Dün ‘Yalçın Koşukavak’ ile olmaz diye köşe yazıma başlamış ve bugün de aynı konuya parantez açacağımı belirtmiştim.
Evet, böylesine kaliteli bir kadroyu, nasıl olurda bu kadar etkisiz kullanırsın be hocam?
Kadro mühendisliği bu mudur?
Dünya futbolunu sen bu şekilde mi takip ettin?
Evet, birazdan detaylara hep birlikte inceleyeceğiz.
***
İsterseniz, Yalçın hocanın maç sonunda yaptığı açıklamaları analiz edelim, çünkü öncesinde ve sonrasında yapılan beyanlar, epey bir tepki görmüştü.
Koşukavak, maç sonunda yaptığı açıklamalarda, “Ligin ilk maçlarında konsantrasyon sağlamak güç. Altay, hızlı hücumlarla 3-4-3, 5-4-1 bir oyun planladı ve 8. dakikadaki gol, onların işini tamamen kolaylaştırdı. Deplasmanda oynamayı planladığımız oyundan uzaklaşmak zorunda kaldık. Oynamak zorunda kaldık ve Altay, çıkarken kaybettiğimiz topları alınca bize çok fazla pozisyon üretti. 8. Dakikada geriye düşünce tamamen onların istediği oyuna döndü. Lige iyi başlamak isterdik ancak iyi bitirmek de önemli. Maç kaybedeceğiz, kazanacağız böyle şeyler olacak. 16 transferle yeni bir takımız. Organize olmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Futbol, öngörüsü olmayan bir oyun, futbolda var bunlar. Lig çok uzun. İlerleyen haftalarda çok ciddi bir Kayserispor olacak, çünkü öyle bir malzeme var. Geç toparlandık, birkaç talihsiz sakatlıklarımız var. İlerleyen haftalarda daha iyi bir Kayserispor izlettireceğiz” dedi.
Bu açıklama hiç samimi gelmedi.
Hoca, daha İzmir’e gitmeden, havanın sıcak olduğu gibi enteresan açıklamalarda bulunmuştu.
Ligin ilk maçları zaten zordur, ama her ne olursa olsun, kötü oynayabilirsiniz, fakat kötü mücadele edemezsiniz.
Rakip analizi sıfır.
Zaten, kendi takımınızı hazırlayamamışsınız, kendinizi de analiz etmemişsiniz.
Maça iyi başladık, ama Doğan Alemdar aşkı, gardımızı düşürdü, akabinde de son yılların en etkisiz Kayserisporunu izledik.
İyi başlamayı herkes ister, ama bunun için maçı kafada kazanmak gerekiyordu.
Yalçın hoca, takıma motivasyon vereceğine, korkak futbol oynatmaya izin verdi.
Dün de dedim, elinizde Lung gibi klas bir kaleci varken, satmayı düşündüğünüz Doğan’ı hangi akla binaen oynatırsınız, hiç aklım ermiyor.
‘İyi başlayamadık, ama iyi bitirmek önemli’ gibi bir kelam ediyor hoca, bu gidişle 6 haftayı göremeyeceğini hesap etmiştir dedim ve, hoca nihayetinde Kayserispor’dan gitti.
‘İlerleyen haftalarda iyi bir Kayserispor olacak’ şeklinde görüş bildirmesi zaten akla ziyan bir açıklamaydı.
Şimdiden bahanelere sığınmaya başlamış gördük Yalçın hocayı.
Talihsiz sakatlıklardan bahsediyor, insanın aklıyla dalga geçiyordu.
Bırak hocam bu işleri, her mevkiye en az bir alternatif düşünülmediyse, sadece Mensah yok diye bu kadar rezil bir futbolun mantıklı bir açıklaması olamaz.
***
Hoca, yayıncı kuruluşa da yaptığı açıklamada, 13 yeni transferin olduğunu söyledi.
Hocam, Altay ligin yeni takımı, geçtiğimiz sezondaki kadro yapısını bozmadı ve nokta atışı transferlerle gücüne güç kattı, ama sen var olan kadroyu bozdurdun ve hazır olmayan bir takım ile moralleri alt üst ettin.
Yok şu oyuncu sakattı, yok yeni transferlerdi gibi saçma sapan açıklamalarda bu işten sıyrılamazsın.
***
Yönetim, senin eline son derece önemli, kaliteli ayakları transfer ederek, malzemeyi sundu.
Ama, sen şu ana kadar Kayserispor’un başında 6 maça çıktın ve sadece, küme düşmesi garanti olan eski takımın Denizlispor’dan başka bir takımı mağlup edemedin.
Ligin ilk haftasında hoca gitmeli görüşüne katılmıyorum, ama seninle olmayacağını geçtiğimiz sezondan itibaren epey bir yazdığım için rahatlıkla söylüyorum, senden bu takıma bir fayda sağlanamaz, dedim ve haklı çıktım.
Süper Lig’in zor olduğunu beyan ediyorsun, günaydın, TFF 1. Lig’de olmadığını anlaman da güzel bir gelişme.
***
Sonuç itibariyle, maça kötü başlayan, ardından dağılan ve rakibine pes olan takıma müdahele edemeyen bir teknik direktörle devam etmek zaten büyük hata olurdu.
Stajyer hoca ile olmadığını Bayram Bektaş ile anlamış olmamız gerekiyordu, ama neyse, zararın neresinden dönerseniz kardır...
Kasımpaşa Şenol Can ile ligin ilk haftasında yolları ayırdı.
Yinelemekte yarar var, çok erken bir karar, ama fayda sağlanamayacağını anlamışken, zararın neresinden dönerseniz kardır, bunu zamanla anlamak mümkün.
Halısı kelam, görünen köy kılavuz istemiyordu…
Büyük emekler verildi, bir dünya transfer yapıldı, boruçlar ödeniyor, yenilere paralar harcanıyor, ama nafile.
Olmayacağını bilerek, yanlışta ısrar etmenin kimseye faydası olmazdı zaten.
Ligin bilen hoca dedik, Samet Aybaba ve Hamza Hamzaoğlu da çare olamamıştı.
Demek ki, bir yerde yanlış yapılıyor, bunu anlamak gerekiyor.
Bu yanlışı da yarına yazacağım, aslında hep yazıyorum, ama ben bıkmadan usanmadan şehrimizin en büyük marka değeri için susmayacağım.
Yeni gelecek hoca, ‘Transferleri ben yapmadım’ diyecek, ardından gelen başarısızlıkla, devre arasında bir dünya adam alınacak ve başarısızlık hep sürüp gidecek.
Karamsar olmak istemiyorum, ama ne yazık ki, filmin sonu hep aynı bitiyor.
Geçtiğimiz sezon üzerinde epeyce durdum, bu kadar transferin gelip gittiği yerde, başarının gelmesi zaman alır, ya sabırlı olacağız ya da bu işkenceyi sonuna kadar çekeceğiz.
***
Adam gibi ligi bilen bir teknik direktörle ayağa kalkabiliriz.
Macera arayan, Altay’dan puan almayı hayal eden bir hocayla macera aramak hayal olurdu
Yönetim, çok ciddi ve etkili transferleri gerçekleştirdi, ama bu malzemeleri mutfakta işleyemeyen Yalçın Koşukavak ile olmadı. Yönetimi, tebrik ediyorum.