Korona her zaman hayatımızda olacak!

Turkovac Yardımcı Araştırmacısı Enfeksiyon Ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Gamze Kalın Ünüvar ile Türkiye'nin ve Kayseri'nin gururu Turkovac hakkında bilinmeyenleri konuştuk. Acil kullanım onayı için başvurulan aşıda en büyük sorun gönüllü bulunamaması, çünkü gönüllü kriterleri çok kapsamlı tabiri caizse ince elenip sık dokunuyor.

Korona her zaman hayatımızda olacak!

Yeter ki gönüllü olun!

Faz 3 çalışmalarının hala devam ettiğini ancak kriter olarak sunulan 2 bin kişi rakamının tamamlanmasıyla Turkovac için acil kullanım onayına başvurulduğunu ifade eden Türkovak Yardımcı Araştırmacısı Gamze Kalın Ünüvar, “Çevre illerden insanlar İl Sağlık Müdürlükleri’ne gönüllü olmak için başvurduğu taktirde ulaşımda dahil bir çok konuda yardımcı olunuyor” dedi.

Her yıl hatırlatıcı doz!

Gamze Kalın Ünüvar, her yıl hatırlatıcı doz olarak koronavirüs aşısının yapılması gerektiğini söyleyerek, uzun yıllar koronavirüs ile yaşamaya hazırlıklı olunması gerektiğini, insanların da buna alışacağını söyledi. Ünüvar, Tuseb ve Erciyes Üniversitesi iş birliği ile geliştirilen Turkovac’ın seri üretime geçmesi için de gerekli hazırlıkların yapıldığını sözlerine ekledi.  

Turkovac bizim için büyük bir gurur. Bu projenin bir parçası olmak nasıl bir duygu?

 Aynen kendi adıma da büyük bir gurur.  Hocamızın da çok değerli emekleri var. Özellikle o pandemi döneminde çok çalıştılar ekip olarak. Biz de çalışma aşamasında görevlendirildik. Üniversitemizden, özellikle ülkemizden böyle bir şeyin çıkıp yurt dışında da uygulanır olabilmesi çok güzel bir şey. İnşallah emeklerimiz boşa gitmez. Hem hocalarımızın hem bizim hem de ekip arkadaşlarım çok çalıştık. Ekip arkadaşlarımda çok özveriyle çalışıyorlar gerçekten. Gönüllü bulmak, onu ikna edebilmek…

Turkovac’da son gelinen nokta nedir?

Koronavirüs, 2019 yılında ortaya çıkan ve 2021 yılına kadar tüm dünya genelini en çok etkileyen pandemi haline geldi. Buna karşı en önemli koruma yöntemlerinden birisi aşı. O nedenle ülkemizde de geliştirilen Türkovac aşısı var. TUSEB ve üniversitemiz iş birliğiyle geliştirilen bir aşı Turkovac. Şu an gönüllüleri dâhil etmeye başladık ve geçen hafta itibariyle de acil kullanım onayı için başvuruldu. Sonucunu bekliyoruz. Ama buna rağmen biz gönüllüleri almaya devam ediyoruz. Alma kriterlerimiz 18 ve 55 yaş üzeri bireyleri dâhil ediyoruz şu anda.

55 yaş üstü neden gönüllü olamıyor?

55 üstünde kronik alt hastalıklar yaygın olduğu için gönüllü olarak kabul etmiyoruz. Bizim dâhil edebilmemiz için kronik bir alt hastalığının olmaması gerekiyor. Aşının tam etkinliğini değerlendirebilmemiz için gerekli. Özellikle hastanın kardiyak, yani kalple ilgili kalp yetmezliği olur, koroner arter hastalığı olur. Bu gibi kronik problemlerinin olmaması gerekiyor. Onun dışında bilinen herhangi bir aşıya karşı da yan etkisinin olmaması gerekiyor. Çünkü sonuçta inaktif bir aşı. Yumurta alerjisi bile bizim için önemli. Müdahaleyi gerektiren bir alerjik reaksiyon gelişmişse daha önce bildiği; bunları yine dâhil edemiyoruz.

