Bu şehitler tepesi ne menem bir tepedir. Boş kalsa bir dert, dolu olsa ayrı bir sızı. Müslüman- Türk için şehitlik düğün, bayram. Allah’ın bir lütfu, bir ihsan. Milletimizin geleneğidir. Evlatlarını askere gönderirken kına yakarlar, vatana kurban olsun diye. Ne mutlu bu makam ile muştulananlara. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve daha birçok ülkede askerimiz var. Pkk denen hain terör örgütüne karşı verilen mücadelede çok şehit verdik vermeye de devam ediyoruz. Evet şehitler tepesi boş değil, boşta kalmayacak. Bu tepede bir yer bulur isek ne mutlu bize.
En son İdlib’ten şehit haberleri geldi Perşembe gecesi. Sosyal medyada yüze yakın şehidimiz olduğu haberleri dolaşırken, televizyon kanallarımızda herhangi bir haber yoktu. Cumhurbaşkanlığında acil güvenlik zirvesi toplandı, parti genel merkezlerinde acil toplantılar başladı, bir süre sonra sosyal medyaya erişim kısıtlaması başladı. Ortada kötü bir durum olduğu belli olmasına rağmen, hiçbir devlet yetkilisinden bir açıklama yoktu. Böyle bir ortamda insanlar yetkililerden açıklama beklerken, birde sosyal medyada kısıtlama getirirseniz, vatandaş yurt dışından aldığı haberlere itibar edecektir.
Bu haberleri alır almaz uzun zamandır farkında olduğum, milletin geneline yansıyan hataya tekrar düştüm. Kaç şehidimiz var? Cevabını aradığım soru bu idi. Şehit sayısının çokluğuna göre tepki verecektik. Bir, iki, üç, beş şehide alıştık artık olağan geliyor. İki basamaklı sayılara kadar şehit haberlerini sıradan karşılıyoruz. Yayın akışları bozulmuyor, haberlerde bir iki dakika yer verirsek tamamdır. Gerçi o gece açıklanan rakam ile 33 şehidimiz olduğunda ve sonrasında da değişen bir şey yoktu. Diziler, filmler, yarışma ve eğlence programları ekranlarımızı süslüyordu. Yukarıda bahsettim şehitlik kavramı bizim milletimiz için yas tutulacak bir mesele değildir fakat en azından o gün şehitlerimiz için kuran okunsa, dualar edilse, eğlence programları, dizilere bir süre ara verilse olmaz mı ?
Şehitlik makamını o kadar ucuzlattık ki, aslında birazda verilen tepkiler bundan. Birkaç asker şehit oldu diye meclisimi toplayacağız dedik, bunun için maaş alıyorlar işleri bu dedik, dirseğimizi şehit tabutuna dayayıp siyasi nutuklar attık, millet bu kadar şehit haberinin ardından bir kişinin konuşmasını bekliyordu devlet başkanının. O konuşmada maalesef espiri yapıp hep birlikte güldük. Böyle bir toplantıda iç siyaset yapmak, muhalefete yüklenmek ne olursa olsun doğru değil. Devlet ricaline bu olay yakışmadı. Kim ne derse desin toplum buna tepki gösteriyor. Biz o konuşmada milletimiz metanetli olun 33 şehidimiz var ama intikamını alacağız. Komutanlarımıza emir verdim gidebildiğiniz yere kadar vurun. Taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayacağız denmesini beklerdik. Madem Suriye bataklığına girdik bunca şehidimiz var, Amerika, Rusya dinlemeden vurma vaktidir, gereken yapılmalıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu bir açıklama yaptı ; “Bizim iktidarımızda şehitler tepesi boş kalacak” dedi. İtitfak ortağı İyi Parti’de bunu destekler mahiyette bir açıklamada bulundu. Ne yapacaksınız ittifak üyeleri, Allah askerimize şehitlik nasip ederse nasıl engel olacaksınız. Ortam Suriye veya başka bir ülkeye girmenizi, müdahale etmenizi gerektiriyor ise girmeyecek misiniz ? Ülkemize karşı bir savaş tehtidi olur ise savaşmadan ülkeyi teslim mi edeceksiniz? Siyaset boş laf yeri değildir. Gerektiğinde susup, devletin yanında yer almayı bilmek gerekir.
Şehide yapılacak saygı modifiye araçlara bayrak asıp yolları kapatarak, kornalar çalarak gösterilmez. Şehide yapılacak en büyük saygı isimlerini unutturmamak, geride bıraktıklarına sahip çıkmaktır. Kayseri’de son şehidimiz Develi’den Ali Taşöz Allah rahmet eylesin. Peki bir önceki şehidimiz” varlığımız Türk varlığına armağan olsun derken şaka yapmıyorduk” diyen İbrahim Albayrak’ı kaçımız hatırlıyoruz. Biraz daha geriye gidelim Zeytin Dalı operasyonunda Afrin’de şehit düşen Memhet Muratdağı’nı hatırlıyor muyuz ? Şehitler tepesini dolduran vatan evlatlarını unutmayalım, hatıralarına, isimlerine, geride bıraktıklarına sahip çıkalım. Astsubay okulunu bitirmesine dört ay kala aceba fikrinde değişiklik var mı diye babası tarafından aranıp; ne düşünüyorsun evlat şehitler var memleket karışık sorusuna, ne düşüneceğim baba okul bitse de bizde İdlib’e gitsek diyen Koçyiğit Yusuf’lar ile dolu memleket. Var olsunlar. Son Söz de siyasilerimize olsun; konuşun, gülün, nutuklar atın efendiler NE DEVLET SİZİN NE EVLAT SİZİN !