Kadın önce anne olmalı

MHP'li Serap Şule Kalın ile Milliyetçi Hareket Partisi bünyesinde kadın kollarının şekil ve içerik değiştiren kuruluşu Kaçep'i konuştuk. Kalın, bir kadının arkasını döküp saçarak bir şey başaramayacağını, önce anne sonra da toplumdaki diğer görevlerini layıkıyla yapması gerektiğini söylüyor.

Kadın önce anne olmalı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kaçep nedir? Neden kuruldu?

Kadın Aile Çocuk ve Engelli Politikaları Başkanlığı olarak amacımız dayanışmayı, paylaşmayı ve kardeşliği esas alan ahenk içinde huzurlu bir toplumsal düzenin tesis edilmesidir. Bu kapsamda, tüm kadınlarımız, çocuklarımız ve engelli vatandaşlarımızla kucaklaşmak, onların sorun ve ihtiyaçlarını belirlemek, parti politikalarımızı ve projelerimizi onların görüşleri doğrultusunda geliştirmek, memleketimiz ve milletimizle ilgili duygularını paylaşmak amacıyla Kadın Aile Çocuk ve Engelli Politikaları Başkanlığı kurulmuştur.

Kadın kollarında neden bir dönüşüme gerek duydunuz?

Eskiden sadece kadın kolları olduğumuz dönemde zaten kadın ve çocuk konuları ilgilendiğimiz bir konuydu. Ama engelliler konusunda zaman zaman zayıf kalıyorduk. Çünkü kendi kollarımız başlığı altında engelli diye birey yoktu. Şimdi daha kapsamlı çalışıyoruz. Kaçep hem kadını hem aileyi hem çocuğu hem de engelliyi kapsamına aldı.  Bazı noktalarda engelliler ile ilgili biz kendi eksiklerimizi de görmüş olduk.

Engelliler noktasında ne gibi eksikleriniz vardı?

Derneklerden, vakıflardan biz geri dönüş aldık. Kendi camialarının sıkıntı ve sorunlarını bize aksettirmeye başladılar. Eskiden de bizim elimiz hep onların üzerindeydi. Ancak şimdi kendilerini direkt olarak temsil eden bir yapı içerisinde daha sağlıklı bir zeminde bir araya geliyoruz. En azından sıkıntılarını bize raporlaştırıp gönderiyorlar.

Kaçep olaylara nasıl yaklaşıyor?

Bilimsel noktadan sorunlara çözüm olmaya çalışıyoruz. Biz bir sorunun en temeline inmek için daha akademik bir dille sorunlara yöneliyoruz. Çeşitli engelli derneklerinden ya da kadınla, çocukla ilgili bir sıkıntı geldiğinde biz kendi süzgecimizden geçirip ilgili yerlere iletiyoruz.

Peki, sorunları nasıl çözüyorsunuz?

Sorunları milletvekillerimize, partimizin yetkili organlarına iletiyoruz. Onlarda Meclis çatısı altında araştırma önergesi ye de kanun teklifi olarak sorunu çözmeye çalışıyorlar. Sonuçta herhangi bir konuyla ilgili bu ülkede en üst çözüm merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Biz burada istediğimiz gibi çalışalım, sorunların çözüm merci TBMM’dir.

O zaman Kaçep her yerde diyebilir miyiz?

Kadın kollarının görevi neyse MHP’nin lokomotifi olma noktasında görevine devam ediyor Kaçep. Parti içerisinde kadınlarımıza yönelik eğitici, bilgilendirici seminerlerimiz ve eğitimlerimiz devam ediyor.  Hak eza sahada olmamız gerekiyorsa sahada oluyoruz.  Çeşitli kurum ve kuruluşları ziyaret ederek hem onların yanında olduğumuzu hem de onların bir sorun, sıkıntısı varsa onu çözmeye çalışıyoruz.  Daha önce olamadığımız yerlerde olmaya çalışıyoruz. Bu kurum ve kuruluşlarda MHP’ye gönül versin vermesin kadınlarla bir arada olmaya çalışıyoruz.

Kayseri özelinde Meclis’te neleri çözdünüz?

Genel Başkan Yardımcımız ve Kayseri Milletvekilimiz İsmail Özdemir ve Kayseri milletvekilimiz Baki Ersoy belli dönemlerde hem 16 ilçe ziyaretlerde bulunuyorlar hem STK’ları ziyaret ediyorlar hem de sahada varlık göstermeye çalışıyorlar. Onların her ziyaretini biz rapor haline getiriyoruz. Tabiki bu raporlar tek başına yeterli değil. İlgili kurum ve kuruluşlar ile görüşerek raporlarımız doğrultusunda çözümler üretiyoruz.

Kayseri’de 2021 yılında 8 kadın cinayete kurban gitti...

Sayın Genel Başkanımız Doktor Devlet Bahçeli aslında kadınlar için çok net bir cümle kurmuştu. Zannedersem 2018 yılı seçimleri öncesiydi. “Herhangi bir kadına şiddet uygulamış bir bireyin aday adaylığı dahi kabul edilemeyecek” demişti. Bunun yanı sıra genel başkanımızın hadımsa hadım, idamsa idam diye çok net, hem sözünü hem sesini yükseltecek beyanatları vardır. Duruşumuz kadına şiddette bu noktada.

