik Yılmaz’a vermiş.
İyi Tarafları Var mı?
Yabancı menşeili araç kullanımı yasaklanmış… Bu ülkemiz için güzel bir haber, keşke daha önce düşünülseydi.
İhtiyaç fazlası veya ömrünü tamamlamış araçlar satılacak, bunun için bir paket beklemekte garip…
Sokak aydınlatmalarına LED takılacak.
Kâğıt döneminden e devlet dönemine… Kâğıt israfı önlenecek.
Plaket, broşür, eşantiyon gibi şeyler olmayacak.
Şu maddelere bakınca bir tek ben mi üzülüyorum. Yazık günah değil mi bunca zamandır harvurup harman savrulan ülkemin değerlerine…
Keşke ömürlük alınsa dediğim bu tedbirler de sadece üç yıl geçerli çünkü dördüncü sene seçim var.
Yaşayıp görelim bakalım, ülkemizde daha nelere şahitlik edeceğiz.
