Kayserispor, kaldığı yerden devam ediyor…
Uzun yıllar sonra, üst üste 3 maçımızı da kazanmasını başardık.
2016-2017 sezonunda Sergen Yalçın’ın gelmesiyle birlikte 4 maç üst üste kazanmıştık.
Böylesine zorlu bir zamanda 3 puan, azda olsa yüzleri güldürdü.
Zaten, düşme gibi bir korkumuz yok, ama sonuç itibariyle bunca zorluğa rağmen kazanmak çok iyi geldi bize.
***
İstanbulspor ve Başakşehir maçlarında ilk yarıda kötü oyun, ikinci yarıda bambaşka bir futbol sergileyip 3 puan alan Kayserispor, bu kez tam tersi bir mücadele ortaya koydu.
İlk yarıda çok iyi, ikinci yarıda da kötü bir futbol vardı.
Eğer, direkler ve kaleci Bilal olmasaydı, şu an başka şeyleri konuşuyor olurduk.
***
Hoca, sağ gösterip sol vurdu.
Onur Bulut’un takımdan ayrılmasıyla birlikte sağ bekte Ramazan mı, Uzodimma mı görev yapacak derken, bir baktık Gökhan Sazdağı görev aldı.
Tabiri caizse, Gökhan’ın içine Onur kaçmış gibiydi.
Hatta, Gökhan Onur’dan da daha iyi performans gösterdi.
***
Gökhan’ın performansının artmasında Çağdaş hocanın emeği çok büyük!
Hoca, ‘Kayserispor’da Gökhan’ın ne işi var?’ yorumlarını da çöpe attı.
Benim performansını en çok eleştirdiğim Gökhan, adeta nazire yaptı.
Tam bir görev adamı olduğunu gösterdi.
Maçta Kayserispor’un attığı 2 golde de payı vardı. Bir golün de asistini yaparak, çıkışını sürdürdü.
Gökhan, bir önceki Başakşehir maçında da asist yaparak, takıma 3 puan kazandırılmasında önemli rol oynamıştı.
***
Düşünsenize Mehsah, Kemen ve Carole de yok, ama takım tıkır tıkır top oynuyor ve karşılaşmadan 3 puanla ayrılıyor.
İyi ya da kötü futboldan ziyade şu saatten sonra sonuç odaklı oynamamız gerekiyordu ve bunu başarıyoruz.
Oyunun gücünü göstermeye devam ediyoruz.
***
Hafta içinde Başkan Ali Çamlı, Çağdaş Atan’ın kendisine ‘Başkanım, biz azaldıkça, çoğalıyoruz’ lafını bizzat yaşıyoruz.
Allah’tan ki Çağdaş Atan, hocamız olmuş ve sözleşmesini uzatmış.
İnanılmaz bir sinerji verdi takıma.
Taraftarın sevgilisi oldu.
Böylesi bir ortamda, krizi çok iyi yönetti.
Ara sıra umutsuzluğa kapıldı, ama o da bir insan, seri galibiyetlerle tünelden çıktık.
***
Ucu gözükmeyen, herkesin düşer dediği Kayserispor, artık içerde ve dışarıda maç kazanıyor, seriye yakalayabiliyor.
İlk yarıda çok iyi oynadık, ikinci yarıda da geri çekildik, belki değişiklikler biraz daha önce yapılabilirdi.
Ama, rakibimiz can havliyle saldırdı, golden sonra da bizi, adeta ablukaya aldı, inanılmaz baskı kurarak, bunalttı.
***
Az öncede belirttiğim gibi sakat ve cezalı oyuncuların çokluğu da buna bir sebep.
En önemli oyuncunuz gitmiş, forvet ve kanat oynattığınız futbolcuyu sağ beke alabiliyorsunuz.
Kolovetsios ve Mario yeni sakatlıktan çıkmış, formsuz.
Bununla birlikte hoca, Başakşehir kadrosunu bozmamaya gayret gösterdi.
Tam bir deplasman kadrosu çıkardı.
Arif’i yedeğe çekmedi ve ona güvendiğini bu karşılaşmada da gösterdi.
***
Thiam, her ne kadar da gol atmış olsa da, bu sezon üzerinden ölü toprağını atamadı.
İki net gol pozisyonunu cömertçe harcadı.
Takım halinde savaştık, önemli olan üç puandı ve bunu hanemize yazdırdık.
Geçtiğimiz haftalarda da yazdım, artık kazanıp, hem kasamızı doldurmaya, hem de gençlerimize şans vermeye oynamalıyız.
Yavaş yavaş, genç kardeşlerimizi pişirmeliyiz.
***
Sırada Fenerbahçe maçı var, Giresunspor karşılaşmasını unutup, odaklanmalıyız.
Sakat ve cezalı oyuncular dönüyor, elimiz güçleniyor, rotasyon şansımız çoğalıyor.
Belki, futboldan çok zevk alamadık, ama sonuç içimizi ısıttı, hocanın da dediği gibi birkaç saatte olsa acıdan uzaklaştık.
Şu ana kadar ilk kez 11’de çıkan Attamah’ın hazır olmadığını gördük, belki Uzodimma orada oynasaydı daha mı iyi olurdu?
Eleştirilerin dozunu azaltıp, keyif almaya bakalım.
Bu ara sanki, Onur’suz, yani Onur Bulut olmadan daha mı iyi oynuyoruz?
Gökhan, Onur’u aratmadığı gibi çok daha etkili bir futbol sergiliyor.