Mimarlardan belediyelere çağrı: Mimarsız imar olmaz

Mimarlar Odası Kayseri Şubesi 6 Şubat Kahramanmaraş depremi sonrası deprem faaliyetlerini hızla sürdürüyor. Bu kapsamda yerel idarelerde mimar bulunmadığına dikkat çekilirken, ilgili bölümlere mimar istihdamı talebinde bulunuldu.

Mimarlardan belediyelere çağrı: Mimarsız imar olmaz

TMMOB’ya bağlı Mimarlar Odası Kayseri Şubesi Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketi sonrası çalışmalarını hızlandırdı. Mimarlar Odası bu kapsamda yerel idarelerde mimar bulunmadığına dikkat çektikleri basın açıklamasında, “Yapı ruhsat süreçlerinin tam anlamıyla mevzuatlara uygun ilerlemesi adına tüm belediyelerimizin ilgili bölümlere mimar istihdamı sağlamasını talep ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

Mimarlardan belediyelere çağrı: Mimarsız imar olmaz
Mimarlar Odası’nın basın metni şu şekilde, “TMMOB Mimarlar Odası, kuruluş kanunu olan 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunun 2 nci maddesinde belirlenen amaçları doğrultusunda; “Mesleki alanda ülke ve kamu çıkarları ile uluslararası gelişmeler çerçevesinde çalışmalar yapmak, mesleğin ve üyelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapı içindeki değişen konumlarını izlemek, tespit etmek, değerlendirmek, mesleğin ve üyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek, ulusal ve uluslararası ölçekte mesleğin gelişmesini izlemek ve sağlamak” üzere “kamu yararını” gözetmek temel ilkesiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Mimarlar Odası Kayseri şubesi  olarak bu bilinçle, tüm resmi ve özel kuruluşlarla, diğer meslek örgütleriyle ve tüm sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak;  mimarlık mesleğini, yapılı çevrenin oluşumu ve gelişimini yakından ilgilendiren konularda yoğun çabalar harcamakta, geleneksel yapıcı ve katılımcı politikasını sürdürmekteyiz. Bilindiği üzere, hızla artan nüfus ve gelişen teknoloji, yapı üretim sürecinde teknik eleman ihtiyacını her geçen gün daha da artırmaktadır. Bununla birlikte mimarlık fakültelerinden mezun sayısı her geçen gün artmakta, bu sayı ortalama yılda 8 bine ulaşmaktadır. Ancak buna karşın son yıllarda, kamuda mimar istihdamı giderek düştüğü görülmektedir. Ülkemizde iyi mimarlığa fazlasıyla ihtiyaç olduğu zamanlarda, Kamuda mimarlar tarafından yürütülmesi gereken hizmet ve görevlerin; mühendisler ya da teknikerler tarafından yürütüldüğü görülmektedir. Oysaki 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 28. Maddesinde; “Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve eklerinin düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygulamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre, uzmanlık alanlarına uygun olarak 38 inci maddede belirtilen meslek mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmekten sorumludur. Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır.” ve yine ilgili kanunun 38. Maddesinde; “Halihazır harita ve imar planlarının hazırlanması ve bunların uygulanmasının fenni mesuliyetini; uzmanlık, çalışma konuları ve ilgili kanunlarına göre, mühendisler, mimarlar, şehir plancıları deruhte ederler. Yapıların, mimari, statik ve her türlü plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanmasını ve bunların uygulanmasıyla ilgili fenni mesuliyetleri, uzmanlık konularına ve ilgili kanunlarına göre mühendisler, mimarlar ile görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle düzenlenecek olan fen adamları deruhte ederler.” hükümleri yer almaktadır. Dolayısıyla yapı projelerinin hazırlanması, uygulanması ve denetimi işlerinin uzmanlık alanlarına  uygun olarak ilgili meslek mensuplarına yaptırılması zorunludur. Ülkemizde son yaşanan 6 Şubat depremleri ile yapı üretim süreçlerimizde projelendirme ve denetim aşamalarının ne denli önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Kamu yararını temel alacak biçimde sağlıklı çevreler oluşturulmasının en önemli şartlarından birisi her teknik insanın kendi uzmanlık alanında denetim yapmasına olanak sağlamakla olur. Buna rağmen şehrimizde bazı yerel idarelerin hiçbir bölümünde mimar personel bulunmadığı görülmektedir. Özellikle İmar ve şehircilik bölümlerinde mimar bulunmaması; Planlı alanlar İmar yönetmeliğinin 57. Maddesine göre “mimari projeler; uygulama imar planına, parselasyon planına ve bu yönetmelik esaslarına uygun olarak ‘mimarlar’ tarafından hazırlanan” projelerin mimar olmayan kişiler tarafından onaylanmasına sebep olmaktadır. Oysa mimarın teknik ve mesleki bilgisi ile oluşturulan projelerin yine aynı eğitimi almış mimar meslektaşları tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yapı ruhsat süreçlerinin tam anlamıyla mevzuatlara uygun ilerlemesi adına tüm belediyelerimizin ilgili bölümlere mimar istihdamı sağlamasını talep ediyoruz ve “Mimarsız imar olmaz.” diyoruz”