Ayşegül Şerife Akçakaya

Bir Zamanların Şarkıları…

Ayşegül Şerife Akçakaya

Bazı akşamlar olur, kalabalığın ortasında bile yalnız hissedersiniz. O anlarda kulağınıza bir melodi çalınır… Belki Zeki Müren’in bir şarkısı, belki Ajda’nın gençliğe söylediği sözler… O an anlarsınız, bazı şarkılar sadece notalardan ibaret değildir. Bir zamanlar gerçekten hissedilerek yazılmış, hissedilerek söylenmiş ve kalplerde bir iz bırakmış şarkılar vardır.

Bazen radyoda rastladığım bir eski şarkı, beni çocukluğumun mis kokulu evine götürür. Annemin temizlik yaparken mırıldandığı o nağmelerin içinde bir yuvanın sıcaklığı gizlidir. Ya da babamın radyodan açtığı şarkıların sesi… Her biri bir anı, bir hikaye, bir duygudur.

Şimdilerde şarkılar kulağa geliyor ama kalbe pek uğramıyor gibi. Sözler hızlı yazılıyor, duygular yüzeyde kalıyor. Elbette istisnalar var ama çoğu zaman anlamdan çok ritme, hikayeden çok tıklanma sayısına oynanıyor. Bir zamanlar her şarkının içinde bir mektup gizliydi; şimdi ise çoğu, birkaç saatlik dijital eğlencenin ötesine geçemiyor.

Ve işte tam da bu yüzden, bir Neşet Ertaş türküsü duyduğumda yüreğim kendine gelir. Çünkü onun sazından dökülen her nota, sahici bir acının, içten bir sevdanın izini taşır. Yeni şarkıları dinlemiyor muyum? Elbette dinliyorum. Ama bir şarkıyı ezberlemekle, onu hissetmek arasında ince bir çizgi var. Eski şarkılar o çizgiyi aştığında, gözlerim nemleniyor farkında olmadan. Belki de bu yüzden, yeni bir şarkı keşfetmek yerine, eski bir şarkının aynı yerinde tekrar tekrar duraklıyorum.

Eski şarkılarla büyüdük biz. Belki onlar gibi olmayacak hiçbir şey… Ama o şarkılar bize bir şeyi öğretti: Duygu, sadece sözlerle değil; hislerin gücüyle var olur. Ve bazı şarkılar vardır… Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, ilk günkü gibi sızlar kalbin bir yerinde.

Yazarın Diğer Yazıları