Kayseri'de vatandaşlara sorduk: geçinebiliyor musunuz?

Pandeminin başladığı yaklaşık 1 yıldan bu yana dünyanın bir numaralı gündem maddesi 'sağlık'. Ancak vatandaşa göre, kısıtlamaların da etkisiyle, 'ekonomi' konusu, 'sağlık'tan daha önemli hale geldi.

Kayseri'de vatandaşlara sorduk: geçinebiliyor musunuz?

Yeni tip Koronavirüs (Kovid-19)'ün hayatımıza girdiği geçen yıl Ocak ayından bu yana dünyanın ilk sıradaki gündemi sağlık konusu oldu. Tüm dünyada uygulanmak zorunda kalınan kısıtlamalardan sonra, en güçlü ülkelerde bile ekonomik daralma yaşandı. Amerika Birleşik Devletleri 1929 Büyük Buhran'ından sonra ilk kez sosyal yardımları gündemine aldı.

GEÇİNEBİLİYOR MUSUNUZ?

Türkiye de tüm dünyayla birlikte aynı kaderi yaşadı. Ortaya çıktığı ilk günden bu yana, üzerinden neredeyse 1 yıl geçen pandeminin sislerinin yavaş yavaş dağılmaya başladığı şu günlerde vatandaşın birinci gündem maddesi ekonomi oldu. Biz de vatandaşa, "Geçinebiliyor musunuz?" diye sorduk. İşte vatandaşın verdiği yanıtlar...

"EMEKLİYİM, YETİŞTİREMİYORUM"

Veli Sever: "Geçinemiyoruz. Elektrik, su derken, faturalar bitmiyor. Daha yeni elektrik ödedim; 80 Lira. Her şey ağır geliyor. 1 kilo mandalina olmuş 6 TL, 1 kilo soğan olmuş 4 TL. Ömrümde böyle bir pahalılık hiç görmedim. 8 çocuk büyüttüm, 3'ünü okutabildim. Şu durumda 1 çocuğu okutmamın mümkünatı yok. Emekliyim, yetiştiremiyorum. İş yok, güç yok... Ben aslında çalışır vaziyetteyim, iş olsa çalışırım. Ama yok... Çocuklarımıza iş yok ki bana olsun. Benim evdeki bir çocuğum Erciyes Üniversitesinden mezun oldu, öğretmenliği okudu. Ama boşta. Ne iş var, ne güç var. Pastane bile olsa çalışacak. Evde dura dura stresleniyor, psikolojisi bozuldu. Evde dura dura işsizlikten ne olacak..."

"FATURALAR AĞIR GELİYOR"

Mustafa Sarıboğa: "Kıt kanaat geçiniyoruz. Emekliyim maaşımı yetiremiyorum. Çocuk okutma işleri falan da bitti. Kendi evimizde kira öder gibi yakıt ödüyoruz o açıdan zor geçiniyoruz. Faturalar ağır geliyor. Su faturası neredeyse elektriği geçti; doğalgaz, su, telefon derken... Yol parasını falan ekleyince de aldığımız maaş oraya geliyor sadece. Böyle bir pahalılığa denk gelmedim, geldiyse de bu kadar hissetmedik. Bütün toplumda hissediliyor bu. Muhakkak pandeminin de etkisi vardır. Ben emekliyim, dışarı çıkmamamıza rağmen yine yetiştiremiyoruz. Dolmuşa, otobüse binerek sağa, sola gitmiş olsak harcamalarımız daha çok artacak."

"HİÇBİR ŞİKAYETİMİZ YOK"

Yüksel Şahin: "İyiyiz biz şükür. Biz emekliyiz, eşim de emekli. Hayat güzel. Hiç bir şikayetimiz yok, normal yaşantımıza devam ediyoruz. Bize göre pahalılık yok. Birinci derecede memurluktan emekliyiz. Maaşımız güzel."

"TÜRKİYE'Yİ ZAYIFLATMAYA ÇALIŞIYORLAR

İsmail Adil Şahin: "Dünya pandemiden geçiyor. En gelişmiş ülkeler yüzde 10, 30 ekonomik açıdan geriye gitmiş. Sağlık konusu aynı şekilde. Şimdi hangi hastaneye gidiyoruz da para veriyoruz. Ya da vermek istersek hastane mi yok, beğen beğen git. Bu süreç bu şartlarda normal tabi. Bunları artık söylemek gerekir: Türkiye saldırı altında değil mi? Yok 17-25 Aralık, yok Gezi olayları, yok Boğaziçi... Bunların hepsi dış saldırı, terör saldırısı. 7 tanesi öğrenci çıkmış içlerinden, gerisi hep terörist. Bunu siyasi malzeme yapıp da ondan sonra devleti zayıflatmaya girişmek vatana ihanettir. Ben böyle düşünürüm, böyle de söylüyorum."

"SURİYELİLER GELDİ, EKONOMİ KALMADI"

Alper Kalkan: "17 yaşındayım, çalışıyorum. Kendi aldığım parayla geçinebiliyorum. Geçinmek bana göre kolay ama asgari ücretle çalışana çok zor. Suriyeliler geldi geleli ülkede ekonomi diye bir şey yok. İnsanların durumu çok kötü. Böyle giderse ülkenin durumu da kötü."

"ÜLKEDE FIRSATÇI ÇOK"

Selim Cansüngü: "Ne geçinmesi, bir tane ekmeği bile zor aldık. Hayat şartları çok ağırlaştı, bir aldığını bir daha aynı fiyata alamıyorsun maalesef. Faturaları ödeyemez olduk; elektrik, su, doğalgazı yatıramaz olduk. Ekmeği de halk ekmekten alıyoruz ucuz diye; 1 Lira diye. Diğer taraflarda olmuş 1.5 TL. Evde 5 kişiyiz, sadece ekmek tutuyor 7 Lira. Her şey ateş pahası. Bir kilo kötü elmanın kilosu olmuş 10 Lira. Gıdanı da alamıyorsun. Bu durum çok zor. Bir kaç tane tüccar, kalpazanlar diyelim onlara daha doğrusu, pandemiyi bahane yapıyorlar Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi. Üretici 1 liraya veriyor mesela ürünü ama aracılar üstüne 5-6 Lira koyup satıyor. Dünyanın hali bu. Emekliyiz, emekli maaşıyla da geçinemiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, 2 bin 300 Lira maaş alıyoruz ama faturalar, ev kirası hakeza..."

>>Selma Kara-Muhammed Kösedağ