TÜRKİYE Kupası’nda Kayserispor’un Van Büyükşehir Belediyespor’la eşleşmesi bizim de bölgeyi görmemize vesile oldu. Bu sayede bölgeyle ilgili önyargılarım olduğunu fark ettim. Van’ı görünce Türkiye’deki güzelliklerinin, Akdeniz ya da Ege kıyılarından ibaret olmadığını anladım. Van Gölü’nün muhteşemliğinin yanı sıra, kent merkezindeki hareketlilik, caddelerin temizliği ve insanların sıcakkanlılığı ilk dikkatimi çeken ayrıntılar oldu. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak gayret ve çalışkanlığını bildiğimiz hemşehrimiz Mustafa Yalçın’ın Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak kısa sürede yaptığı çalışmaları yerinde görünce ‘Van’a Kayserili eli değmiş’ demekten kendimi alamadım.
Koşulsuz, şartsız Kayserili birini önemli mevki ve makamlarda görmek, başarılı çalışmalarına tanıklık etmek benim için hep gurur kaynağı olmuştur. Kayserispor’u takip etmek için gittiğimiz Van Büyükşehir Belediyesi’nde hemşehrimiz Mustafa Yaçın’ı Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak görmek de bana aynı gururu yaşattı.
Kayyum atanmasının ardından Büyükşehir Belediyesi Genel Sekterliği görevine getirilen Mustafa Yalçın’ın Van’da olması bu geziyi futbol maçının bir adım ötesine taşıdı. Kafileyi havaalanında çiçeklerle karşılayan Mustafa Yalçın’ın yaptıklarını ve yapacaklarını yerinde görmenin ötesinde bölge halkıyla sohbet edip, neler düşündüklerini sorgulama fırsatı da bulduk.
Şehre ilk kez gelen insanların neler düşündüğü , ilk izlenimleri önemlidir diye düşünüyorum. Benim de gökyüzünden Van gölünün muhteşemliğini görene kadar üzerimde bir tedirginlik vardı. Maçtan önce yaklaşık 4 saat kent merkezinde dolaşma, kısa kısa da olsa bölge halkıyla sohbet etme imkanımız oldu. Van’ı beklediğimden çok daha ilerde gördüğümü söylemek isterim. Caddelerinin temizliği yanı sıra, trafiğin yoğunluğu ve kalabalıklığı ilk dikkatimi çeken şeyler oldu. Parkların, çay bahçelerinin, cafelerin dolu olması, yaya kaldırımlarında neredeyse insanların omuz omuza bir yerlere gitmesi, yani hayatın olağan akışında olduğunu gözlemledim. Diğer bir deyimle Van’ın Kayseri’den çok da farklı olmadığını hatta sosyal hayat açısından Kayseri’den bir adım önde olduğunu bile söyleyebilirim. Biz, terörün tedirginliği ile bölgeye giderken, sohbet ettiğimiz vatandaşlar Van’a bırakın terörü, asayişin de son derece iyi olduğunu anlattı. Hatta bizi gezdiren araç sürücüsü, Van’da, cinayet ya da hırsızlık gibi asayiş olaylarının da çok az olduğunu söyledi. İran’dan günü birlik ya da kısa süreliğine Van’a gelen İranlıların, şehirde ekonomiyi de canlandırmış. Kısaca, birgünlük gezide, Van’ın ‘Van kedisi’nden ibaret olmadığını, otlu peyniri ile, balı ile, ceviz reçeliyle çok zengin bir mutfak kültürüne de sahip olduğu yaşayarak gördük.Van’a gidip de ‘Bak hele bak’ kahvaltı evinde kahvaltı etmeyen ya da sahibi Yusuf Konak’ı tanımayan da yoktur sanırım. Yusuf bey, kendine özgü espri ve sohbetleriyle Van’ın tanıtımına da önemli katkı sağlıyor.
2011’da çok büyük bir felaket yaşayan ve çok sayıda can kaybı yaşanan Van’a elbette şehircilik anlamında hala eksikler var. Ancak Kayyumun ardından Van Büyükşehir Belediyesi’ne Genel Sekreter olarak atanan Mustafa Yalçın’ın bu eksiklerin giderilmesi için çok büyük gayretlerini yerinde görme fırsatımız oldu. Mustafa Yalçın’ın kısa sürede kendisini kabul ettirmiş olması, sevdirmesi ve bölge halkının güvenini kazanmış olmasını Kayserili olarak göğsümüzü kabarttı.
Evet, Van’a, Ziraat Türkiye Kupası 3’üncü tur Van Büyükşehir Belediyespor-Kayserispor Kupa maçını izlemek için gittik. Ama, çok daha fazlasını gördük. Bizden çok daha fazlasını gören, sıcakkanlı ve misafirperver Van halkı da eminim ki yıllar sonra Mustafa Yalçın’ı, çalışkanlığı ve hizmetleri ile anacaktır.
Sonuç olarak; iyi ki Van’a gitmişim. Gitmeyen, görmeyen, bölgeyi merak edenlere de gönül rahatlığıyla gidebileceklerini, endişe duymadan Van kalesini, Van gölünü gezip göl kenarında güneşin doğuşunu seyrederek kahvaltılarını etmeleri ve Akmar adasını gezmelerini öneririm. Ben yıktım siz de ön yargılarınızı yıkın….