Ahmet Taş

Silahlanmamız kimin için

Ahmet Taş

İnsanoğlu tarih boyunca kendini korumak ve düşmanlarını caydırmak için tedbirler düşünmüş adına silah denen aletler icat etmiştir.

Sivriltilmiş taşlardan birçok kama, kılıç, topuz, mancınık gibi kesici ve atıcı aletlerden tüfek, tabanca, top, füze ve diğerleri gibi delici, patlayıcı, kesici birçok alet silah grubuna giren aletlerdir.

İnsanlar ve devletler bu aletlerin bir kısmını saldırı amaçlı edinirken bir kısmını da savunma ve caydırma, düşmanlarına, rakiplerine gözdağı verme amaçlı da edinmektedir.

Modern ve halkına güvenlik konusunda garanti verebilen devletler halkını koruyabildiği ya da koruma güvencesi verebildiği için toplumun ayrıca silahlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Ancak bu güvenceyi bulamayan ya da aralarındaki anlaşmazlıkları kanun yolu ile çözme refleksi gelişmemiş toplumlar hem saldırı hem de korunma amaçlı silah edinirler, silahlanırlar.

12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi Türkiyemiz de sağ sol kutuplaşması ve çatışması ortamında ülkemizde can güvenliğini tehlikede gören ve de rakip gruplara yaşama hakkını çok gören kesimler devletin hayatlarını koruma güvencesini yanlarında görmeyince aşırı bir şekilde silahlanmıştı.

O günleri yaşayanlar bilirler sağ ve sol gruplar arasında 10 yıl kadar devam eden silahlı çatışmalarda 5000 gencimiz hayatını kaybetmişti. 12 Eylül 1980 darbesini yapan cunta yönetimi darbeden sonra halkın elindeki silahları toplamış, elinde silahı olmayanlar da darbecilerin hışmından kurtulmak için borçlanarak silah almışlar darbecilere teslim etmişlerdi. Zor günlerdi o günler vesselam.

Geçtiğimiz 28 Eylül günü Dünya Bireysel Silahlanma Günü idi. Gün sebebiyle Umut Vakfı tarafından İstanbul Beşiktaş'ta “Sessiz Ayakkabı Yürüyüşü” adı altında bir yürüyüş yapıldı. Amaç bireysel silahlanma ve sonuçlarına dikkat çekmekti.

Vakıf Başkanı Dr. Ayhan Akcan burada bir konuşma yaptı ve katılımcılar kırmızı halıya karanfiller bıraktılar. Dr. Ayhan Akcan konuşmasında 28 Eylül gününe kadar geçen 2023 yılı içinde Türkiye'de 2607 silahlı olayın yaşandığını, 1616 kişinin öldüğünü, 2675 vatandaşın da yaralandığını bildirdi.

Ayrıca ülkemizde sivil insanlarda 4 milyon ruhsatlı silahın, 36 milyon da ruhsatsız silahın bulunduğu söylendi.
Katılımcılar ülkemizde bireysel silahlanmanın hızla arttığını, bunun mutlaka önlenmesi gerektiğini, silaha ulaşmanın ve ruhsat almanın şartlarının zorlaştırılması gerektiğini, bunun için yeni hukuki düzenlemeler yapılması gerektiğini avazları çıktığı kadar haykırdılar.

Programda 15 yaşında yorgun mermi isabet etmesi ile hayatını kaybeden Emir Yuşa'nın katilinin bulunması ve Tokat Erbaalı 17 yaşındaki Büşra Kongar'ın da katilinin bulunup cezasını çekmesi istendi.

Son yıllarda şehirlerimizdeki silahlı çatışmalar, düğün konvoylarında ve düğünlerde rastgele ateşlenen silahların, arazi kavgası sebebiyle çıkan silahlı çatışmalarda aynı anda 9 vatandaşımızın katledilmesi ve kadın cinayetlerinde silahlı katliamların ne kadar cana mal olduğunu her gün duyuyor, görüyoruz.

İnsan sormadan edemiyor, ülke nüfusunun yarısına yakın bir sayı 40 milyon silah, bunun 36 milyonu kaçak ruhsatsız. Kimin için silahlanıyoruz, kimi katledeceğiz, hangi savaşa gidiyoruz, kimi öldürmek katletmek istiyoruz? Problemlerimizi hukukla, konuşarak çözmeye güvenmiyor muyuz? Devletimiz ne için var? Son bir habere göre Diyarbakır da 15 yaşında bir genç 33 yaşındaki uyuyan babasını silahla öldürdü diyor.

Ne edip etmeli devlet bu olaya el atmalı. Bir yandan ruhsatsız silahları toplamalı diğer yandan ruhsat almayı zorlaştırıcı hukuki düzenlemeler yapmalı. (Psikolojisi sağlam raporlu olmayanlara asla ruhsat verilmemeli.) Bulundurma dışında taşımayı mutlaka zorlaştırmalı. Kendine Allah'ın emaneti olan vatandaşlarını mutlaka korumalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları