Kayserispor, her maçta farklı bir özelliği ile ön plana çıkıyor. Sarı-kırmızılılar, ligin en iyi futbolunu oynayan takımlardan Beşiktaş önünde de 10 kişi nasıl mücadele edeceğinin dersini verdi. Tribün şovuyla başlayan karşılaşmada taraftarı arkasına alan Kayserispor, sanki kendisi değil rakibi 10 kişiymiş gibi mücadele etti. Alınan 1 puanı sonuna kadar hak eden Kayserispor, bu taraftar desteğiyle daha çok can yakar.
Ligde 15 hafta geride kaldı. Kayserispor ise her hafta farklı özellikleriyle ön plana çıktı. Sahasındaki yenilgisizliğini Beşiktaş önünde de sürdüren Kayserispor, tüm takımlara, 10 kişiyle ligin en iyi takımına karşı tek pozisyon vermeden nasıl mücadele edileceğinin dersini verdi. Avrupa’daki tek temsilcimiz Beşiktaş, koskoca 90 dakikada maçın başında Cenk Tosun ve Oğuzhan’la bulduğu net fırsatların dışında Kayserispor kalesine gelemedi bile. Sarı-kırmızlılar özellikle 10 kişi kaldıktan sonra rakibe tek pozisyon dahi vermedi. Bu, inanmışlığın, başkaldırının, direncin ve mücadelenin eseri.
Kadir Has Stadı’nı dolduran ve yaptıkları koreografi ile gönülleri fetheden Kapalı Kale’ye ayak uyduran Kayserispor taraftarının da hakkını teslim etmek gerekir. 90 dakika susmayan Kayserispor taraftarı sarı kırmızılı futbolcuların bir an olsun pes etmesine, oyundan düşmesine izin vermedi. Taraftarın tribündeki coşkusu futbolcuların daha çok koşması, daha çok mücadele etmesine neden oldu.
Bu maçın analizi yapılmaz. Çünkü 10 kişi kalan Kayserispor’un yapabileceği en doğru şey skoru korumak olurdu. Sarı-kırmızılılar bunu rakibe pozisyon vermeden yaptı. Kanatları çok iyi kullanan ve ligin en fazla pas yapan takımının pas trafiğini bozan Kayserispor’un bu direnişi alkışa değerdi. Maçın hakeminin, çaldığı ya da çalmadığı düdükler, verdiği ya da vermediği penaltılara değinmeyeceğim. Ama iki takım taraftarı da maçtan sonra, futbolu değil hakemleri konuşuyorsa, bu hakemlerin maçın önüne geçtiğini gösterir. İyi hakem maçtan sonra adından bu kadar söz ettirmez.
KAPTAN SEN NE YAPTIN?
Beşiktaş maçında bir gol atan, bir de penaltıya neden olan Umut Bulut, daha çok maç sonrası yaptığı açıklamayla gündeme oturdu. Kayserispor’da hem futbol olarak hem de efendiliği ile en çok beğendiğim Umut Bulut, Beşiktaş maçını da iyi oynayanlardandı. Ancak sahadaki davranışlarıyla maç sonrası yaptığı açıklamalar örtüşmedi. Hakemin penaltı düdüğüyle birlikte çılgına dönen ve itirazdan sarı kart gören Umut Bulut’un isyanı, hem takım arkadaşlarını hem tribünleri galeyana getirdi. Çünkü tanıdığımız Umut, haksız yere bu kadar isyan etmez. Penaltı sonrası, Umut’la birlikte Kana Bıyık ve Lopes sarı kart gördü. Ki, ikinci yarının hemen başında da Lopes ikinci sarı karttan atıldı. Kulüp Başkanı Erol Bedir de maç sonraki haklı olarak isyan etti ve hakemleri eleştirdi. Peki Umut ne yaptı? Yayıncı kuruluşa çıktı ‘Pozisyon penaltıydı’ dedi. Ne yaptın sen Umut? Madem penaltıydı, neden o kadar itiraz ettin. Senin itirazlarına destek veren iki arkadaşın sarı kart gördü, belki taraftar kötü tezahürat nedeniyle ceza alacak. Başkan Erol Bedir, ‘Senin kaptanın penaltıydı açıklaması yaptı’ dediklerinde ne yanıt verecek? Penaltıysa, pozisyon sırasındaki abartılı isyanının gerekçesi neydi? Penaltı değilse neden penaltı dedin?, kime şirin görünmeye çalıştın? Pozisyonun içindeki futbolcu ‘Penaltı yaptım’ derse bizim ‘Yok yapmadı’ diye direnmemiz anlamsız. Ama, hala Umut Bulut’un maçın yorgunluğu ile yanlış cümle kurduğunu ve pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. Kayserispor, bu hafta Akhisar deplasmanı ve ardından sahasında oynayacağı Yeni Malatya maçıyla ilk yarıyı tamamlayacak. Sarı-kırmızılılar, bu maçı geride bırakarak iki maçtan alabileceği maksimum puanı alıp, ikinci yarıya daha moralli hazırlanmalı. Kayserispor’un aksayan yerleri çok net, lige verilen arada da hızla eksikler giderilmeli ve biri santrafor olmak koşuluyla en az 2 nokta transfer yapılmalı.