Peki, gelen gönüllü altta yatan sinsi bir hastalığı olduğunu bilmiyorsa. Aşı yapmadan önce detaylı tarama yapıyor musunuz?

Öncelikle gönüllünün daha öncesinde bir hastaneye ne gibi şikâyetlere gitmiş, onlara bakıyoruz. Zaten orada bizi bir fikir ediniyoruz. Bunlar dışında gönüllülük esasına dayalı olduğu için bu durum, hastanın verdiği bilgiler dahilinde gönüllü olarak kabul ediyoruz. Ama onun dışında herhangi bir problemi varsa zaten aldığımız kanlara göre de değerlendirmiş oluyoruz. Çünkü kanda genel olarak ne gibi hastalığı varsa çıkıyor. Biz aldığımız kanları merkeze iletiyoruz; merkezde çalışılıyor. Çünkü 41 merkezin olduğu bir çalışma. 41 merkezde çalışıldığı için kanlar toplu bir yerde değerlendiriliyor. Ama onun dışında hastanın beyanına göre değerlendirme yapıyoruz.

Gebe kadınlar gönüllü olabilir mi?

Gebelik olmaması gerekiyor. Yine bu aşıdan sonraki üç ay içerisinde de en azından gebe kalmaması yönünde uyarıyoruz. Hasta bilgilendirilmiş onay formunu da imzaladığı için bu son üç ay yani daha doğrusu aşıdan sonraki üç ay içerisinde de gebe kalmamasını, korunmasını öneriyoruz. Çünkü bebek üzerinde nasıl bir etki oluşturacak onu şu an bilmiyoruz. Faz üç aşamasında olduğumuz için.

Aslında bir dönem sağlık bakanlığı gebe ve emziren vatandaşların aşı yaptırması için çalışmalara başlatmıştı. Turkovac neden denenmiyor?

Faz üç ve acil kullanım tamamlanıp, acil kullanım onayı da alındıktan sonra tabii ki gebelere uygulanması için çalışmalar yapılabilir. Şu anda sonuçları değerlendirebilmemiz için öncelikle sağlıklı gönüllüler üzerine yapmamız gerekiyor. Daha sonrasında gebelerde, kronik hastalığı olan kişilerde değerlendirilecektir. Sonuçta hala etkilerini araştırıyoruz.

Gönüllü olmak için çok kapsamlı kriterler var…

Hastanın özellikle covid semptomlarını göstermemesi gerekiyor. Herhangi bir soğuk algınlığı belirtileri de olmaması gerekir.  Bunlar varsa zaten aşıya almıyoruz, gönüllü olarak dâhil edemiyoruz. Bir de son dönemde içinde bulunduğumuz dönem mevsimsel enflüanzanın yaygın görüldüğü bir dönem. Bu nedenle korunma amaçlı yine ona yönelik de aşılar öneriliyor. Eğer aşı yaptırmışsa ve üzerinden en az bir iki haftalık bir süreç geçmemişse o kişiyi de alamıyoruz.

Bildiğim kadarıyla son zamanlarda kan verme ya da vücuda kan alma gibi işlemlerinde yapılmamış olması gerekiyor…

Son dönemde eğer bir kan transfüzyonu yani kan verilme veya vücuda kan alma öyküsü varsa onları da dâhil edemiyoruz. Çünkü alerjik reaksiyon riski var. Sonuçları net olarak ayırt edebilmemiz için bu kriterleri sağlaması gerekiyor hastanın. Bir de covid geçirmemiş olması gerekiyor. Covid geçirmiş hastalarda zaten bir bağışıklık yanıtı oluşacak. Biz aşıyı yaptığımızda, onunla da bir bağışıklık yanıtı oluşacağı için; ikisinin birbirine karışma durumu var. Hiç geçirmemiş bir kişide bizim en azından aşının etkinliğini değerlendirebilmemiz daha değerli bizim için.