Kadına şiddet noktasında ne gibi çalışmalarınız var?

Tabii ki bu sadece tek bir grubun kanayan yarası değil. Kadına şiddet sadece sosyolojinin, psikolojinin, felsefenin konusu değil. Birçok disiplini harekete geçirmesi gereken bir konu. Ben 7 yıldır aktif siyasetin içerisinde kadınlarla hemhal olan bir insanım. Kadın kolları başkanlığı,  MYK üyeliği ve vekil adaylığı yaptım. O süreçte ben şunu gördüm. Her şey ailede bitiyor.  Evlatlarımızı milli ve manevi değerlerimize uygun yetiştirmeliyiz. Türk töresinde kadın çok değerli. Hanların hanı diyoruz ama bunu içselleştirmek gerekiyor. Erkek ve kız çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirmeliyiz. Erkek çocuklarını yetiştirirken de doğru bilgileri öğrenmeleri gerekiyor. Toplum içinde kız çocuğunu farklı yetiştiriyoruz, erkek çocuğunu farklı yetiştiriyoruz. Öz değerlerimizden uzaklaştık. Kadın, kadın gibi olmamaya, erkek erkek gibi olmamaya başladı. Merhum Ziya Gökalp'in çok güzel bir sözü var. “Kadın yükselmezse alçalır vatan, samimi olmaz, onsuz bir irfan.” Evet, kadın yükselsin ama öz değerlerimizi de kaybetmeden yükselsin.

O zaman bir kadının önceliği çocuğunu büyütmek diyebilir miyiz?

Elbette hiçbir kadın çocuğunu ihmal etmemeli. Bizler kadın olarak bu işleri yardım alarak yapıyoruz. Çalışan anneyseniz bir şekilde çocuğunuza baktırmak için yardım alıyorsunuz. Annemizden, çevremizden… Anne bir yerde rol model olmalıdır, ama bir tarafı eksik bırakarak olmamalıdır. Arkamızdan bir şeyler döküp saçıp geliyorsak burada bir sorun var. Elbette kadn her yerde olmalı. Kadınlar sadece evlerine çekilsin, çocuk baksın asla demiyorum. Ama Türk aile yapısını da diğer taraftan bozmamak gerekiyor. Kadın kadın gibi, erkek erkek gibi rollerini tam manasıyla yaparsa o ailede sıkıntılar minimuma iner.

Kadına şiddette öncelik olarak neler yapılmalı?

Kadına şiddet konusunda öncelikle dil değiştirilmeli. Kadına şiddete hayır değil, kadına sevgiye evet denilmesini istiyorum. Psikolojide bu tarz algılar önemlidir. Bununla ilgili uzmanlarda bazı araştırmalarda bulunuyorlar. Örneğin ilk soru “Acaba bu dili değiştirmek mi gerekiyor?” olmalı. Çünkü son yıllarda git gide artıyor. Biz kadına şiddete hayır dedikçe artıyor. Her yıl bir öncekinden en az 20 -30 tane daha fazla kadın cinayetine maruz kalıyoruz.  Disiplinler arası değerlendirilmesi gerekiyor derken bundan bahsediyorum. Sosyolojinin, psikolojinin çeşitli kurum ve kuruluşların birlikte çalışması gerektiğine inanıyorum. Tek başına değerlendirirsek aynı aile içerisindeki durum gibi yanlış değerlendireceğimizi düşünüyorum.

Hep kadına şiddet diyoruz ama şiddete uğrayan erkeklerimiz…

Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Kadın olsun erkek olsun. Pozitif ayrımcılık yaparken bir kadının karşı cins tarafından, daha güçlü bir eril tarafından şiddetine karşıyız. Erkeğe şiddet gösteren erkek yada erkeğe şiddet gösteren kadına da karşıyız.

Bir de haksız nafaka konusu var. Partiniz bu konuda çalışması var mı?

Özellikle sosyal medya platformlarında birçok gönderimizin altına arkadaşlarımız o konuyla ilgili olmasa bile şikâyetlerini yazıyorlar, görüyoruz. Bunlar demek ki bir haksız nafaka mağduriyeti yaşadığı belli olan arkadaşlarımız.  O konuyla ilgili kesinlikle bir düzenlenmenin gerektiği zaten apaçık ortada. Çünkü mağdur insan var. Mağdur insanların olduğu yerde de bir şekilde düzenlemeler gelecektir diye düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekilleri, yetkili organları da bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor diye biliyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde tüm vatandaşlarımızı bir şekilde memnun edecek şekilde bir düzenleme olur diye düşünüyorum.

