Hakan Çiftci

Kayserispor düşerse...

Hakan Çiftci

Sağ olsun Süleyman Keskin ağabey, Kayserispor’un şu anki halini dert edinmiş ve bizlere de iltifatta bulunmuş.

Sadece, bizler değil, bu memleketin her bir insanının derdi Kayserispor olmadıktan sonra bizler boşuna söyler, boşuna yazmış oluruz.

Dünkü yazımda ‘Memduh Büyükkılıç başkan kıvılcımı yaktı’ diye köşe yazmıştım.

Memduh başkan öylesine güzel, vurgulu, yerinde tespit ve düşüncelerle Kayserispor’a sahip çıkmış ki, takdir ettim. Başkanın yaktığı bu kıvılcımı alevlendirmek de Kayseri’nin yiğit evlatlarına düşer.

Memduh başkanın, özellikle ‘Bundan sonra susmayacağız’ demesi gerçekten de çok önemli.

Berna başkan susmuyor, Memduh başkan susmuyor, bizler basın mensupları da yine hem bu seslerin tercümanı, hem de temsilcileri olarak yine susmuyoruz.

Eğer haksızlık karşısında susarsak, finalde konuşacak bir Kayserisporumuz kalmaz.

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ sözüne binaen susmamalıyız.

Sustukça, yapılan haksızlıklar meleke haline gelir ve zararı her zaman Kayserispor görür.

Kayserispor’un hakkı resmen gasp edilirken, hep birlikte yüksek bir sesle ‘Hayırdır, sahipsiz mi sandınız Kayserisporumuzu’ demeliyiz.

***

Kayserispor, her zaman diyoruz, bu şehrin en büyük marka değeri diye.

Ama, iş icraata gelince herkes sus pus oluyor.

Kapalı Kale’yi bu işin haricinde tutmak elzem.

Onlar, zaten Kayserispor’un en büyük destekçileri.

Bu takım bizim ve sahiplenmesi gerekiyor.

Maç öncesinde sosyal medya hesaplarından paylaşım yaparak, bu takım sahiplenilmez, destek olunmaz.

Hem pamuk eller cebe inmeli, hem de iyi ve kötü günde takıma sahip çıkmalıyız.

Göz göre göre hakkımızın yenmesine daha ne kadar susacağız.

Kayserispor’un, bu sezon hakkının resmen gasp edildiği en az 7-8 maç var.

Başkan “Uğursuz bir gün” diyor ceza alıyor.

Basın sözcüsü feryat figan ediyor, uyarı cezası geliyor.

Peki, bizim hakkımızı kim savunacak?

Son günlerde bir ‘Lobi’ kelimesi gündemde!

Evet, ne yazık ki, bizim lobimiz yok, ama biz lobi istemiyoruz, biz sadece ‘Adalet’ istiyoruz.

***

Bir başkanımız var, tüm mesaisini Kayserispor için yapıyor ve ne yazık ki, yalnız kalıyor.

Berna Gözbaşı’nı yalnız bırakmamalı, onu da hem maddi, hem de manevi olarak desteklememiz gerekiyor.

Evet, Kayserispor dedik, marka dedik, ama bu markanın bizlere ne kattığına da değinelim.

Süper Lig’de 21 takım arasında Kayserimizin ismi sürekli anılıyor.

Spor programlarında Kayserispor’un adı geçiyor, gazeteler ve internet sitelerinde ise 100 binlerce kez Kayseri’nin ismi vurgulanıyor.

Takıma destek veren firmaların da sürekli isimleri gündeme geliyor.

Başarı geldikçe, hem reklam verenler, hem de bu takımın sevdalılarının yüzleri gülüyor.

Başarı geldikçe, medyada daha çok yer buluyorsunuz.

Başarı geldikçe, ana sponsor firma Erciyes Anadolu Holding’in yüzü gülüyor.

Yine, destek veren firmaların da isimleri yaygın medyada daha çok yer alıyor.

Hiç kimse attığı taşın yerini bulmamasından keyif almaz.

Kayserispor gibi bir markanın da adı artık başarısızlıkla anılmamalı, üst sıralara oynayan, hedefi her daim Avrupa Kupalarına oynayan bir görüntü içerisine bürünmeli.

Biz neden ‘Alanyaspor gibi olamıyoruz’ diye kendi kendimize sormalıyız?

***

Hiç kimse Kayserispor’un başarısızlığını istemez.

Başarısız bir Kayserispor demek, başarısız bir şehir anlamı da taşıyor.

Şu an Kayserispor, Süper Lig’de ise, Kayseri şehri de süper ligdedir.

Eğer, küme düşersek de aynı şekilde tüm şehir küme düşmüş olacak.

Siyasette, Turizmde, basında, iş dünyasında vb. aklınıza gelecek her bir platformda küme düşmüş olacağız. 

***

Geçtiğimiz sezon içler acısı durumdan bu takımı kurtaran, borç üzerine borç ödeyen Berna Gözbaşı ve yönetiminin özellikle hakem isyanına sessiz kalmamız söz konusu bile değil.

Yeri geldi, ağır bir şekilde eleştirilerimiz de oldu, ama, niyetimizin sadece ve sadece Kayserispor’un başarısı olduğundan sebep, birkaç yanlış anlayan dışında sürekli takdir edildik.

Kayserispor’un bizlere kattığı değerin farkında olmalıyız ve artık yukarıda da belirttiğim gibi yüksek bir sesle ‘Kayserispor’un’ hakkını savunmalıyız.

Başa dönüyorum, Büyükkılıç kıvılcımı yaktı, ama onun yaktığı bu ateşi alevlendirmeli ve her bir platformda hakkımızı savunmalıyız.

Burada milletvekillerine, belediye başkanlarına, iş insanlarına ve Kayseri basınına büyük iş düşüyor.

Son olarak söylüyorum, Kayserispor düşerse, hepimiz düşeriz…

 

Yazarın Diğer Yazıları