Kayserispor içerde aslan, ama dışarda ne yazık ki, aynı başarıyı sağlayamıyor.
Başarı da, başarısızlık da hocaya yazar.
Nasıl ki, takımı dipten alıp, belli bir seviyeye getirdiği için hocayı destekliyoruz, ama deplasman maçlarında ki başarısızlık, kesinlikle hocaya yazar.
***
Deplasmanda 12 maç oynadık ve en çok gol yiyen takımız.
Ama iç sahada da tam tersine, en az gol yiyen takımız.
Bunda ki tezatlığın tek sebebi, teknik direktör Hikmet Karaman’dır.
Seviyorum, destekliyorum, istikrardan yanayım, ama bu problemin şu ana kadar çözülmesi gerekiyordu.
***
Başarı alkışlanır, ama başarısızlık da eleştirilir.
Eleştirirken de çözüm yolları sunulur.
Sırf söylemek için söylememek gerekiyor.
Hikmet hocayı sevmeyen olabilir, ama 6 maçtır ağzını açmayanlar, tek yenilgi sonrasında coştukça coştu.
Yahu, biz Kayserisporluyuz, yönetime de, hocaya da, futbolculara da sahip çıkmalıyız.
Skordan bağımsız Hikmet Karaman istifa nidaları neye yarar.
Her eleştiriye saygı duyuyorum, ama gereksiz kelamları da kabul etmiyorum.
Böyle yapanların, hevesleri hep kursaklarında kalmıştır.
***
Takımın en büyük sorunu motivasyon!
Evet, iç sahadaKapalı Kale’nin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle maçları kazanıyoruz, ama deplasman maçlarında çok kopuk ve isteksiz oynuyoruz.
Başarılı sonuçlar alamıyoruz.
Skordan bağımsız istifa isteyenler, çözüm üretmeli.
Burada oynayan 11 ile deplasmanda oynayan 11 aynı.
Başkan aynı, hoca aynı, ama sonuçlar çok farklı.
***
Şu ana kadar deplasmanda 12 maç oynadık, ama sadece 1 galibiyet elde ettik ve 4 kez de berabere kaldık.
Geçtiğimiz haftalarda üzerine basa basa söyledim, kazanınca da eleştiriyi yapabilmek gerekiyor diye.
Eleştiri, eğer kulak verilirse, sizi yukarıya taşır.
***
ÖncelikleYasir Subaşı’nın yaptığı hataya değinmek istiyorum.
İnsandır, olur, çok abartmamak gerekiyor.
Son iki haftada gösterdiği performansla formayı zor görür dedim, ama bu demek değil ki, Yasir kötü bir futbolcu!
Yasir’e, bundan sonra hiç olmadığı kadar daha destek vermemiz gerekiyor.
***
Bir futbolcunun başarılı olabilmesi için süreklilik gerekiyor.
Yasir, 22 haftalık süreçte, sadece 3 kez 11’de oynadı.
Carole gibi hata üzerine hata yapan bir futbolcuya bu kadar sabır gösterilirken, kendi evladımıza neden bu toleransı göstermeyelim ki?
***
Yinelemek de fayda var, her zaman diyoruz, futbolun ana kuralı motivasyon diye!
Bu futbolcuyuyedeğe mahkum eder, oynatmazsak, o zaman forma adaletinin hiçbir anlamı kalmaz.
Yasir, gerek efendiliği, gerek çalışkanlığı, gerekse de takıma verdiği hizmetle alkışı hak ediyor.
***
Bir maçta hata yaptığı diye asıp kesmek, bundan bir yol olmaz demenin ne kadar büyük bir hata olduğunu belirtmekte yarar var.
Yasir bizim evladımız ve sahip çıkmalıyız.
Soruyorum sizlere, Kasımpaşa maçında kim iyi oynadı ki?
Yenilgide tek suçlu Yasir mi?
Yapmayın, etmeyin, Yasir’e sahip çıkarsak, emin olun hep birlikte kazanırız.
***
Transfer dönemi devam ediyor.
Carole yok diye, Yasir’in kötü oynamasını bahane edip, sakın ha sakın transfer yapmayalım.
Eğer transfer yapacaksak da bu kesinlikle sol bek olmamalı.
Eğer transfer yapılacaksa, defansa yapılsın!
***
Mame Baba Thiam’ın yokluğunda,nasıl ki Mustafa Pektemek bu rolü üstlendi ve başarı sağladı.
Bu gibi satranç hamleleriyle bu sorun giderilir.
Diyelim ki, Yasir’de ısrar edildi ve olumlu bir sonuç elde edilemedi, o zaman b planı devreye girsin.
Nedir bu b planı, hemen söyleyeyim, Attamah!
Evet, hoca zaten Kasımpaşa maçının ikinci yarısında bu planı uyguladı, gayet de başarılı oldu.
Elinizde geniş bir kadro var ve bunun değerlendirmek gerekiyor.
Yoksa kadro şişer, oyuncular konuşmaya, kulis yapmaya başlar ve nihayetinde de huzursuzluk çıkar.
O zaman hep birlikte kaybetmeye başlarız.