Ecem Yaman

Sosyal Medya Deyip Geçmeyin!

Ecem Yaman

İnternet dünyası medya açısından büyük bir dönüm noktasıdır…

Örgütlenme ve bilgi aktarımı yapmak daha kolay hale geldi. Şimdi genç – yaşlı herkes tarafından yeni medya olarak adlandırdığımız sosyal medya kullanılıyor.

Sosyal medya alışagelmiş iletişim sürecini köklü bir şekilde kopardı böylelikle yeni etkileşim ve çok boyutlu olarak karşımıza çıktı.

Artık her insanın kolay erişebildiği sosyal medya, bilgilere ve kişilere kolay ulaşması sayesinde daha kolay ve hızlı bir şekilde kamuoyu oluşturma özelliği ediniyor.

Sosyal medyanın etkileşimli olmasından dolayı bireylerin içinde yaşadığı toplum bozulmuş durumda. Birey – aile, birey – toplum ilişkisi yeniden boyutlandı. Artık sadece birey olarak şekil aldı. Bu artık haberleşme ve iletişim aracı olmaktan ziyade, örgüt kurma, ses duyurma alanına dönüştü.

Bu durum demokrasi ve adalet algısını da değiştirdi. Geçtiğimiz yıllarda sosyal medya artık kamuoyu oluşturma değil, artık çeşitli konularda sosyal hareketlerin başlatılıp yönetildiği alan olarak çıktı karşımıza…

Devletin bize sunduğu adaleti kabul etmeyip kendi bürokrasisini oluşturmak, kendi adaletini sağlamak isteyenler için bir mekân oldu artık…

Baktığınız zaman olumsuz bir özellik gibi algılayabilirsiniz.

O zaman şu açıdan bakalım… Ağrı’da şiddete uğrayan bir doktor, sosyal medya hesabından yaptığı yardım çağrısından sonra Sağlık Bakanlığı, şiddet uygulayan kişiyi gözaltına alınmasını sağladı. Şiddet mağduru doktor, paylaşımda bulunmasaydı, saldırgan hemen gözaltına alınabilir miydi? Ya da harekete geçen kurum Sağlık Bakanlığı mı olurdu? Şiddete uğrayan doktor önce polise şikâyette bulunmuştu. Bunun yeterli olmayacağını biliyordu. Sosyal medyanın da gücünü kullandı.

6 Ağustos depreminde enkaz altında kalan kişiler yerlerini duyurabilmek için sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunarak, yerlerini belirtip kurtulmuşlardı.

Sosyal ağların bir diğer yüzü ise şöyle; sosyal medya fenomenleri daha fazla izlenme sayısı elde edebilmek için deprem bölgesine akın etmişlerdi. Mesela Fas’ta eylül ayında meydana gelen depremde bu olay yaşanmıştı. Bir depremzede, ‘Ölü kokusu burnumuza doluyor, insanlar açlıktan ölüyor, bizi videoya çekiyorlar. Harekete geçmeliyiz. Yol inşa etmemiz gerekiyor, bizi görüntüleyecek birine ihtiyacımız yok.’ demişti.

Faydasını gördüğümüz kadar zararını da gördüğümüz sosyal medya için sadece şu önlem alınabilir; her yaş grubuna sosyal medya okuryazarlığı dersi verilerek, hem örgüt kurma engellenebilir hem de bilgi kirliliğinin önüne geçilebilir.

Yazarın Diğer Yazıları