Kadınların iş hayatındaki yerini tartışırken çoğu zaman başarı hikayeleriyle karşılaşıyoruz. Ancak bazen bu başarıların ardında, inanılmaz bir azim, zorluklarla dolu bir yolculuk ve nihayetinde ortaya çıkan güçlü bir irade vardır. Dün katıldığım bir etkinlikte, tam da böyle bir hikayeyle karşılaştım. Başarıya dair bu parlak hikâyelerin arkasındaki gölgeleri görmek, asıl gücü fark etmeyi sağlar.
Küçük bir ofiste bir araya geldik. Farklı yaşlarda, farklı mesleklerde ama aynı mücadeledeydik. Bu yazıya ilham veren o seminerde bir proje yazarı, bir girişimci, bir pasta şefi, bir danışman ve niceleri vardı. Hepsinin gözünde, yılların yüküyle birlikte bir damla ışık…
Kimi, yıllardır erkek egemen bir sektörde sesini duyurmak için çabalıyordu. Kimi, doğduğu şehirde ailesinin “Yapamazsın.”larına inat bir iş kurmuştu. Kimi ise diplomasından çok cesaretiyle yol almıştı. Hepsinin öyküsünde ortak bir cümle yankılanıyordu: 'Buradayım. Ve bu tek başına güçlü bir duruştur.
Seminerdeki hemcinslerim yalnızca kendi hayatını değil, bir sistemin yükünü taşıyordu aslında. Türkiye’de kadınlar, iş gücüne katılmakla kalmıyor; aynı zamanda ev içi emeğin görünmeyen yükünü de sırtlıyor. O etkinlikteki çoğu kadın, işe gitmeden önce çocuğunu hazırlamış, yaşlısına bakmış, akşamın yemeğini zihninde planlamıştı. Kimi sosyal baskılarla, kimi ataerkil mirasla, kimi de ekonomik zorunlulukla yoğrulmuştu.
Yani orada anlatılan her hikaye, sadece bireysel bir başarı öyküsü değil; bir sistemin içinde sıkışmış ama oraya sığmamayı başarmış kadınların sessiz isyanıydı. Belki unvanlar farklıydı ama yük ortak, mücadele tanıdıktı.
Kadın olmak, bazen yalnızlıkla eş, bazen cesaretle kardeş, bazen de sabırla yoğrulmuş bir emeğin adıdır. Ama bir arada birbirine bakan kadın gözleri varsa, orada umut vardır. Ve tüm bu seslerin, yolların, yaraların ortasında tek bir ortak duygu yükseliyordu: Başlama cesareti.
Bizi bir araya getiren kişi ne bir holding yöneticisiydi ne de onlarca yılın deneyimini arkasına almış biriydi. Henüz 21 yaşındaydı. Ama asıl güç oradaydı: O buluşmayı mümkün kılan, korkusuna rağmen yolundan sapmayan kararlılıktı.
Berra, sen cesaretin ve umudun genç bir yürekten nasıl taşabildiğinin en güzel örneğisin. Bu ilhamı ve dayanışmayı bize hatırlattığın için teşekkürler.
Ve orada, bu yolculuğun bir parçası olan tüm kadınlara selam olsun:
Birlikte daha güçlüyüz.