Şahin: 'Bıçak parası tam olarak ahlaksızlıktır ve suçtur'

Söyleşimizin bu haftaki konuğu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin oldu.

Şahin: 'Bıçak parası tam olarak ahlaksızlıktır ve suçtur'

Zaman zaman bazı doktorların hala uyguladığı, yıllardır ülkemizin sağlık ayıbı olan ve bir türlü önlenemeyen bıçak parası alınmasını konuştuğumuz Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Şahin: “Bıçak parası tam olarak ahlaksızlıktır ve suçtur” dedi.

HASTANELERDE DOKTORLARIN BIÇAK PARASI ADI ALTINDA ÜCRETLER TALEP ETTİĞİ YÖNÜNDE DUYUMLAR ALIYORUZ. ÖNCELİKLE BUNUN YASADA YERİ VAR MI, BU BİR HAK MI YOKSA HAKSIZLIK MI?

Bıçak parası tam olarak ahlaksızlıktır ve suçtur. Kanunlar nezdinde suç olmasını bir tarafa bırakalım mesleki olarak doktorluk açısından bu mesleğin yüzkarası bir durumdur. Edilen yemine ihanetin ve saygınlığını kaybetmenin işaretidir bıçak parası. Neden böyle bir uygulama var ve neden önlenemiyorun sebepleri içinde özde iki taraf var gibi gözüküyor. İlki bıçak parası alan ikincisi de veren. Aslında bu ikisi kadar önemli üçüncü tarafta bu yanlışın devamına göz yuman yetkililerdir. Bu işin uygulanmasında asıl doktorlar ve onların bağlı bulunduğu kurum yetkilileridir şüphesiz ancak, bunların yaşanmasına vatandaşlar da sebep olmaktadır. Nasıl? Tabi ki bıçak parası isteyen doktora itiraz etmeyerek, hakkını aramayarak, şikayet etmeyip buna kayıtsız kalarak bu değirmene su taşımak şeklinde…

BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTIKLARINDA VATANDAŞLAR NE YAPMALIDIR?

Böyle bir durumla karşılaşan vatandaşımız tabi ki ihbar etmelidir. Çünkü bıçak parası kanunlara göre suçtur. Kanunlara göre suç kabul edilen ve meslekten mene kadar giden bu uygulamayı cumhurbaşkanı bile eleştirmişti.

Bakın, mesleki dayanışma bu ülkenin altını oyuyor. Aşağı yukarı her meslek mensubunda kendi meslektaşını koruma gayretine şâhit oluyoruz. Yanlış yapan bir polisi, askeri ya da öğretmeni eleştirseniz aynı meslek grubunu karşınızda bulursunuz. Meslektaşlarının yanlışını sorgulayıp kendilerine bir çeki düzen verme yerine saldırma ya da duygusala bağlama yöntemini seçerler. Ne kadar fedakârlık yaptıklarından tutun da vatanseverliklerine kadar bir sürü hikaye. Sanki bedava yapıyorlar. İki ay maaşlarını vermeseniz vatanseverlik ne kadar önemli olur sormak lâzım. Biz sadece yanlış yapanı eleştiriyoruz ama karşımızda oda, sendika ya da amirlerini buluyoruz. Bugüne kadar bıçak parasını eleştiren bir doktor duydunuz mu Canan Karatay dışında? Her doktorun hayalidir havadan alınan bıçak parası zenginliği. Eskiden yayınlanan bir reklam sloganına benzedi: ‘Her genç kızın rüyası, zetina dikiş makinası...’

BUNA BENZER UYGULAMALAR YURT DIŞINDA DA VAR MI VE SİZ BU DURUMU NASIL GÖRÜYORSUNUZ, ETİK Mİ?

Bir insanın hastalıktan kurtulması veya sağlıklı yaşaması için aldığınız maaşla yetinmeyecek ve bıçak parası isteyeceksiniz. Bir hasta size muhtaç ama parası yoksa ameliyat etmeyeceksiniz. Doktorluk bu mu, insanlık bu mu, Hipokrat yemininin ana teması bu mu, bir gavurun yemininden ne beklenir mi diyeceğiz? Tabi ki etik değil. Dini kuralların yerini gelenek ve ananeler aldığı gibi meslek haysiyetinin yerini de para ve zenginleşme hırsı almış görünüyor. Alan doktor bunu kendinde bir hak görüyor. Veren de mecburiyet. Ne kadar garip değil mi? Kayıt dışı bir para alan doktor aslında toplumun en eğitimli kesimi. En eğitimlisi bunu yaparsa gerisini siz düşünün... Yurt dışında da buna benzer uygulamaların yaşandığı biliniyor ancak Türkiye’de bıçak parası adı altıda yapılan bu ahlaksızlığın ve suçun ciddi bir düzeyde olduğunu söylemek mümkün.