Birazda madde bağımlılığından bahsedelim…

Bizim geçen hafta İl Emniyet Müdürlüğümüzle beraber en iyi narkotik polis anne diye zaten İçişleri Bakanlığımızın halihazırda yürüttüğü bir projeyi biz partimizdeki kıymetli hanımefendilerimize de verdik. Çok güzel bir eğitimdi. İlerleyen dönemlerde bunu ilçelerde Milliyetçi Hareket Partisi kaçep ilçe danışmanlarımız nezdinde de yapacağız.  Çok güzel bir eğitimdi. İçeriği çok güzeldi öncelikle. Eğitimin içeriği, çocuk maddeye bağımlı olmadan önce annelerin çocuklarını gözlemlemeleri noktasında neye dikkat etmeleri hususunun eğitimi verildi. Çocuğunuzun cebinde bir folyo gördüğünüzde ne yapmalısınız? O ne işe yarar. Ya da ot çöp gibi bir şeyler gördü çocuğunun cebinde. Nasıl davranmalarıdır? Vesaire gibi yol göstericilik yapma anlamında emniyetten kıymetli komiserlerimiz ve arkadaşlarımız eğitim verdi.

Madde bağımlısı bireyler tedavi sonrasında tekrar tekrar madde kullanımı eğilimi içerisinde oluyorlar. Bu nasıl engellenebilir?

Diğer madde kullanımına başladıktan sonraki hususu da biz konuştuk o gün arkadaşlarımızdan soranlar oldu. Ama genel olarak gördüğüm şey şu. Madde kullanan çocuğumuzun, gencimizin, büyüğümüzün, yetişkinimizin her kimse bunu bırakmayı istemesi gerekiyor.  Çünkü zaman zaman tedavinin çok uzun sürebileceği boyutlara ulaşan vakaların olduğundan bahsediliyor. Aslında hep söylemiş olduğum gibi bir olayı değerlendirirken tek yönlü değerlendirmemek gerekiyor. Sadece madde bağımlılığı tedavisiyle bitirmemek gerekiyor. Psikolojik tedavi gerekiyorsa çocukla beraber ailenin de görmesi gerekiyor. Çocukla beraber bağlı bulunduğu bir çevresi var o çocuğun. Nihayetinde tek başına kimse yoluna devam etmiyor. O çevrinen de bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ailenin, çocuğun, okulun, arkadaş çevresinin ortak bir çalışmayla bu konuların üstesinden gelmesi gerektiğini düşünüyorum.

Şu an toplumun kanayan yarası SMA’lı çocuklar. Kayseri’de de Hasan Çınar’ın tedavisi  için gerekli miktar toplanmaya çalışılıyor…

 Milliyetçi Hareket Partisi vekilleriyle, ülkü ocakları başkanıyla hakeza yine ben Hasan Çınar için birkaç yayın gerçekleşirdik. Farklı çalışmalarda yaptık. Yine canlı yayınlarla bir şekilde destek verilebilir. Kayseri’de bildiğim kadarıyla tedavi edilebilir tek SMA’lı çocuğumuz var.  O ilaç neyse Türkiye'ye getirilmesi gerekiyor. Devlet kanalıyla yapılması her zaman için daha doğrudur elbette ama Kayseri'de de biz bir şekilde tüm hayırsever ya da kurumlarla harekete geçirmek suretiyle de bir şeyler yapılabilir elbette. İnanın bizim partimizde bu konu konuşuluyor. Ve elimizden geldiği kadar bir şekilde arkadaşlarımızı yönlendirip bir şekilde destek olmaya davet ediyoruz. Yani bilinen bilinmeyen birçok insan var. Hasan Çınar noktasında önümüzdeki günlerde belki yine bu konuyla ilgili bir şeyler yapılabilir diye düşünüyorum. Ama ben Kayserili hayırseverlerimizi evladımıza sahip çıkılması noktasında tekrar harekete geçmelerini rica ediyorum.

Cumhur ittifakı kapsamında AK Parti Kayseri Kadın Kolları başkanı Emine Timuçin ile uyumunuz nasıl?

Emine Hanım'la uyumumuz çok güzel. Kendilerinin bir programları olduğu zaman bizi davet ediyorlar. Hakeza bizim de bir programımız olduğu zaman onları ediyoruz. Bir arada bulunmamız gereken yerler olursa bir arada bulunmaya çalışıyoruz. Emine Hanım'la zaman zaman telefonda istişare ettiğimiz dönemler de oluyor. Uyumumuz güzel. 2023 hedeflerimizde yine cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendi olacak şekilde çalışmalarına devam ediyoruz.

Kaçep logosu çok hoş ve anlamlı olacak şekilde tasarlanmış…

Genel Başkanımızın titiz çalışmaları sonucunda ortaya çıkan Kaçep logomuz. Kırmızı hilal MHP’yi temsil ediyor, altındaki turkuaz hilal da binlerce yıldır eski Türk devletleri tarafından da kullanılan renk. Türk cihan hâkimiyeti mefkuresinin bir nişanesi olarak büyük içe dönük olan hilal toplumun en değerli yapı taşı olan aileyi temsil ediyor. Diğer üç turkuaz hilal de kadın çocuk ve engelli kavramlarını temsil ederek nesline milletine sahip çıkma anlamına geliyor. Logomuzun hem şekli hem de anlamı bizler için çok kıymetli

 

>>Dilek Bayram