Ecem Yaman

Basın ve sansür

Ecem Yaman

Görme eylemi, geçmişten günümüze bilimsel bir kavram olarak gelmiştir. Antik düşünürler bile görmenin gücü üzerine yaptığı söylemlere baktığımız zaman, idea yoluyla ulaşılan gerçekliğin temeline de görme kavramını yerleştirmiştir.

Günümüzde ise görme, gözetime çevrildi. Zamanla görülen şeyi kayıt altına almak, sorgulama derken gözetimin alanı büyüdü, genişledi ve yeni tartışma konuları çıktı.

Gözetim, tehlikeli bir boyut kazandı.

Kuşkusuz kontrol, günümüzde ve tarihin her döneminde karşımıza çıkıyor. Gelişen teknoloji ile birlikte gelişen sosyal medya, ifade ve düşünce özgürlüğü kullanmanın en etkin alanı olarak görülüyor. Ancak neyin ifade özgürlüğü neyin ifade özgürlüğünün aşırı kullanımı olduğu konusu muamma…

Bir düşüncenin nefret suçu mu, ifade özgürlüğü mü olduğu ya da bireyin düşüncesini serbestçe açıklaması başka bir kişinin özel hayatını tehdit edecek boyutta mı? gibi soruları gözeten kişiye gerek kalmadan, otosansür ile engel konulabilir.

Basın mensupları yasama, yürütme ve yargı kurumlarının ardından dördüncü büyük kuvvet olduğu bilinir. Çünkü basının kamuoyu oluşturma gücü vardır. Bu yüzden basın özgürlüğü de demokratik bir biçimde uygulanmalı.

Basın mensupları gözetleyen kişiden bağımsız, çıkar düşünmeden haber yayımlamalı. Basın mensuplarına uygulanan sansür, basının kamusal yönüne ciddi anlamda zarar verir. Bu halkın doğru haber almasına dolaylı yönden engeldir. Ve en büyük zararı ise demokratik ve çağdaş toplum olma yolunun kesilmesidir.

Basın çalışanları gözetleyenden bağımsız, görüleni aktarması, basın mensubunun sorumluluk duygusunu ve kamusal görev bilincinin doyumuna varır. Bu ise şöyle mümkün olabilir, basının endüstri koluna dönüşmesinden ziyade tekelleşmenin olmadığı, serbest düşünce pazarının olduğu ortam sağlanmalı. 

Yazarın Diğer Yazıları