Ayşegül Şerife Akçakaya

Bayram mı? Hatırlatma mı?

Ayşegül Şerife Akçakaya

1 Mayıs, dünya genelinde işçilerin emek ve dayanışma günü olarak kutlanıyor. Tarihi, alın teriyle hayatı omuzlayan milyonların daha insani şartlarda yaşama mücadelesine dayanıyor. Türkiye’de de 1 Mayıs, resmi tatil olarak kabul edilse de, her yıl aynı soruyu yeniden gündeme taşıyor: Bu gerçekten herkes için bir bayram mı?

Her 1 Mayıs geldiğinde meydanlarda pankartlar yükseliyor, sendikalar açıklamalar yapıyor, bazı şehirlerde törenler düzenleniyor. Ancak bu görünürdeki hareketlilik, birçok işçi için sadece takvimde yazılı bir anlamdan ibaret. Çünkü her ne kadar 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiş olsa da, işçilerin büyük bir kısmı o gün de iş başında. Market çalışanı da, fabrika işçisi de, güvenlik görevlisi de sabah erkenden mesaiye başlıyor. Onlar için tatil sadece bir kelime.

Oysa kamu çalışanları, memurlar, ofis çalışanları için 1 Mayıs gerçekten tatil. Evlerinde dinleniyor, sevdikleriyle vakit geçiriyor ya da 1 Mayıs’ın anlam ve önemini kendi gündemlerinde değerlendiriyorlar. Bu ayrım, 1 Mayıs’ın asıl anlamını biraz gölgeliyor aslında. Bayram, bayram gibi kutlanamıyorsa; hele ki asıl sahibi olan işçiler tarafından, o zaman bu gün daha çok bir hatırlatma görevi görüyor.

Bu gün bir farkındalık günü. İşçilerin hak arayışının sembolü, emeğin karşılığını bulmasının umudu. O yüzden bu gün, yalnızca meydanlarda değil, her işyerinde, her kalpte ve her vicdanda kutlanmalı. En azından bu gün, bir ayrıcalık olmamalı; adaletin, eşitliğin küçük bir yansıması olmalı.

Emek en yüce değerdir. Ve bu değer, sadece 1 Mayıs’ta değil, yılın her günü saygıyı hak eder.
 

Yazarın Diğer Yazıları