Rıfat Açıkgöz

BELADAN KURTULMAZ BAŞIN ERCİYES

Rıfat Açıkgöz

 
OZANLAR ve Halk Şairleri hep bir güzellikten, üzüntüden sevinçten, olaydan ilham alarak şiir yazarlar türkü söylerler. İşte dağlar da bu objelerden birisidir. İşte bizim Erciyes de asırlardan beri ozanlara, aşıklara ilham kaynağı olmuş çok güzel ve güzel olduğu kadar da büyük ve heybetli bir dağdır.
Ben de bu şiiri dün akşam üzeri Hacılar’daki bağ evine giderken gördüğüm Erciyes manzarasından ilham alarak yazdım.
O saatte Erciyes öyle görünüyordu ki sanki bütün güzelliklerinden arınmış başında alaca karanlık bir sis ve her tarafı karalara bürünmüştü. O beyaz gelinliği ile aylarca karşımda duran Erciyes’ten hiçbir eser yoktu. Sanki üzerindeki gelinlik soyulmuş, başındaki saçı dökülmüş, üzüntüden kederden kararmış, yüzü asık bir insan gibi duruyordu. Erciyes’in bu durumu beni çok etkiledi ve arabayı bir kenara çekip bu şiiri içimden geldiği şekliyle yazdım.
Erciyes’te yaşadığı rivayet edilen Aslı ile Kerem hikayesinden de esinlenerek bu şiirle duygularımı dile getirmeye çalıştım.
Dilerim bilgilerimde yanlış yoktur şayet her hangi bir yanlış varsa bilenlerin bunu düzeltmesini dilerim.
İşte içimden geldiği gibi yazdığım o şiir. Dilerim beğeneceksinizdir.
Üstündeki karlar beyazdı tenden
Hayranların seni severdi candan
Beyaz gelinliği almışlar senden
Sanki hep dökülmüş saçın Erciyes.
Garbi yeli esmiş kalkmış dumanın
Ne çayırın kalmış ne de çimenin
Yüzünü asmışsın sıkılmış canın
Söyle de bilelim derdin Erciyes.
Kış gelince giyen beyaz kefeni
Baştan sona örter yaşlı sineni
Her gören hasretle seyreder seni
Bir başka güzeldir kışın Erciyes.
Çağ değişti her tarafın yol oldu
Aslıhan a yüce haktan gel oldu
Kerem sen de yana, yana kül oldu
Beladan kurtulmaz başın Erciyes
Ozanın ahı var senin karakaşında
Çok hikmet var toprağında taşında
Kerem’in külleri de durur başında
Dumandan kurtulmaz başın Erciyes.
Bazen yağmur yağar bazen kar yağar
Elbet şafak söker yine gün doğar
Ancak sen çekersin yükün çok ağar
Dünya da bulunmaz bir eşin Erciyes.
Sana pek çok yakışır beyaz gelinlik
Ağustos ayın da bile verin serinlik
Sen de bir gizem var sende derinlik
Yellerde savrulur saçın Erciyes.
Oban göçmüş yurtlar kalmış geride
Ay boynuzlu koçlar vardır süründe
Aşiretler geri gelir günün birinde
Yeniden şenlenir başın Erciyes.
Tüm Ozanlar senden alır ilhamı
Sende yaylayanlar çeker mi gamı
Sen kendine aşık eden adamı
Ay gibi parlıyor döşün Erciyes.
Heybetlice durursun yıllardan beri
Seni ilk görenler sanarlar ki bir peri
Eteğinde kurulmuş koca Kayseri
Cana can katıyor aşın Erciyes.

Yazarın Diğer Yazıları