Herkese merhaba... Bugün, süslü Hollywod dünyasında yer alan hayali kahramanlar yerine Polis Cemil'i tanımanızı istiyorum. Bu topraklarda değerleri üzerine gözünü kırpmadan iki Fransız askerini öldüren ve Şeytan Adası'na sürgün edilen Polis Cemil...
Küçüklüğümüzde ekranlara kilitlenip hayranlıkla izlediğimiz çizgi film kahramanları; Süpermen, Batman, Örümcek Adam... Ne kadar güzel görünüyorlar değil mi? Uçuyorlar, kötülerle savaşıyorlar, dünyayı kurtarıyorlar...
Evet, hayali de olsa onları biz çok sevdik.
Ancak bu coğrafyada, onların senaryolarını aratmayacak hayatlar yaşamış, canını hiçe saymış, imkansızı başarmış gerçek kahramanlarımız da var.
Hem de fazlasıyla…
Mesela, Seyit Onbaşı’yı biliriz, 276 kiloluk top mermisini tek başına kaldırıp bir savaşın seyrini değiştirmiştir. Nene Hatun’u tanırız, cepheye koşan bir Türk annesidir, bir kahraman kadındır.
Peki Polis Cemil? 1919 yılında, henüz genç bir polisken, işgal altındaki İstanbul’da iki Türk kadınına saldırmak isteyen Fransız askerlerini öldürür.
Kadınları kurtarır ama bunun bedelini ağır öder. Yakalanır, yargılanır ve 10 yıl kürek cezasına çarptırılır. Taş keser, tuvalet temizler, farelerle dolu karanlık odalarda yaşam mücadelesi verir. Zamanla birkaç mahkumla birlikte kaçmaya çalışır ama yakalanır.
Fransız askerleri, onu kanlar içindeki bir idam tahtasına oturtarak psikolojik işkence uygular.
Cemil’in ablası, dönemin önde gelen basın mensubunun yanına giderek Cemil’in yazdığı mektupları iletiyor. Cemil Tahir’in sürgün boyunca yaşadığı acı hadiseler gazetelerde yer alıyor. Bununla birlikte Polis Cemil’in Türkiye’ye iadesi de Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde hız kazanıyor.
Yaşandığı dönemde büyük ses getiren bu olay, basın yayın organlarının önemini bir kez daha ortaya koydu.
Polis Cemil, adeta belgesel ve film tadında TRT dijital platformu Tabii'de işlenmiş. Uzman görüşleri ve tarihi belgelerle anlatılan 4 bölümlük dizide Polis Cemil'in kaleme döktüğü olaylar film sahnelerinde yer almış.
Sürükleyici bu belgeseli kesinlikle izlemeli ve tarihte köklerimize sahip çıkan atalarımızı bir kez daha yad etmeliyiz.
Pelerinlileri fantastik dünyada izlerken gerçek kahramanlarımızı daha çok anmalı, çocuklarımıza bu kahramanları daha fazla anlatmalıyız.
Unutmayalım: Milletler kahramanlarıyla büyür. Bizim de önce kendi kahramanlarımızı tanımamız, hatırlamamız, unutturmamamız gerek…