İki doz Sinovac’tan sonra Turkovac rapel olarak yapılıyor…

Faz üçte uyguladığımız ikinci bir çalışma daha başladı. Öncelikle hiç aşı yapılmamış kişilere Turkovac aşısını uyguladık. Daha sonra da iki doz sinovac aşısı yapılmış bir kişiye rapel olarak Türkovak'ı uygulamaya başladık. Yani iki çalışmayı aynı anda yürütüyoruz aslında. Bizim için önemli olan ya hastanın iki doz sinovac yaptırmış olması ya da herhangi bir aşı yaptırmamış olması gerekiyor.

Çevre illerden Kayseri’ye gönüllü olarak geliyorlar…

Evet, çevre illerden gönüllüleri alabiliyoruz. Yakın çevreden İl Sağlık Müdürleri’nin de desteğiyle gönüllüleri kabul edebiliyoruz. Sivas, Nevşehir, Aksaray gibi merkezlerden İstanbul’da mesela birkaç merkez bir arada çalışıyor. Vatandaşlar kendi şehirlerinde il Sağlık müdürleriyle görüştükleri takdirde ulaşım desteği sağlanıyor.  Ankara'da yine aynı. Onun dışında kuzeyde Trabzon,  batıda İzmir merkezli 41 noktada gönüllü kabul ediyoruz.

Faz üçün tamamlanabilmesi için ne kadar kişiye Turkuvac yapılmalı, belirli bir sayı var mı?

Aslında 2 bin gönüllüyü tamamladığımızda aşının acil kullanımı için başvurabiliyorduk. Onu tamamladık, acil kullanım onayına başvuruldu. Ama tabii daha çok kişi dâhil edebilirsek çalışmaya, etkinliğini daha iyi değerlendirebiliriz. Şu an için belli bir sınırlama getirmediler. Ama 2 bini tamamlamış olduğumuz için direkt, acil kullanım onayı için bakanlığımız başvuruda bulundu.

Acil kullanım onayına ne zaman cevap gelir? Turkovac tamamen kullanılmaya ne zaman başlar?

Şu an değerlendiriliyor. Kurul tarafından değerlendirilmesi gerekir. Hem bizim faz bir olsun, iki olsun, onun sonuçları ve faz üçün de bu aşamaya gelinceye kadarki tüm sonuçlar bir kurul tarafından değerlendirilecek. Ne kadar sürede tamamlanacağını bilmiyorum. O konuda bize ulaşan bakanlığın herhangi bilgisi yok. Faz üç de tamamen tamamlanır ve acil kullanım onayı çıkarsa zaten aşılanma başlayacak. Faz üç tamamlandığı zaman zaten ruhsat için başvurular olacak. Açıkçası bir sayı yok şu anda.

Turkovac ilk bulunduğunda bazı kesimler Türk aşısı bulunabilir ancak seri üretime geçilemez diyordu… Bununla ilgili neler söylersiniz?

Onunla ilgili şu an net bir şey söyleyemeyeceğim. Geçilebilir mi? Faz çalışmalarını tamamlayan bütün ilaçlar için geçerli bir prosedür var. Sadece aşı için değil faz çalışmalarını tamamlayan ilaç olsun, aşı olsun zaten sonrasında seri üretim için belli aşamaları tamamlaması gerekiyor. Hem etkinlik, hem güvenilirlik açısından.

Seri üretim için şu ana kadar bir çalışma yapılmış olmalı...

 Yani hazırlanmıştır muhtemelen. Çünkü her türlü destek hem bakanlıktan olsun, hem TUSEB'ten olsun sağlanıyor. Şu an herhangi bir sıkıntı görünmüyor. Çünkü zaten faz çalışmalarımız devam ediyor; seri üretime geçilemeyecek olsa zaten öyle bir durum olmazdı.

Aşı karşıtlarının en büyük iddiaları mutasyon geçiren virüse aşı olmaz diyorlar… Siz bu iddialar için neler söylersiniz?

