Ecem Yaman

Kayıp masumiyet...

Ecem Yaman

Zamanın akışı, geçmişi geride bırakıp geleceğe doğru ilerlerken, biz de akıntıya kapılıp sürükleniyoruz. Büyürken, geride kalan masumiyet dolu günleri anımsıyoruz...

Mesela eski fotoğraflara bakmak, o günlerin tozlu raflarını aralamak ve anılarınızı canlandırmak için güçlü bir araçtır.

Fotoğraflar, sadece bir anı dondurmaz; aynı zamanda o anın kokusunu, sesini ve duygusunu da yanımıza getirir. Sevdiklerinizle birlikte eski fotoğraflara bakmak, o günleri konuşmak, birlikte gülmek ve ağlamak da nostaljik bir terapi görevi görebilir. Bu paylaşımlar, geçmişin hazine sandığını açarken, o anıları daha da değerli kılar.
Eski oyuncaklarınızı, sevdiğiniz kitaplarınızı ya da o dönem dinlediğiniz müzikleri karıştırmak, sizi o günlere götüren bir köprü kurabilir.

Belki de bir oyuncak ayıya sarıldığınızda hissettiğiniz güven duygusunu, ya da bir çocuk kitabını yeniden okuduğunuzda yaşadığınız heyecanı hatırlarsınız. 

Müzik, özellikle güçlü bir zaman makinesi gibidir; çocukluğunuzda dinlediğiniz bir şarkı, sizi o anlara geri götürür ve o günlerin tınısını kalbinizde yeniden hissettirir.
Belki de bir günlüğe çocukluk anılarınızı yazabilir veya o dönemde kurduğunuz hayalleri yeniden tasarlayabilirsiniz. Bu eylem, sadece geçmişi anımsamakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe dair yeni umutlar yeşertir. 

Çocukluğunuzun hayallerine yeniden hayat vermek, o kayıp masumiyeti ve sınırsız olasılıkları tekrar kucaklamak demektir. Bu, bizim yeniden doğmamızı sağlayabilir,  ruhumuzu gençleştirir, bize taze bir enerji verir.

Geçmişe yapılan bu yolculuk, sadece anıları tazelemekle kalmaz, aynı zamanda geleceğe dair yeni bir bakış açısı kazandırır. Hayatın yoğunluğunda kendimizi kaybettiğimizde, bu anılar bizi köklerimize, en saf ve mutlu anlarımıza geri getirir. Ve belki de, bu anılar sayesinde yeniden doğarız; tıpkı çocukluğumuzdaki gibi, hayal gücümüzün ve masumiyetimizin rehberliğinde…

Yazarın Diğer Yazıları