Öztürk: 'Çocukların öğrenme dili oyundur'

Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı Halil Öztürk, ilköğretim çağındaki çocukların eğitim ve öğretim dilinin oyun olduğunu ifade etti.

Öztürk: 'Çocukların öğrenme dili oyundur'

Melikgazi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nden Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı Öztürk, okula yeni başlayan veya ilkokul düzeyindeki öğrencilerin derse odaklanamama ve ilgi duymama durumlarına ilişkin yaptığı açıklamada, okula yeni başlayan ve ilköğretim düzeyindeki çocukların eğitim ve öğretimine en uygun yöntemin oyun olduğunu ifade etti. Sürdürdüğü açıklamalarında Öztürk, velilerin bu yaştaki çocuklardan akademik düzeyde bilgi edinmesi, öğrenim görmesi gibi büyük beklentiler içerisinde olduğunu ve bunun da gerek öğrencide gerekse eğitim ve öğretim hayatında sorunlar doğurduğuna işaret ederek, henüz oyun çağında olan çocuklara uygulanacak eğitim ve öğretimin, oyun dili kullanılarak verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Öztürk, “Öğrenmede sevmek çok önemli bir faktördür. Oyun da bunun dilidir” dedi.
 
OKULLAR OYUN VE EĞLENCENİN MERKEZİ HALİNE GETİRİLMELİ
 
Öztürk, okulların eğitim ve öğretimde oyunun merkezi haline getirilmedi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti; “Okula yeni başlama çocuklar için en güvendiği ortamdan, aileden, anneden, babadan ayrılmayı ifade eder. Dolayısıyla öğrencinin okula uyumu konusunda bu adaptasyonu gerçekleştirmemiz gerekecektir. Çocuk öncelikle okula uyum sağlayacak, benimseyecek sonrasında dersini, öğretmenini, sınıfını benimseyebilsin. Bunun için bakanlığımız 3 yıldır güzel bir uygulamaya imza attı. Yeni başlayan öğrencileri 1 hafta öncesinden okula davet ederek uyum sürecinin daha kolay atlatılmasına yardımcı olunuyor. Çocukların okula başlama yaşı daha da aşağıya çekildi. Yani bu çağdaki çocukların önceliği de oyun. Oyun ve eğlence. Dolayısıyla okullar çocuklar oyun ve eğlencenin merkezi haline getirilmeli. Oyun ve eğlence ile çocukların okula adaptasyonu, okulu sevmesi, benimsemesi gerçekleştirilebilir. Bu anlamda okul yöneticilerine de görev düşüyor. Yeni bakanımız da bu yıl biliyorsunuz öğrencileri okullarda müzikle karşılayın, oyunla karşılayın dedi. Bu çağda çocukların dikkatini çeken hususlar oyun ve eğlencedir. Her bireyin bir takım psikolojik ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Bunlar ait olma, güçlü olma, eğlence ve özgür olma. Bizler ait olmayı hissettirmeliyiz çocuğumuza. Okula ait hissetmeli kendi. Güçlü olmayı, eğlenceyi ve özgür olmayı, yani kendini rahat ifade etme alışkanlığını kazandırmalıyız. Oyun ihmal edilmemeli. Oyun öğrencinin kendisini ifade etme aracıdır. Kaliteli, içi dolu vakit geçirilerek, onlara oyun vasıtası ile eğitim, öğretim verilmelidir” şeklinde konuştu.
 
ÇOCUKLARINIZIN OKULA GİTTİĞİNDE NELERLE KARŞILAŞACAĞINI ONLARA ANLATIN
 
Çocukların okulu sevmesi ve benimsemesinin önemine vurgu yapan Öztürk, velilere çocukların okulda nelerle karşılaşacağını anlatmaları tavsiyesinde bulunarak, okulda ne kadar oynayacağını, eğleneceğini, güzel vakit geçireceğini, arkadaşları olacağını, hatta kendi güzel anılarını da söylemelerini rica etti. Bunun çocukların okula gitmedeki isteğini daha arttıracağını söyleyen Öztürk, okula gitmek istemeyen ve sağlıkla ilgili bahaneler öne süren çocuğun gerçekten sorun olacak bir durumu yoksa mutlaka okula göndermeleri gerektiğini de bildirdi. Öztürk, “Ancak bu durumda, çocuk; ‘okula gittiğinde öğretmeninden ben senin sağlık durumunla ilgili bilgiler alırım, gerçekten sağlık sorunun olursa seni hastaneye götürürüm’ şeklinde uyararak okula götürülür ve bilgi de alınırsa, onda annem, babam beni merak ediyor hissi de uyanır. Kendini değerli hisseder. Bu da önemlidir. Çocuklar okula götürülmelidir gerçekten sağlık sıkıntısı yoksa ve takip de edilmelidir. Tabi çocuğumuzun neden okula gitmek istemediğini de araştırmalıyız, gidermeye çalışmalıyız. Okul-aile işbirliği ile bunu halletmeliyiz. Okul-aile işbirliği ile çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Bu anlamda rehber öğretmenlerimiz, rehberlik servislerimiz, Melikgazi Rehberlik ve Araştırma Merkezimiz her türlü hizmeti vermeye hazırdır. Aileler rehberlik servislerimizle mutlaka başvursunlar. Kurumumuza başvuranlar 2-3 seanstan sonra okula alıştıklarını, uyum sağladıklarını görüyorlar. Sadece okula uyum değil bir çok sorunda da çözüm bulunmakta” açıklamalarında bulundu.
 
ERGENLİKTE DİYALOG SÜRDÜRÜLMELİ
 
İlköğretim dönemindeki sorunların sonrasında ergenlik dönemlerinde de öğrencilerin okula uyum, ilgisizlik gibi sorunlar yaşadıklarını dile getiren Öztürk, ergenliğin somuttan soyut düşünceye doğru bir değişim süreci olduğunu, çalkantılı bir dönem olduğunu ifade ederek bu dönemde velilere düşen en önemli görevin çocukları ile diyaloğu koparmamak, sürdürmek ve onların durumlarını takip etmek, olumsuz türde bir değişim olup olmadığını gözlemlemek olduğunu söyledi. Velilerin bu noktada gecikmemesi gerektiğini ve olumsuz yönde bir değişim olduğu taktirde rehberlik ve psikolojik danışmanlık servis ve merkezlerinden yardım almaları gerektiğini belirtti. Ergenlik dönemindeki öğrencilerde ergenliğin ve gençliğin getirdiği enerjinin uygun yollarla giderilmesi gerektiğini de dile getiren Öztürk, bunun yolunun da serbest zamanların değerlendirilebileceği, spor faaliyeti gibi, müzik faaliyeti gibi uygun ve faydalı hobiler edindirmek olduğunu sözlerine ekledi. HABER-FOTO: KAAN AKBAŞ