Virüs ister istemez bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde hastalığa yol açtığında mutasyonlara neden olabiliyor. Aslında virüs yapısal olarak aynı ama protein yapısında değişiklik oluyor. Virüsün hücreye tutulma yerlerinde değişiklikler olur. Mutasyonlara uğrayabiliyor. Son dönemde en çok konuşulan konulardan birisi de Güney Afrika'da çıkan mutasyon. Her yeni mutasyona karşı zaten hızlı bir şekilde aşının üretilmesi mümkün değil. Ama asıl etkili olan virüse karşı üretilmiş bir aşı var sonuçta. Onun etkinliği ile ilgilide yapılan çalışmalar zaten devam etmekte. Günümüzde mesela enflüanza için de aynıydı. Enflüanza her yıl değişikliğe uğradığı için, bir önceki yılın suçuna uygun olarak aşı yeniden üretilip kişilere uygulanıyordu. Virüse yeni suçlar eklenip, bazen de aynı olan aşı kişilere uygulanmaya devam ediyor. Türkovak olsun, gerek diğer aşılar olsun aynı şekilde olacak.

Turkovac bütün mutantlara karşı etkilidir diyebilir miyiz?

Şu anda tüm mutasyonlara karşı şu kadar etkili diyemiyoruz. Onun sonuçları göreceğiz. Sonuçta aldığımız kanlardan virüsün türü çalışılıyor. Ona göre etkinliğini hep birlikte göreceğiz. Şurada şu kadar etkili diye bir oran veremiyorum. En azından yatış oranlarını bir miktar azalttığını görebiliyoruz. Hastaneye başvuru oranlarımız azalıyor. Ölüm oranlarımız azalıyor. Bu da sevindirici bir sonuç.

Her 6 ayda bir aşı tanımlanacak mı? İnsanlar her yıl aşı olmak zorunda kalacak mı?

Aşı her yıl uygulanmaya, her yıl biz aşılanmaya devam edeceğiz. Bir anda ben aşılandım, ömür boyu koruyuculuk kazandım diye bir şey yok. Ama gördüğüm kadarıyla, pandeminin başından beri hasta takip eden bir kişi olduğum için bu aşının sayesinde yatış oranlarımızın azaldığını, yoğun bakımda hastalarımızın azaldığını görebiliyoruz ve ölüm oranlarında da belirgin bir düşüş var. Bu nedenle şu an için tek koruyucu seçenek aşı gibi görünüyor. Yani ister mutasyonlu olsun, ister mutasyonsuz şu anda etkili bir aşı. Sonuçta çekirdek yapıya uygun olarak üretilmiş bu virüsün, tabii ki proteinlerinde değişiklikler zaman içerisinde olacak. Sonuçta aşı tamamen virüsü ortadan kaldıracak diye beklemiyoruz.

O zaman her yıl aşı yaptıracağız…

Şu an her yıl yeniden aşılanmamız gerekecek gibi görünüyor sonuçlara göre. Hatırlatıcı doz diyorlar buna. Biz bunu rapel diye belirtiyoruz. Zaten şu anda yaptığımızda bu. İki doz sinovac sonrası Turkovac uygulayıp rapel şeklinde bir bağışıklık yanıtının nasıl oluştuğunu değerlendirmeye çalışacağız. Şu an çalışma devam ediyor.

Bilim kurulu üyesi Profesör Doktor Serap Şimşek Yavuz bir canlı yayında koronavirüste kullanılan Favipiravir adlı ilacın bir işe yaramadığını, bunu bilim kurulunda da dile getirdiklerini hatta ortak fikirde birleşildiğini aktardı. Favipiravir neden hala kullanılıyor?

