Kemal Gönen

İTİDAL ÇAĞRISI

Kemal Gönen

Defalarca bu konu üzerinde yazdık ve yazmaya devam edeceğiz gibi görünüyor

Toplumun her kesiminde buhran hakim, gerginlik had safhada

Trafikte yanlışlıkla korna çalsanız sopayı, silahı eline alan arabadan iniyor

Psikolojilerin bu kadar bozuk olduğu bu dönemde en ufak tartışmalar büyük kavgalara,

Yaralamalara hatta ölümle biten kavgalara varabiliyor.

Geçtiğimiz günlerde Mersin’de Ülkü Ocakları eski başkanı kendisine bıçakla saldıran

Dört ülkücüyü silahla vurdu. Üçü yaralanırken biri vefat etti.

Sebep siyasi, aynı görüşten olanların bile arasına nifak girdi, tahammülleri kalmadı.

Evvelki gün bir vakfın izinsiz gösterisine polisin müdahale görüntülerini izledik

Başörtülü bir polis memuru, başörtülü bir eylemciyi copla dövdü olarak bakamayız olaya,

Bir kadın polis, bir kadın göstericiye orantısız güç kullandı demek daha doğru bir bakış açısı olur.

Aynı şekilde diğer erkek polislerin yerde oturan göstericilere sürekli biber gazı sıkması copla vurması da orantısız bir gücün simgesi.

Dün 28 Şubat sürecinde ifade ve inançlarından dolayı baskı ve zulüm görenler, bugün iktidar gücünü eline aldıklarında ifade ve inançlarından dolayı bir zümreye baskı uyguluyorlar gibi bir durum çıkıyor ortaya.

Furkan vakfı ne iş yapar bilmem, onları savunacak durumda değilim. Fakat bir görüntü üzerinden algı oluşturulmaya çalışılıyor ise durum farklı. Gösteriyi yapanda, gösteriye müdahale eden de itidalli davranmak zorunda.

Yine geçtiğimiz günlerde bir askerin bir doktora saldırıda bulunduğu haberi yayıldı. Doktorlar jandarmanın arasında götürülen askeri protesto etti. Olayın kamera kayıtları incelendiğinde hiçte söylendiği gibi olmadığı ortaya çıktı.

Birileri tarafından doktorlar ötekileştiriliyor, askerler dışlanıyor, polis kötüleniyor. Toplumun her kesiminde ayrıştırma / ötekileştirme hakim durumda. İki grup var bizden olanlar ve diğerleri.

Siyasetin uzun süredir devam eden kutuplaştırıcı söylemleri ve eylemleri tabanda karşılığını buldu. Bizden olanlar veya olmayanlar, bitaraf olanlar veya bertaraf olanlar gibi söylemler kutuplaşmayı artırdı.

Önceki gün Cumhurbaşkanı eski partilileri ile bir araya geldiği toplantıda   "Bölgemizin ve dünyanın ekonomik krizler, savaşlar, sosyal ve siyasi mühendislik oyunlarıyla yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı şu dönemde sizleri bir kez daha saflarımızı sıklaştırmaya özellikle davet ediyorum” dedi.

Demek ki ortada sosyal ve siyasi mühendislik oyunlarının olduğu herkesin malumu

Yine bu günlerde sağda solda dillendirilen bir olay var. 15 Temmuz hain darbesini gerçekleştiren sözde cemaatin sözde Kurtarılmış Kentler meselesi.

Doğruluğunu bir kenara bırakın, söylemi bile insanı rahatsız ediyor.

Örgütün kendi içerisinde birçok kentin Kurtarılmış Kent ilan edildiği söylemi dolaşıyor.

Ne demek Kurtarılmış Kent ; Valisinden, askerinden, polisine kadar adli mercilerine kadar kendilerinin eline geçmesi.

Bu söylem bile çok irrite edici.Devlet gerekli önlemleri alıyordur, araştırıyordur diye düşünüyoruz.

Son günlerde bir yerlerden düğmeye basılmış gibi bir hava var. Devlet, hükümet, kurumlar,şahıslar dahil böyle bir dönemde üzerine düşen görev bütün meselelere itidal ile yaklaşmak, algı operasyonlarına , toplum mühendisliği projelerine çanak tutmamak olacaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları