Olimpiyatlar, sporun zirvesi, azmin ve disiplinin taçlandığı bir sahne. Bu sahnede ülkemizi başarıyla temsil eden sporcularımız Busenaz Sürmeneli ve Mete Gazoz, hepimizi gururlandırdı. Onların gösterdiği performans, sadece fiziksel yeteneklerin değil, aynı zamanda mental dayanıklılığın ve kararlılığın bir göstergesi.
Busenaz Sürmeneli'nin ringdeki hakimiyeti, rakiplerine karşı sergilediği soğukkanlılık ve teknik ustalığı, boks sporunun en üst seviyelerinde nasıl bir Türk kadınının parlayabileceğini gösterdi. Onun başarısı, genç kızlarımıza ilham veriyor; mücadeleden asla vazgeçmemeleri gerektiğini öğretiyor.
Mete Gazoz ise okçuluk sporunda elde ettiği başarılarla adeta bir destan yazdı. Her atışında gösterdiği konsantrasyon ve profesyonellik, sadece sporseverleri değil, ülke olarak hepimizi derinden etkiledi. Mete, altın madalya kazanarak adını tarihimize altın harflerle yazdırdı ve genç sporcularımıza bir idol oldu.
Ancak, bu gurur verici başarıların yanında, Türkiye'nin olimpiyat giysileri konusunda maalesef aynı olumlu duyguları paylaşamıyorum. Her ne kadar başarılarımızla göz doldursak da, giysilerimiz ne yazık ki aynı etkiyi yaratmadı. Tasarımların sıradanlığı ve ulusal kimliğimizi yansıtma konusundaki yetersizlikleri, bu prestijli organizasyonda dikkat çekici bir unsur olamadı. Sporcularımızın bu büyük platformda sadece yetenekleriyle değil, görünümleriyle de göz kamaştırmasını beklerdim.
Olimpiyatlar gibi dünya çapında izlenen bir organizasyonda, giysilerimizin de en az performanslarımız kadar özenle hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu, hem sporcularımızın moralini yükseltir hem de ülkemizin imajını güçlendirir. Türk kültürünü ve modernliği harmanlayan, estetik ve işlevselliği bir arada sunan tasarımlar, hem sporcularımızın özgüvenini artırır hem de dünya sahnesinde bize prestij kazandırır. Ancak tasarımı yapanlar göz doldurmayı bırakın aksine göz kanattılar. Ülkemizi yansıtacak birçok etnik desen varken olimpiyatlarda pijama desenlerinin tercih edilmesi resmen kültürel katliam. Kimse mi fark etmedi, bir kişi bile mi itiraz etmedi, çok üzücü...
En güzel eleştiriyi üstad Uğur Dündar yapmış, ' olimpik gururumuz Busenaz Sürmeneli ve Mete Gazoz'u ilk kez pijamalarıyla görüyorum...'
Sosyal medyadaki diğer yorumlarda yine ağlanacak halimize güldüren cinsten birbirinden komik..
Sonuç olarak, Busenaz Sürmeneli ve Mete Gazoz’un başarılarıyla gurur duyarken, olimpiyat giysilerimizde de aynı özeni görmek istiyorum. Sporcularımızın sahada ve saha dışında eşit derecede parlaması, ülkemizin her alanda mükemmelliği hedeflediğinin bir göstergesi olmalıdır.