SİZCE DOKTORLAR BIÇAK PARASINA NEDEN YÖNELMEKTEDİRLER?

Vatandaşlarımızda yerleşen geleneksel düşünce şu; ‘en kıdemli doktora ameliyat yaptırırsak şansımız daha fazla. Ona da biraz para vermemiz lâzım.’ Bir kabullenmişlik var; 'adam koskoca profesör, tabi bıçak parası alacak' gibi… Bu ülkede Tabipler Odası gibi bu milletin kimyasına uymayan bir kurum yıllarca doktorluk mesleğini kazanılacak para ile ölçtü. Doktor başına şu kadar hasta düşmeliden yola çıkıp Tıp Fakülteleri’nin kontenjanlarını artırmadılar. Daha iyi hizmet değil daha iyi eğitim değil daha çok para... Yani para tabi ki en önemli etken. Ancak bir profa aldığı meşru olmasa da para ile sağlığımızı emanet ederken bir düşünmemiz lazım; tamam mesleki olarak yüksek düzeylere gelmiş ama ahlakı para üzerine. Ahlakı kötü. Buna sağlık emanet etmek ne derece mantıklı?’ diye…

Diğer taraftan bıçak parası alan bir doktoru şikayet edeceğiniz yer Tabip Odaları değil emniyet ve savcılıklar olmalıdır. Ülkesini ve milletini seven bir vatandaş bıçak parası isteyen bir doktoru hiç tereddüt etmeden şikâyet etmelidir. Ancak bu şekilde cezalandırmak mümkün bunları. Nitekim 3 ay önce ünlü bir cerrah bıçak parası istediği vatandaş tarafından polise şikâyet edilmesi neticesinde suç üstü yapılıp tutuklandı.

SON OLARAK BIÇAK PARASI UYGULAMASININ KALICI VE ETKİN ÇÖZÜME ULAŞMASI İÇİN SİZCE NELER YAPILMALIDIR?

Aslında hem zengin hem de fakir kesim bıçak parası verme yarışında başabaş gözüküyor. Zengin parasına güveniyor. Veririm en ünlü profa bıçak parası kurtarırım sağlığımı diye düşünüyor. Fakir olan da ekonomik sebeplerle hasta kalmamak için arabasını tarlasını satıp doktor satın(!) alıyor. Köydeki koyununu satıp bıçak parası verenlere şahit oldu bu ülke. Çünkü Allah korusun olur ya o ünlü cerraha ameliyat olmayan bir kişi ölürse yakınları suçluluk hissine kapılıp bir ömür vicdan azabı yaşayacak ya da aile reisi parayı temin edemediği için diğerleri tarafından hep suçlanacak. Bıçak parası verdiği halde ölürse eceli gelmiş denecek ama vermedikten sonra ölürse keşke o profa istediği parayı verseymişiz pişmanlığı yaşanacak. Bu trajedi ve yanlışa son verecek uygulamalara ihtiyacımız var. Hem devlette çalışıp hem de havadan, üstelik vergi kaçakçılığı yapıp para kazanma hırsı son bulmalıdır. Bu durumdaki doktorların meslekle ilişiği kesilmelidir.

Devlette durum bu da özelde çok mu farklı sanki. Devletteki kazancı az bulan ve özel hastanelere koşan doktorlar da hastane sahiplerinin para hırsına kurban ediliyor. Günlük ameliyat limitlerinin konduğu hastane ve doktor düşünün mesela. Her önüne gelen hastayı ameliyat masasına yatırmak zorunda kalan bir doktor. Allah muhafaza. Doktorların böyle bir dayatma ile karşı karşıya kalmaları konusunda mücadele etmesi gereken Tabip Odaları ne yapıyor? Yani özetle bir defa böyle bir taleple karşılaşan vatandaşımız bunu şikayet etmelidir. Bunlara prim vermemelidir. İtiraz etmeli, hakkını aramalıdır. Kayıtsız kalmamalıdır. Diğer taraftan yetkililer bunları denetlemeli. Böyle bir uygulama girişiminde bulunan doktorları tespit etmeli ve kurumdan uzaklaştırmalıdır. Yargı da bu kişilerin canını yakmalıdır ki bir daha başka doktorlar tarafından bu suç ve ahlaksızlık tekrarlanmasın. Bu konuda vatandaşlarımızın bilinçlenmesi hayatidir… RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