Şenay Sarıaslan

Tarafını seç! Kimsin?

Şenay Sarıaslan

Eskiden bayramlar, çocukların yeni elbiselerini yastık altına koyup sabah ezanıyla uyanması, aile büyüklerinin ellerini öpmek için sıraya girmesi ve kapı kapı dolaşıp şeker toplamasıydı. Bugün ise çoğu kişi için valiz hazırlığı, otel rezervasyonu ve trafikte geçirilen saatler anlamına geliyor. Bu değişimin adı çoğu kişiye göre kültürel yozlaşma olsa da bence bu mesele bundan çok daha derin.

Günümüzde ‘Modern hayat’ olarak adlandırılan yeni yaşam biçimi, insanı hiç olmadığı kadar yordu. İş temposu arttı, şehirler kalabalıklaştı, ilişkiler yüzeyselleşti. Günümüz insanı ne kendine ne sevdiklerine zaman ayırabiliyor. Bayramlar ise artık sadece insanlar için bir ‘‘görüşme zorunluluğu’‘ndan ibaret değil; bir nefes alma fırsatı, belki de yıl boyunca yapılamayan içe dönüşün tek bahanesi. Tatile çıkmak, sadece gezmek değil, kendini toparlamak, uzaklaşmak, durmak ve dinlenmek demek.

Elbette özlem duyduğumuz o eski bayramların yeri ayrı. O sofraların sıcaklığı, bayram şekeri için verilen uğraş, bir çift nasihatin ömrümüzü şekillendirdiği yaşlı dizleri... Ama değişim kaçınılmaz. Bu değişimi yozlaşma olarak görmektense, anlamaya çalışmak gerek. İnsanlar kaçmıyor; sadece bir süreliğine susmak, yavaşlamak istiyor. Belki de bayramın gerçek ruhuna böyle yaklaşıyor artık: Kendine ve hayata saygı duyarak.

Bugünün bayramı dünü aratsa da, her kuşak kendi bayramını yaşar. Belki çocuklarımız da bir gün bugünü özlemle anacak. Bence mesele neyin değiştiği değil, yozlaşma hiç değil, mesele bize dayatılan ‘Modern Hayat’ tuzağıdır!

Yazarın Diğer Yazıları