Şair şiirlerinde her zaman kendi hayatını ve yaşadıklarını dile getirmez. Çoğu zaman toplumun ve başkalarının yaşadıklarını veya yaşaması muhtemel olan olayları da dile getirir. Aşağıdaki şiir de işte öyle bir şiir herkesin yaşaması muhtemel sosyal bir olayı dile getirmektedir.
Yeni gelmiş idin gençlik çağına
Yaylaya çıkmışsın gavur dağına
Hoyratlar mı girdi senin bağına
Dağılıp tarumar olmuşsun gelin.
Çok güzel oynardın köyün toyunda
Böyle güzel yoktu senin soyunda
Susuz mu kaldın ki bahar ayında
Tomurcuk gül iken solmuşsun gelin.
Neşenin yerini bir hüzün almış
Çok çekmişsin ama çilen dolmamış
Yüzüne bakacak halın kalmamış
Neyleyim sararıp solmuşsun gelin.
Andırırdın gonca gülün rengini
Yüksek uçar hiç sevmezdin engini
Çok aradın bulamadın dengini
Birinden intizar almışsın gelin.
Dillere destandın sen on beşinde
Nice Koçyiğitler koştu peşinde
Gören zannediyor seksek beşinde
Kocayıp bir karı olmuşsun gelin.
Ateşin yansa da çıkmazdı duman
On dördünde tay gibiydin o zaman
Sevip sevmişti sen de bir zaman
Ama kadir kıymet bilmedin gelin.
Zalim kader sana bir kez gülmedi
Gençlik geçti gitti geri gelmedi
Akan gözyaşlarını kimse silmedi
Sen de eller gibi gülmedin gelin.
Senin mah cemalin benzerdi ay a
Kıyamazdım ben yüzüne bakmaya
Yıllar geldi geçti gün saya saya
Kurumuş gazele dönmüşsün gelin.
Güzelliğin gitmiş yaşlanmış sinen
Söyler misin bana acaba neden
Seni gören herkes zanneder ninen
Bir koca karıya dönmüşsün gelin.
Senin bu hallerin çok üzdü beni
Feleğin sillesi ne yaptı seni
Solup gitmiş başındaki yemeni
Vallah tükenip bitmişsin gelin.
Gençlikte gezerdin dağı dereyi
Şimdi görenlerin acır yüreği
Bakışların anlatıyor her şeyi
Belli ki çok çile çekmişsin gelin.
Rifat artık yeter uzatma sözü
Sevip ayrılanın yanarmış özü
Kar da söndüremez yürekte közü
Sen de ateşler de yanmışsın gelin.