Ayşegül Şerife Akçakaya

Nerde o eski bayramlar?

Ayşegül Şerife Akçakaya

Eskiden mi güzeldi yoksa eskiler mi güzeldi? Ara sıra büyüklerimizden nerde o eski bayramlar lafını duyuyoruz. Hatta bu cümleyi benim bile kurduğum oluyor. Çünkü bayram sabahlarının ayrı bir huzuru vardı eskiden. Geceden ütülenmiş bayramlık kıyafetler, sabah ezanıyla uyanan çocuklar, mutfaktan yayılan tatlı kokuları ve evin en büyüğünün elini ilk öpen olmanın heyecanı… Her şey daha samimi, daha sade ama bir o kadar da kıymetliydi. Bugün geriye dönüp baktığımızda ‘Eski bayramlar daha güzeldi’ derken, aslında o günlerin içtenliğini, birlikteliğini ve insani sıcaklığını özlüyoruz.

Eskiden bayram, sadece bir tatil değil, büyüklerin gönlünü almanın, küslerin barışmasının, uzakların yakın olmasının vesilesiydi. Aile büyüklerinin evinde toplanılır, geleneksel yemekler yapılır, çocukların harçlıklarını ellerine sıkıştıran dedeler, anneanneler olurdu. Kapı çalan her misafir, sofraya buyur edilir, bayram sadece evde değil, sokakta, mahallede, tüm şehirde yaşanırdı.

Peki ne değişti? Zamanın ruhu mu, biz mi? Teknoloji ilerledi, şehirleşme hızlandı, bireysellik arttı. Artık çoğumuz bayramları sosyal medyada kutluyor, ekran başında geçiriyoruz. Ne yazık ki bayramın en kıymetli tarafı olan ‘bir araya gelme’ duygusu, her geçen yıl biraz daha silikleşiyor. Tabi bunların yanı sıra yoğun iş hayatı da insanları tatile gitmeye zorluyor. Çünkü özellikle özel sektörde çalışan birçok kişinin yıl boyunca tatil yapıp dinlemeye vakti olmuyor. Bu yüzden bayramları aile büyükleriyle birlikte geçirmek yerine tatile gidip dinlenmek için kullanabiliyorlar.

Oysa eskiden bayramlar, toplumun ruh sağlığı için adeta bir şifa vesilesiydi. Aile bağlarını kuvvetlendirir, insanı kendine getirir, geçmişini hatırlatır, değerlerine sahip çıkmasını sağlardı. Özellikle çocuklar için bayramlar, hem unutulmaz hatıralar oluşturur hem de paylaşmayı, saygıyı, sevgiyi öğrenmelerine katkı sunardı.

Bugün belki eski bayramlar gibi olamayabiliriz ama o ruha yeniden yaklaşmak bizim elimizde. Bir telefonla aramak, bir kapı çalıp hal hatır sormak, çocuklara şeker uzatmak bile yeterli bir başlangıç. Bayramları yeniden bayram yapan biziz. Bayram sadece takvimde değil, kalpte de yaşanmalı. 

Sevdiklerinizle birlikte mutlu bayramlar dilerim…

Yazarın Diğer Yazıları