En başta bir seçenek olarak elimizde yalnızca Favipiravir vardı. Bu ilaç sadece Türkiye'de değil, başka ülkelerde de kullanıldı sonuçta. Şimdi de kullanılmaya devam ediliyor. Bazı çalışmalarda erken dönemde etkili olduğu söylendi ve ona göre kullandık. Çünkü elimizde başka bir seçeneğimiz yoktu. Hızlı bir şekilde hastaya müdahale etmemiz gerekiyordu. Çünkü dediğimiz gibi hastalarımız arasında çok ağır seyredenler oldu. Doluluk oranlarımızın çok arttığı dönemler oldu. Elimizde de bir seçenekti ve kullanmaya devam ettik. Belki şimdi üzerine yeni yeni çalışmalar bindikten sonra etkinliğinin biraz daha azalmış olduğunu görüyoruz ama tabii bu virüs de mutasyonlara uğruyor. Virüs giderek değişen suçlarla karşımıza çıkıyor. Ona göre değerlendirmek yanlış olur diye düşünüyorum. Hiç etkinliği yoktur demek çok yanlış.  Hangi aşı olursa olsun gördük sonuçları. Yasakların kaldırıldığı dönemlerde hastanelerdeki oranları görebiliyoruz. Bu hiç etkinliği olmadığı anlamına gelmez. Turkovac’ı da  göreceğiz. Şu an tabii ki bir şey demek için erken. Sonuçta çalışmalar devam ediyor, faz aşamasında şu anda. Tamamlandıktan sonra da hep birlikte sonuçları göreceğiz.

Gönüllü bulunamadığı için özellikle üniversitelerde, öğrencilere yönelik gönüllü kampanyaları projesi vardı…

Üniversite öğrencileri genç kesim. Kronik alt hastalığın çok görünmediği kesimler olduğu için bunlara uygularsak sağlıklı erişkinler olarak değerlendirilebilir. Öncelikle zaten kronik hastalığı olmayacak kriterini burada elemiş oluyoruz. Bir de örneğin bazen sosyal güvencesi olmayan kişiler, E Nabız'dan randevu alamıyor. Bunlar aşılanırsa oranlar biraz daha yükselir gibi düşünülüyor. O açıdan da biz gerekli işlemler için çalışmalara başladık. Tabii rektörlükle falan görüşülmesi gerekiyor. Sadece olay bizde bitmiyor. Çünkü bu kişilere ulaşılması, onların başvurularının alınması, falan derken olayın içine rektörlük girmesi gerekiyor. Nereden, ne kadar çok gönüllü bulursak bizim için o kadar önemli. Aşının bir an önce faz çalışmasını tamamlayıp kullanıma geçebilmesi gerekiyor.

Gönüllülere ulaşılması noktasında sistemsel, (e-nabızdan başvuranlara tam olarak ulaşamama) bazı sıkıntılar varmış…

Bu bizden kaynaklanan bir sorun değil.  Kişiler E Nabız üzerinden randevu aldığı için, bazen karışıklıklar olabiliyor. Sonuçta İl Sağlık Müdürlüğü bize listeleri gönderiyor, o zaman işimiz daha kolay oluyor. Onlar mesaj şeklinde de ulaşabiliyor gönüllülere. Bu konuda da sağ olsunlar bize çok destekçiler. Bir şekilde onlar aracılığıyla daha sağlıklı kişiler, gönüllüler bize ulaşabiliyor.

Siz her yıl hatırlatıcı doz olarak aşı olunması gerektiğini söylediniz. Buradan koronavirüs sürekli hayatımızda olacak anlamını mı çıkarmalıyız?

Kendi adıma şahsi olarak konuşayım, artık insanlar buna alışacaklar. Yani influenza  da sonuçta hayatımızdan gitmedi. Aslında bu korona yeni çıkan bir şey değil. Sonuçta MERS Cov,  SARS Cov virüsleri geçmişten gelen farklı gruptan. Bu virüslerin mutasyonları, daha fazla görüldü. Yıllarca belki devam edecek ama biz bir şekilde her yıl aşılanaraktan ve aldığımız önlemlerle de yaşantımıza devam edeceğiz diye düşünüyorum.

Yapılan faz çalışmaları sonrasında Turkovac’ın olumlu ya da olumsuz ne gibi sonuçları çıktı…

Tam net sonuçlar gelmedi henüz elimize. Ama çok şükür ki ciddi bir yan etki görmedik. Bir de kovid oranlarının azaldığını görebiliyoruz, koruyuculuk var. Hem faz ikide olsun hem faz üçte, güzel yanıtlar görülüyor. Ciddi bir yan etkisinin olmaması da bizim için aslında çok önemli.

>>Dilek Bayram