Alparslan Alya

BAYRAM NAMAZI VAAZI

Alparslan Alya

Din ihtiyaç mıdır?Sorusunu anlamsız bulurum. Neden mi? Çünkü insanın varlık harcı inanç/dinle karılmıştır da ondan. İnşaat harcı kum ve çimentodan oluşur. Ve yapılar bu iki madde ile inşa edilir ve anlam bulur. Harcın içerisinden çimentoyu çekip alırsanız, geriye ne kalır? Ya da geriye kalan kum ne işe yarar? İşte bu örnekte olduğu gibi; insan denen varlıktan inancı/dini çekip aldığınız da geriye ne kalır? Ormanizm kalır. Yani orman kurallarının geçerli olduğu bir hayat.

Din insan varlığının asli unsurudur.Dinden kasıt ilahi/semavi dindir. İnsan da iki şekilde ortaya çıkar. Birincisi yaratılış/fıtrat olarak Allah’ın insana yerleştirdiği. İkincisi ise peygamberler ve kutsal kitaplar yoluyla insanda var olmasıdır. Ancak yaratılış güzelliği her zaman korunamaya bilinir. Yaratılıştan yüklenen ahlakın/insanlığın korunması; Peygamberler ve kutsal kitaplarla mümkündür.

Ancak burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorun bireyin dine (peygamber ve kitap hakikatine) doğru ve eksiksiz bir şekilde ulaşabilme sorunudur. Dinin ve öğrenme yolunun kurumsallaşmadığı yani okul-öğrenci ilişkisinin olmadığı dönemlerde; din gerçeğine bireysel hoca-öğrenci ilişkisi (eğitim ve öğretimi) sonucu ulaşılıyordu. İcazet usulü. Üstelik özgür bir ortamda. Devlet ya da ona bağlı kurumların/resmi ideolojinin baskısı olmadan.

Modern devlet anlayışı ile birlikte; bu anlayış herkesin ve her şeyin kontrol altına alınması ve izin verdiği ölçüde yaşam bulması ortaya çıktı. Bu anlayış kapsamında izin verildiği çerçevede din öğrenilecek ve yaşanılacaktı. 21. Yüzyıl modern/postmodern/ulus devlet egemenliğinin hüküm sürdüğü bir yüzyıldır. Değerlerin değersizleştirildiği yüzyıl.

Şehrimizde ramazan bayramı vaazını, merkezi sistem yoluyla vaktinde camilere gelen herkes dinlemiştir. Ramazan ve oruç görevi sona ermiş bayram sabahında; ramazan ve oruç konulu bir vaaz verildi. Sohbetin tamamına yakınını bu konuya ayırıldı. Anlaşılacak gibi değil! Ramazan ve orucun değeri; ramazana girerken ve oruca başlarken anlatılmalı değil miydi? Vaazın bir konsepti olmalıdır. Vaaz geçmişi yâd etmek değil, şimdiyi/anı ve geleceği projelendirmektir. Halkın nabzı tutulmalı ve ona göre konu seçilmeliydi. Ama konuşma günden ve gündemden çok uzaktı. .

Hâlbuki bayram namazlarına; diğer vakit namazlarına gel(e)meyen her yaş grubu ve her meslekten insanlar gelmektedir. Vaazın daha nitelikli ve daha mesaj yüklü olması gerekmez miydi? Anı ve geleceğe yönelik olmalıydı. Peki, neden olmadı! Birçok soru akla geliyor: Vaaz günü kurtarmaya yönelik olabilir. Zaman doldurma amaçlı olabilir. Cemaat camiye geç geliyor, zaten dinleyen yok denilebilir. Ya da cemaat hafife alınmış olabilir. Eğer bu sorular çerçevesinde düşünülecek olunursa; bu bir sorumsuzluk örneği olacaktır. 15 Temmuz’dan sonra dernek, vakıf, tarikat ve cemaatlerin itibarsızlaştırılmasıyla birlikte; halk dini öğrenme noktasına camilere yöneldi. Camilere bel bağladı.

Nitelikli bir vaaz ve öğrenme süreci cemaatin hakkıdır.  

       

Yazarın Diğer Yazıları