İnsanlığın en büyük sorunlarından biridir bu;
Başarılıysan, itibarın varsa, durumun iyiyse insanlar peşinden ayrılmaz.
Ancak bu bahsettiklerim sende yoksa, kimse ne arar ne de sorar.
Kayserispor'un durumunu da buna benzetiyorum. Takım iyi durumdayken, başarıyı herkes sahiplenir ancak, tam tersi bir durumda kimse dönüp bakmaz. Daha 7-8 ay önce bu durumu yaşadık. Bir önceki yönetimin enkaz şeklinde, büyük borçlarla bırakıp gittiği takıma Berna Gözbaşı dışından kimse dönüp bakmadı. Gözbaşı takımın başına geldiğinden bu yana büyük mücadelelerle takımı ligde tutmak için savaştı. Tabii ki beraberinde olduğu yöneticilerin de hakkını yememek gerekir. En az Berna Başkan kadar onların da bu takıma emeği var.
Pandemi dönemi araya girdikten sonra, ligin sonlarına doğru Kayserispor ha düştü, ha düşecek diye diye çöküşünü izliyorduk. Tabii ki son maça kadar umut vardı. Nitekim Kayserispor ligden düşmedi. Seneye yine Süper Lig'de mücadele verecek. Bu bana göre Kayserispor için dönüm noktası olacak. Olmalı !
Kayserispor eğer düşseydi, ikinci bir Kayseri Erciyesspor vakası kaçınılmaz olurdu.
Neden mi ?
400 milyon tl civarında bir borç.
Alt ligde yayın geliri yok.
Koronavirüs belası ekonomiyi alt üst etmiş.
Tribünde taraftar olacak mı muamma.
Kulübün başka gelir kapısı yok.
Anadolu Erciyes Holding dışında sponsor bulmak çok zor.
Bu durumlarda Kayserispor'un TFF 1. Lig'de tutunması hayal olurdu. Daha sonra belki de hiç istemediğimiz bir son yaşanırdı.
Kayserispor bu şehrin gözbebeği. Herkesin gözü gibi bakması gerekir.
Kayserispor'un bu şehre yaptığı reklamı hiç kimse yapamaz.
Takımı sadece başarılı olduğunda değil her daim desteklemek boyunumuzun borcu.
Nüfusu 1,5 milyona yaklaşan Kayseri'nin profesyonel liglerde birden fazla takımı olması gerekirken, biz 1 takımı ligde zor tutuyoruz. Şu politikayı bir kenara bırakıp biraz Kayserispor ile ilgilenelim.
Tek gayemiz Kayserispor olsun!
Lütfen!
