Öncelikle ‘Okumak lazım’ diyerek, yazıma başlıyorum.
Bir önceki köşe yazımın başlığı ‘Çamlı faktörü’ idi!
Ne yazık ki, herkes için demiyorum, ama okumadan, sadece başlığa ve yapılan yorumlara göre değerlendirildiğini gördüm.
Üzerini çiziyorum, herkes için demiyorum, birkaç farklı görüş ve yorum aldım.
Evet, sandılar ki (yazıyı okumayanlar), sadece yoruma göre hareket eden birkaç kişi, ben Ali Çamlı’yı övdüm.
Evet, övülecek durum varsa överiz, yoksa eleştiririz, bu ayrı bir durum!
***
Arkadaşlar, bizim işimiz eleştiri. (GAZETECİLİĞİN ÖZÜNDE ELEŞTİRİ VAR)
Takımın daha iyi olması adına eleştiride bulunuyoruz.
Kimsenin bize karşı iyi davranmasını istediğimizden (Yalakalıktan) dolayı yazmıyoruz.
Sadece bir yazı ya da bir başlığa göre olayı değerlendirmek büyük hata olur.
Yazıda bazı eleştirilere de doğruluk payı vermek mümkün, herkesin her dediği doğru ya da yanlış olacak hali yok)
Evet, değerli bir okuyucumuz, sürekli yazılarımızı takip ettiğini belirtmiş ve son yazım yani Ali Çamlı faktörü olan köşeyi, zorlama olarak nitelendirmiş.
***
Evet, her görüşe saygımız var, eleştiriyi biz yapınca kabul etmeyenler olduğu gibi bizi de eleştiriyorlar, ama zorlama konusunu hiç mi hiç kabul etmiyorum.
Bu yazımı sonuna kadar okuyacak olanlar neden olduğunu görecektir.
Yine değerli bir okuyucumuz gazetecilere ayar verilmiş diyor, buna da çok gülüyorum, nasıl bir ayarsa Vallahi gerçekten de çok komik.
Arkadaş yazıyı okumadığı ve sadece yorumlara göre hareket ettiği için okumasını tavsiye ediyorum, yönetime yazının içerisinde eleştiride bulunduğumu görememiş, çünkü okumamış, yapacak bir şey yok.
***
Yine bir okuyucumuz, yönetimin kimse tarafından kale alınmadığını belirtmiş (Bu kendi görüşü bir şey diyemem) bizi de basından saymamış. (!) o zaman okuma der ve yine gülerim
Adını soyadını yazmayan, bu okuyucumuzun (!) kim olduğunu bilmediğim için, sadece şunu söylüyorum; yönetimi eleştirin, ama biz basın mensubuyuz, size göre iyi, bize göre olmayabilir, aynı da düşünebiliriz. (Bizi de eleştirebilirsiniz, ama basından saymamak kabul edilemez)
Yeri gelir, aynı da düşünebiliriz, doğru bir, ama kime göre nasıl? (Bu arada yönetimi savunuyorum anlamı çıkmasın, karşısında da değiliz, Kayserispor’un yanındayız)
***
“Eleştirilere kulak veren ve bu eleştirilerden ders çıkaran bir yapıya doğru gidiliyor” sözüne gülerim demiş yine adı sanı bilinmeyen bir okuyucumuz.
Eleştiriyi açık isimle yaz, ondan sonra da (Eleştir), gülmek güzel bir eylem, burada yönetimin eleştirileri kabul ettiğini söyleyen yok zaten.
‘Eleştiriyi kabul etme yolunda önemli adım atıyorlar’ bu sözün halen arkasındayız.
Kayseri’de yönetimi, futbolcuları ve teknik heyeti bu kadar eleştiren başka bir gazeteci var mı bilmiyorum.
Bu kadar eleştirime rağmen halen oturup konuşabiliyorum yönetimle (Ayar verilmedi yani :-) yine güldüm)
İyimser olduğumu ve kendisinin de benim kadar iyimser olmadığını söyleyen bir okuyucumuz daha var, Onur Yıldız kendisi.
Onun da görüşüne saygı duyuyorum, benim her yazım beğenilecek diye bir şey yok.
***
Yazımı, özetleyerek, şunu belirtmek istiyorum.
Kayserispor yönetiminin avukatı değilim, tarafı değilim, karşıtı da, onları yanlış gördüğüm zaman eleştirmeye devam edeceğim.
Ama, iyi şeyler olunca da övgüyle bahsetmek durumundayız. (Hakkaniyetli olmak lazım)
Hep Berna Gözbaşı Başkan konuşuyor başka adam yok mu diyenlerin başında ben geliyorum, bu kez de çıkıp Ali Çamlı, sorumluluk almış, iyi ya da kötü, bunu zaman gösterecek.
***
Bizim tarafımız Kayserispor, bu kulüp için kim tek kuruş verdiyse Allah razı olsun.
Ali Naibi konusunda yönetimin izlediği politikayı beğenmiyorum, ama Naibi’nin de yaptıkları tartışılır.
Ortalıkta görünmeyen, problemleri çözmeyen, yönetim ve futbolcu, hatta basın ile ilişkisi olmayan bir sportif direktörün getirilmesi bile saçmaydı.
Yineliyorum, yönetim Ali Naibi’yi getirerek zaten hata yapmıştı, gönderilme şekli de hatalı oldu.
Basın toplantısı yapılıp, gönderilseydi, gönderile nedeni belirtilmiş olsaydı, çok daha iyi olurdu.
Neden gönderildiği yönünde yapılan açıklamalar beni tatmin etmedi.
Bir önceki yazımda belirttim, ama okumadan, pardon çok iyi okuyup, yorumlayanlar da oldu (!)
***
Ali Çamlı hoca da keşke deseydi ki, ‘Yönetimle bir karar aldık, fikir ayrılığımız oldu, Ali Naibi ile devam etmiyoruz. Emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz’ daha güzel olurdu.
Burada basın sözcüsünün de olmadığının dezavantajını çekiyoruz
Ama, Ali Çamlı’nın sorumluluk almasını da es geçmek mümkün değil.
Ben getirdim, ben gönderdim kelamları, ilerde sıkıntı çıkarabilir.
Yönetim kurulunun aldığı karar bu şekilde denseydi, belki de şu an bunları konuşmuyor olabilirdik.
Evet, ilk kez de kendime yönelik gelen eleştirilere cevap verdim.
Eleştirilmek güzel, yorumları yapan arkadaşlara da teşekkür etmek gerekiyor.
Olaylara farklı bakmak ve eleştirilmek güzel şey!
Her görüş (Hareket olmadığı sürede) insanı ileri taşır.