Sondan başlıyorum ‘Yalçın Koşukavak’ ile olmaz!
Evet Kayserispor’u, Altay karşısında büyük hayal kırıklığı ile izledik…
Yapılan transferler ve takımdaki coşkudan dolayı beklentiler yüksekti.
Maçta tek olumlu şey, topa sahip olma, o da yalandan…
Al ver ile ancak bu kadar başarılı olunur.
***
Ligin yeni takımı Altay mı yoksa Kayserispor mu bilemedim.
Bize oran çok daha hazır ve istekli bir Altay izledik.
Erken gelen golle darma dağın olduk, bu da rakibimizin daha coşkulu oynamasını sağladı
Sonuç ne olursa olsun, bu kadar rezil ve isteksiz futbolun açıklaması olamaz.
Futbolun altın kuralı, ‘Kötü oynayabilirsiniz, ama kötü mücadele edemezsiniz’ olay bu.
Kayserispor maçını kısa bir şekilde özetlersek ‘Kaldığımız yerden devam’ lafı çok abartı olmaz zannımca.
Kaleden, defansa; orta sahadan forvete tam bir fiyasko.
Halbuki, hazırlık maçlarındaki o istek ve arzu gitmiş, sanki sezonun son haftası, küme düşmemiz garanti olmuş, öylesine, gazozuna çıktığımız bir karşılaşma izledik.
***
Doğan Alemdar ile olmayacağını geçtiğimiz sezonun ortalarından itibaren bağıra bağıra söyledim, ama ne anlayan var ne de dinleyen.
Tamam Doğan bizim evladımız, genç, yetenekli ve transferin gözdesi, ama böylesine önemli bir maçta, elinizde Lung gibi bir kaleci varken, neden böyle bir maceraya girilir anlamış değilim.
Burada Doğan’a değil, onu oynatana kızarım.
Yalçın hoca da kendi isteğiyle mi oynattı orası da tartışılır, ama eğer hoca isen oynatmayacaksın ya da rest çekip gideceksin!
Allah korusun, satmayı düşündüğünüz bir futbolcunun talihsiz sakatlığı acı faturalara neden olur, kötü performansı da gözden düşürür, transferi riske sokabilir.
Doğan’ın, aşırı özgüveni bizi yaktı.
***
Futbol kadar basit bir oyun yok.
Siz 11, karşınızdaki takımda 11 kişi oynuyor.
Topu rakip kaleye taşıyacaksınız ve kalenizdeki tehlikeleri takım savunmasıyla gidereceksiniz.
Rakibe oran daha çok koşup, daha az hata yapacaksınız.
Pozisyon üreteceksiniz, topu rakip filelerle buluşturacaksınız.
Ama, biz nedense sanki Amerika’yı yeniden keşfediyorcasına sürekli bir panik ve isteksiz futbolumuzla ayağımıza sıkıyoruz.
***
Altay bize tam bir futbol dersi verdi.
Ligin ilk haftasında, özellikle de transfer sezonunun devam ettiği bu günlerde böylesine ağır bir yenilgiden ders çıkarıp, ona göre çalışıp, eksiklerimizi gidermeliyiz.
Eksiklerimizin ne olduğu açık bir şekilde belli.
Sürekli dile getirdim, ama yinelemekte fayda var…
Sağ bekte inanılmaz derecede yetersizlik var, ya Ramazan oynamalı ya da yeni bir transfer şart!
Defansta Kolovetsios ve Hosseini’nin tutmadığı aşikar, ya Uğur - Kolovetsios ya da Hosseini – Uğur tercih edilmeli ve acilen de yedek stoper alınmalı, Türk ve ligi bilen tecrübeli bir isim.
Orta alanda Mensah’ın yokluğunu fazlasıyla aradık.
Takımın en önemli isimlerinden Ganalı’nın, ilk maçta sakatlığından dolayı oynamayışı, tüm planları alt üst etti.
Ama, bu bahane olmamalı, oyun sisteminde b planınız olmalı.
Sol bekte Carole, takımın en canlı ismi gibi görünse de yetersizliği ile saç baş yoldurdu.
Cebrail Karayel, Lionel Carole’i, adeta param parça etti.
Orta alan, evlere şenlik.
Kimin nerede, nasıl, ne şekilde, hangi sisteme göre oynadığı belirsiz.
Emrah Başsan, yer yer iyi görünse de 90 dakikalık performansı yetersiz.
Miguel Cardoso, kumaşı iyi, ama hazır değil.
Avramovski ve Onur, bu takımın oyuncusu asla değil.
İbrahim Akdağ, takıma ayak uydurdu, tek kaldı ve sistem karşısında ezildi, aynı şekilde hazır değil.
Kvrzic, bildiğimiz performansı sergiledi, en azından bir şeyler yapmak için yırtındı.
Mustafa Pektemek, ha var ha yok, tek kaldı, beslenemedi ve çabuk yoruldu, o da hazır değil.
Yalçın Koşukavak ise, geçtiğimiz sezondan bu yana Kayserispor’da 6 resmi maça çıktı, bir adım dahi ileri atamadı, karnesi ve kariyeri çok zayıf, böylesine önemli bir kadroyu kurgulayamamış ve oynatamadı.
Oyunu okumakta ve hamlelerde ciddi zaafı var.
Gavranovic’i neden oynatmadın derler adama, eğer hazır değilse, neden kadroya aldın?
Gavranovic, oynasa da çok şey değişmezdi, forveti toplu buluşturmak gibi bir çabamız olmadı.
***
Hücum savunması yok denilecek kadar az.
Sistem zaafı yaşıyoruz, 3-5-2 ile 2 maç daha çıkaramayız.
Maçta tek sarı kart var, o da oynamayan Uğur Demirok, düşünün takımın hırsını ve mücadelesini.
Defansta çok yavaşız, orta alanla mesafe çok uzat ve dağınık.
İkinci bölge, bal yapmaz arı misali, aldığını yan pas yaparak geçiştiriyor.
Geri pas sevdasından acilen vzgeçmeliyiz.
Ve en garibi de Yalçın Koşukavak, oyuna müdahale etmiyor.
Yalçın Koşukavak, bahanelere başladı.
Zamana ihtiyaçları olduklarını söyledi.
Başa dönüyorum, Yalçın Koşukavak ile olmaz.
İlk haftadan başladı eleştirilere demeyin, geçtiğimiz sezonda da gördük Yalçın Koşukavak’ın yetersizliğini.
Sonuç olarak, ilk maçta 5-6’lık da olabilirdik, bir musibet, bin nasihattan hayırlıdır söylemiyle, ders çıkaralım.
Yeni transferlerin uyumu ve takıma katkısını bekleyelim.
Marius Sumudica da kötü başlamıştı, hocalığını göstermiş ve ilk yarıda 35 puan toplayarak, 5. bitirmiştik.
Hoca, için yarın daha geniş pencereden yazacağım, zamana ihtiyacımız var dedi ya, 6 haftanın biri gitti, kaldı 5 hafta diyerek, yazıma son veriyorum.